Kerim Cevher… Bahar’ı görünce, kalbi titredi, dokundu
Bahar’a, okşadı yanağını. Sonra Mehmet’ini aldı kucağına, gidiyordu. Gitmedi.
Bahar’a elini uzattı, tuttu, yürüdüler… Kerim Cevher, işte orada bitirdi
meseleyi. Kızıyorum, söyleniyorum ama ben Kerim’e güveniyorum.
Baban sana aşık oldu bile Düğme:)
Kerim, Düğme’yle tanışırken de Kerim’di. Gözlerinin içi
gülen, heyecanı sesine yansıyan ama hemen bilimsel öğretilere başlayan. Kızına
çok şey anlatacaksın Kerim merak etme. Ona güzel bir insan olmayı öğreteceksin…
Merak etme Hülya; kızın seni görecek, güvenecek, elini bırakmayacak...
Hülya Cevher… Güç abidesi, muhteşem kadın! Annelik nasıl da
yakışıyor sana. Doğuma giderken bile Mehmet’i diğer çocuklarından ayırmaman,
onu rahminde büyütmüş gibi kabullenmen. Kimine göre psikolojik bir sıkıntıdır
bu, bana göreyse sahiplenmek. Güzelsin Hülya… Nasıl anlatsam seni sana.
Artık herkes, her şeyi biliyor. Daha rahat hareket
edebilecek bir Hülya izleyeceğiz. Bugüne kadar hep bir şeylerden korkan Hülya
vardı karşımızda, artık tek korkusu bebeklerinden ayrılmak olacak. Düğme,
Hülya’nın bir parçası; Mehmet, ayrılmaz bütünü. Bahar ise yavaş yavaş gelecek
yuvaya. Melek’in yavaş yavaş kendi kaybetmesi derken bir bakmışız Bahar,
annesinin koynunda uyuyor.
Hülya, utanılacak şeyler yaşamadı. Çok yaşa Zeynep! Bayram
Bey’i nasıl kabullendiysen Hülya’yı da kabulleneceksin Süheyla. Çok yaşa Bade!
Aşk, kolay şey değil; gideceksin, git. Çok yaşa Bayram Bey!
"Gözündeki kırık ışığı göremedim. Korkuyu, utancı anlayamadım. Affet beni kızım..."
Bayram Bey’in tecavüzü öğrendiği an verdiği tepki öyle normal
ve gerçekti ki. Bayram Bey, Hülya’yı kızı yerine koyuyor. Evet, eski Bayram Bey
evlenmelerini istemezdi. Ama yeni Bayram Bey de öyle bir kalemde silip atamaz
kızını. Bir an bile Bayram Bey'in Hülya'yı kovacağını düşünmedim mesela, bir an bile hayal kırıklığına uğramış hissetmedim. Hülya’ya kızarken bile çenesi titreyen Bayram Bey, kızını koruyamamanın
hüznü içindeydi. Merak etme Bayram Bey, Hülya seni affeder. O kocaman
yüreklidir. Ama sen de ondan omzunu esirgeme olur mu?
O bebek daha tam olmasa da sizinle tam olacak Mahircim...
Mahir… Dünyanın en güzel dayısı, canım Mahir. Heyecanın,
korkuların, kızgınlığın, her şeyinle doğum stresini öyle bir yansıttın ki. Çok
güldüm, çok ağladım Mahir. Düğme çok şanslı, sen ona şahane bir dayı olacaksın.
Melek… Şaşıracaksın belki ama içimi sızlatıyorsun, biliyor musun? Korkuyorum,
üzülüyorum. Fakat ne yazık ki o çevrede kimse psikolog, pedagog mesleklerinden haberdar değil. Yani kağıt üzerinde haberdarlar ama iş uygulamaya gelince herkes ölü taklidi yapıyor.
"Babama nasıl benim olduğumu öğrendiğinde kocam dedin, yengeme de şimdi gelinim dersin!" Bade, sen efsanesin!
Bade Cevher! Sen umutsun... Sen muhteşem birisin.
Kahkahasıyla, gözyaşıyla şahane bir bölümdü. İlk bölümün
tadı 40 haftadır damağımda. Zaman geçtikçe, hikaye yoruldukça sendeler mi diye
düşünüyorum da hala nefes nefese bir yolculuğun içindeyiz, şükürler olsun.
Yazan, çeken, oynayan, emek veren herkese binlerce teşekkürler. Bir şarkı bu
kadar güzel yankılanabilirdi kulağımda, bu kadar güzel ritim tutabilirdim…
Sonsuz kere ‘İyi ki!’, sonsuz kere…
Bulutların üzerinden son iniş
O son sahne mutluluk sebebi, umut sebebi… HülKer,
küllerinden doğacak elbet. Ve bu sefer sıfırdan yaratan Kerim olacak. Benim
onlara inancım tam. Kerim’in dönüp dolaşıp Hülya’nın karşısına çıkan en son
kişi olmasına gelirsek… Dizi süreleri malum, 40. bölüm neredeyse 2,5 saat
sürmüş. Hal böyle olunca; Hülya, Kerim ve Düğme’yi ilk defa bölüm finalinde
tanıştırmak isteniyorsa Kerim’in dönüp dolaşıp türlü maceralara koşmasından
daha doğalı yok. Bir senaryo matematiği, bir hikaye kapsamı var. Bölümün
ortasında Hülya ve Kerim’i bir arada izlemektense, bölüm finalinde kalbimi
onların arasında, Düğme’nin başucunda bırakmak daha da ısıttı kalbimi. Derseniz
ki, bölümler kısalsın, Kerimler dolaşmasın. Ne güzel olur. Keşke olsa. Bu hafta
da yerli dizi yersiz uzun dediğimize göre devam edebiliriz.
O eller yeniden birleşecek, hem de bu sefer daha sıkı...
Gerilim bir yana birtakım düğümlerin atılıp, açıldığı bölümler daha da sevdiklerimdir. Tecavüzün Cevherler tarafından öğrenilmesi, tecavüzün Kerim tarafından öğrenilmesi, Hazer’in hikayeye girmesi ve çıkmayı düşünmemesi, Hüseyin’in Hazer’le uğraşmayı planlaması, Zeynep ve Hazer arasında yakılan yeşil ışık, Kerim’in okulda arkasından çevrilen işleri öğrenmesi, Melisa’nın gidişi, Melek’in garip tavırlarının fark edilmesi, Düğme’nin doğumu, Hülya ile Kerim’in arasındaki gerilim ve Kerim’in Bahar’ın elinden tutması... Tüm bunların sığdırıldığı, yeni soru işaretlerinin yaratıldığı, karakterlerin yeni sınavlardan geçtiği, karakteristik özelliklerine güncellemelerin yapıldığı tertemiz bir bölüm izledik. Haliyle oldukça memnun ayrıldım televizyon başından.
Hazer’i, Tan’ı, Melisa’yı, Cem’i, Hatice Hala’yı konuşuruz
daha elbet. Bu hafta böyle kalalım. Bu yazı da Düğme Cevher’e armağan olsun.
Umutlu bakalım geleceğe, hayırlı uğurlu olsun tüm yaşamı. Sevgiyle, aşkla… Hoş geldin Düğme Cevher, hoş geldin…