Ne çok insanın hayatında nasıl acı izler bıraktınız
kimbilir? Kimbilir kaç kadının anne, kaç erkeğin baba olma hayalini demir parmaklıklar arkasında müebbete
mahkum ettiniz. Merve, o kayıp sahiplerini temsilen karşımızda. Merve;
işkenceyle hayalleri çamura bulanmış, doğmamış evlatları elinden alınmış,
dünyası karartılmış bilmem kaç kadının toplamı. Merve sadece Merve değil
aslında.
Dün akşam 22. bölümünü seyrettiğimiz Yedi Güzel Adam’da
kavuşmalar, barışmalar, kayıplar seyrettik bir dolu. Pek çok duygunun bir arada
yaşandığı keyifli bir bölümdü. Geceye damgasını vuran olay, Merve’nin gördüğü
işkence nedeniyle hayat boyu evlat sahibi olamayacağı haberiydi. Merve sadece
Merve değildi işte. Kirli elleriyle hayal ve gelecek çalan zalimler ordusunun
üstünü çizdiği onlarca kurbandan biriydi artık. Fakat onlar sanıyordu ki bütün
bunlar unutulacak. Yanılıyorlardı. Biz unutsak, tarih unutmayacak. Merve,
acısını inci bir kolye gibi taşıyacak gerdanında. Hayat boyu. Merve ya da
Merveler, kayıplarından asla utanmayacaklar. Ne burada, ne diğer tarafta.
Masumiyet ve acı, başka kimsede böyle soylu durmayacak.
Seni seviyoruz Kahraman, biliyorsun değil mi?
Merve’yi hastaneye yetiştiren dayısı Çalık’ın vicdan
azabı da ne şekilde diner bilmem. Diner mi dersiniz? İçeride yeğeni canıyla
uğraşırken hala hastane bahçesinde senlik benlik davası gütmesinden sonra
vicdan azabından ölüp biteceği yönündeki tüm beklentimi çöpe attım. İnsan bi
sükunetle bekler yahu. İki dakika utanır ettiğinden. Çalık’ı sevmek çok
istedim. Ama ne yazık senaryoda payına düşen davranışları onu sevmek fikrinden
fena halde alıkoydu beni. Çalık hastanede Cevat’ı görünce kanı beynine sıçradı.
Bir dayı gibi ‘yeğenim iyileşsin de kurban keseyim’ diye adaklar adamak yerine ‘‘Hele
Merve iyileşsin, öldüreceğim bunu’’ demeyi tercih etti. İşte tam bu cümleden
sonra, Çalık’a insanlık dersi veren bir cümle döküldü Kahraman’ın
dudaklarından: ‘‘İşte o zaman karşında beni bulursun!’’ Kahraman bahçede,
sınıfta onlarca kez kavga edip bir türlü aynı dili konuşamadığı Cevo’suna
kalkan oldu işte. Canını canının önüne koyacak kadar sevmiş demek Cevat’ı. Lise
arkadaşlıkları böyleydi eskiden. Şimdi öyle olduğunu sanmıyorum. İlginçtir
insanın yaşı ilerledikçe yakın tarihe dair pek çok şeyi unutup, hatta
üniversitedeki hocasının, arkadaşlarının ismini dahi hatırlamayıp lise
arkadaşlarını, hocalarını dün gibi hatırlayabiliyor. Yaşanan her şey daha samimi
ve gerçek olduğu için belki de. İnsan zaman geçtikçe hatırasında ve hafızasında
yalnız gerçeklere yer veriyor.
Sen kime silah doğrultuyorsun Selim Abi?
Aslında gecenin ilk kahramanlığı Cevat’tan geldi
dün. Cahit Hoca’yla dışarıda yürürken Devrimci Selim’i Hakkı’ya silah
doğrultmuş halde gördü. Tam da Cevat’tan beklediğimiz gibi atik bir hareketle ‘‘Sen
kime silah doğrultuyosun Selim Abii?’’ diye bir çıkışı vardı ki… Aslanım Cevat,
dedim içimden. Cevat ve Kahraman’ın inandıkları fikrin temsilcilerine karşı
durmaları bize inceden ve naif bir mesajdı bence. Dün gece tanığı olduğumuz o
iki sahnenin bize şunu anlattığını düşünüyorum:
‘Siyasi görüş,
asla arkadaşlık ve insanlığın önüne geçemez. Hiçbir ideoloji bir kişinin
tekelinde değildir. Ülkücü Çalık, yanlış bir model olabilir fakat bu ülkede
Kahraman gibi cesur yürekli, insanlığı ağır basan ülkücüler de vardır. Devrimci
Selim polis vurabilir ama devrimci Cevat karıncayı bile incitemez. İdeolojiler
kişiler üzerinden yola çıkarak değerlendirilmez.’
Bu güzel mesajı sevgili senaristlerimiz Ahmet Tezcan
ve Nevin Şahin’in Türk Milleti’ne bir selamı olarak görüyor ve payıma düşeni
alıp başım üstüne koyuyorum.
Yolunuz aydınlık olsun, Kara Lise'nin ak alınlı gençleri.
Yolları ayrı ayrı olsa da bir köşe başında birbirini
bekleyen arkadaşlıkların, işkenceci, bölücü zihniyete inat birbirine nefer olan
insanların ‘bahar müjdesi’ gibi hallerini seyrettik dün. Tam yeşerdi dediğimiz
anda fena halde ayaz vurdu ümitlerimizi. Merve’nin hali, annesinin feryadı ok
gibi saplandı ciğerimize. Yaprak döktü işte bir yanımız, bir yanımız ise hala inatla,
ümitle bahar bahçe…
Bu şarkı da benden size armağan olsun.
Emek veren herkesin eline sağlık.