Su azıcık özensen keşke Kelebek’in kalbine. Ateş senden çok
sırrını veriyor şu çocuğa ya yazıktır biraz da sen aç kendini.
Kelebek yumuşacık seviyor Su’yu, kırılsa bile kızmıyor, can
acıtmıyor. Su olsa en az üç gün süründürmüştü. Su çamaşır asarken, Kelebek’in
şaşkınlığına karışık hayranlığı çok sevimliydi. Gerçekten de öyle Su’nun keman
çalmaya alışık narin elleri damda çamaşır asıyor. Keman demişken… Tamam, tamam
artık söylenmiyorum yoruldum.
Neyse ki hemen barıştılar, dizinin neşe çifti onlar,
bozulmasın araları aman.
Aslı ve Ateş de onca zaman sonra bir araya geldi neyse ki…
Aslı’nın ‘özlesin, sürünsün’ halleri sinirimi bozdu biraz. Aslı eskiden Ateş’in
tırnağına bile kıyamazdı. Bazen, Ateş’in Aslı’ya tam gelemediği zamanları
özlüyorum, hani Aslı’nın okulu kazandığı dönemler. Ateş’in Aslı’nın dizine
yatmalarını, Aslı’nın şefkatini… Eskiden kırılacak gibi dokunurdu Aslı, Ateş’e.
Şimdi kırmaktan korkmuyor gibi dokunuyor. Aslı’nın iyi eden ellerini özledim, Aslı’nın
Ateş’e sahip olduğu en değerli şeymiş gibi bakışlarını özledim.
Aslı’nın aile çabasını anlıyorum gerçekten anlıyorum ama
şımarık bir kıza dönüşüyor gibi oluşunu anlamıyorum. Uzay’a gidip bir sen artık
bizimle oynayamazsın, demediği kaldı. Uzay her zaman böyleydi, kendi işi
olmayan işlere burnunu sokar ve patavatsız konuşurdu. Yeni bir şey yok ki. Uzay’ın
herkes gibi Aslı derim, diyerek yüzünü asması onun acıtmasa da benim canımı
acıttı. Şimdi her derdini anlattığı annesini Uzay olmasa bulamazdı, o zamanlar
kimse yardımına koşmuyordu, ne çabuk unuttu?
Aslı bu hikayede benim en kıymetlim çünkü en masum olan, bu
yüzden şımarık bir kıza dönüşüyor oluşu en çok beni üzer.
Lal bir konuşsan çözülecek her şey...
Bu bölüm Lal’e üzülürken buldum kendimi. Empati bazen kötü bir şey… Keşke anlatsa, ağlasa en sonunda da öpse de bitse çilesi dedim. Bora ile olan tüm bağı yok olur muhtemelen ama en azından içinde kalmaz. Lal, Evren’in ondan beklediğini yaptı ‘aşkı’ seçti. Ben olsam ben de öyle yapardım ama hala anlatmıyor oluşunu anlamıyorum. Git de işte, Maya’nın Atina’ya gitmemesinden daha büyük sorunlar var şu an.
Son sahnede onun da eline büyük bir koz geçti ama Gözde ve
Evren’den kurtulmak uğruna bunu da Bora’ya söylemeyecek belli.
Gözde’nin bebeğinin düşme haberini de ilk Yıldız’ın duyması
güzel karma oldu. Tabii Yıldız hesap kitap bilmediğinden pat diye söyledi Evren’e.
Çok sıkılmıştım bu bebek mevzusundan, iyi oldu. Hemen Bora da duysun annesi de
kendine geldi sanırım yani ben öyle anladım sorun çözülsün işleri kimsenin
üstüne geçirmesin.
Birkaç bölüm ilgimi kaybetmiştim ama şimdi yeniden beni
kazandı gibi, bilmiyorum neden. Yazdan diyelim, yazdan olsun.
Gelecek bölüm cıvıl cıvıl olsun, Bodrum’un renkleri diziye de
yansısın…