Sevdiğim biriyle kavga ettiğim ya da gerginlik
yaşadığım zamanlarda, “Ya ona bir şey olursa?” diye düşündüğüm zamanlar olur bazen.
Ya aklında en son kavgamız kalırsa, ya ikinci bir şansımız olmazsa, ya ömür
boyu gönlümde onun pişmanlığını yaşarsam diye çok korkarım. Böyle birkaç hikaye
duyduğum için de, aklımda hep; “Sevdiklerimizin değerini, onlar yanımızdayken
bilmeli. Birlikte geçirdiğimiz her anın kıymetini bilmeli. Her an son anımız
olabilirmiş gibi yaşamalı.” der hep bir tarafım… Bunu hayatın akışında
uygulamak hiç kolay değil elbette.
Lale’nin de, artık Onur’un kıymetini anlaması için,
onu kaybetme korkusunu dibine kadar yaşaması gerekiyordu. İşte Lale’nin sınavı
şimdi başlıyor. Bu saatten sonra göreceğiz bakalım Onur’u ne kadar seviyor ve
ailesi, sevdiği adam için ne kadar mücadele edecek. Ama bunun öncesinde
konuşmamız gereken, hiçbir dayanağı olmayan kavga mevzusu var. Gelin bu mevzuyu
detaylarıyla bir inceleyelim:
Öncelikle Lale’nin her zamanki gibi, Onur’u hâlâ
tanımadığının ve ısrarla tanımak istemediğinin farkına bir kez daha vardık diye
düşünüyorum. Filiz’in dolduruşuna gelmesinden de, hiç bahsetmiyorum. Ya sen bir
insanı tanıyorsan, güveniyorsan, neyi yapıp yapmayacağını bilirsin. Onur gibi
bir adama “Meyve kokteylime alkol mü koydurdun? Benden faydalandın mı?” demeye,
insan utanır yahu. Bu adam sapık mı? Bu ne çirkinlik? Lale’nin çirkin tavrından
çok, kendini haklı görme çabaları daha da sinirlendirdi mesela beni. Zaten
biliyorsunuz, Lale’yle empati kurabildiğim bir an yok maalesef. Belki bu
saatten sonra, Onur’a kendini affettirme çabalarıyla kurabilirim. Ne dersiniz?
Tabii ki ben de gülebiliyorum :)
Şunu da söylemeliyim; bu cümleleri ilk başta Onur’u
tanımadan önce kursaydı, belki normal karşılayabilirdim. Neticede birbirlerini
tanımıyorlardı. Ki bence hâlâ tam anlamıyla tanımıyorlar. Onur ne kadar şeffaf
ve normal bir adamsa, Lale tam tersi çözülemeyen denklem gibi. Bildiğiniz üzere ne yapacağı hiç belli
olmuyor. Ve güzel anları mahvetmek konusunda da üstüne yok.
Gelelim kavganın diğer kısmına, aslına bakarsanız, Onur’un,
“Benim sana bilerek hamile kalıp, evlenmeye zorladın demem gibi gibi bir şey
bu.” cümlesi ve Lale’nin “Benim seninle evlenmek için kurnazlık yaptığımı
düşünmüşsün.” cümlesi, altı tamamen boş, yazmış olmak için yazılmış bir kavga
sahneydi. “Biz bunları nasıl kavga ettiririz? Eski mevzuları açalım ve sanki bu
konuları daha önce hiç konuşmamış gibi yapsınlar.” tadındaydı. Arkadaşlar eğer
hatırlarsanız, Onur zaten bu
düşüncelerinin hepsini Lale’nin yüzüne söylemişti. Lale’yi suçladığını, para
teklif ettiğini ve önyargılarını hatırlıyoruz değil mi? Hatırlamayanlar 2.bölüm 53.dakika 51.saniye ve 56.dakika 33.saniye arasını izlemeli. Kısacası,
ne kadar tavsip etmesem de, -zaten bunu 2.bölüm yorumumda yazmıştım- Onur’un,
Lale’nin hamile olduğunu öğrendiğinde tavrı gayet netti. Şimdi bu konular hiç
açılmamış gibi, Lale’yi çemkirtmek, ortada gerçekten bir sorun varmış gibi
abartmak, benim gibi dikkatli izleyiciler için komik oluyor maalesef.
Yazı devam ediyor...