Kemal artık normal bir hayat yaşamanın, ailesiyle birlikte
hayatı paylaşmanın peşinde. “Kaç gece
göğsünde uyuduğum kadın/Hep tek başıma uyandığım”* Hayallerinde hep
Nihan’la uykuya dalarken, artık sabah gözlerini açtığında da onu yanında görmek
istiyor, tek başına uyanmalardan yorulmuş. Bunca yıldan ve bunca yaşanandan
sonra da en büyük hakkıdır. “Seni
sevdiğim kadar çok seninle birlikte olamadım. Yokluğunu varlığından çok
biliyorum.” tespiti ve siteminde o kadar haklı ki. Birbirlerini sevdikleri
süre kadar ve o yoğunlukta birlikte olabilselerdi, yaklaşık 40 yıldır evli olan
çiftlerin birlikteliklerine tekabül ederdi.
Kemal’in “Keşke
koşulsuz şartsız sığınabilseydin bana.” sitemi yerinde ama Nihan da hem korkmakta
hem de isyanında haklı yahu. Çok yordular onu. Hem yalnız kalıyor, yüreğini
sıkıştıran tehditleri kimseyle paylaşamıyor. Hem de Kemal de ona haklı olarak
sitem ettikçe daha da boğuluyor. Umut dolu Kemal, Nihan’a adeta suni teneffüs
yaparak yeniden bir parça can verdi samanlıkta. Atalarımız boşuna, iki gönül bir olunca
samanlık seyran olur dememiş. Hayat yorgunu Nihan Kemal’de dinleniyor. Meselesi
Kemal’e veya onun aşkına güvenmemek değil. Kemal’in kendilerini koruyamayacak
olmasından da endişelenmiyor. O sadece Emir’in gücünden, kötülük konusundaki
sınırsızlığından korkuyor. Nihan’ın kaçmalarından, Deniz’i gizlemelerinden
usandım ama kızamıyorum da Nihan’a. Çünkü Emir onu çok fena “terbiye etti.” Bir
annenin evladının canıyla sınanmasından sonra vereceği tepkiler, alacağı
kararlar hiç sağlıklı olmaz doğal olarak.
Üfff Kemal, bu soğukta ormanda ne işimiz var?
Kemal ve Nihan’ın koştukları maratonun sonunu ben de çok
merak ediyorum çünkü başlangıç
noktasını biraz kaybettik. Emir’den intikam
alma projesi unutuldu gibi. Deniz ön plana çıktığı için Ozan mevzusu da pek
konuşulmuyor. Nihan kapana kısıldı kaldı. O yüzden bundan sonraki eleştirilerim
artık karakteri atlayıp senarist boyutuna yönelik olacak. Samimi söylüyorum
sıkıldım. Nihan’ın korkularına hak versem de, Deniz’i gizlemesinin nedenini, Kemal’den
kaçışlarını anlasam da,
sıkıldım. Çünkü bu konuda sezon başından beri sürekli aynı cümleleri duyuyoruz.
Tamam, ilk üç gün ben de destekledim ama cidden artık kendimi fena halde
rölantide hissediyorum. Ben genellikle ne zaman böyle isyan etsem, tesadüfen
peşi sıra gelen bölümde hep heyecan dorukta oluyor, şu anda bu toteme güvendim.
Biraz da Kemal’in artık nihayet gerçeği öğrenmiş olmasına ve Nihan’ın, Kemal’in
Deniz’in odasına girmiş olduğunu anlamasına rağmen Emir’i uyarmamış olmasına
güveniyorum. Güvenmek istiyorum daha doğrusu.
Güven konusu mühim. Mesela Kemal de ben de henüz Zeynep’e
tam olarak güvenmiyoruz. Çünkü önceki yaptıklarına bakarsak, henüz
güvenebilmesi için elinde yeterli ve inandırıcı veri yok. Zeynep daha dersini
alma konusunda yolun başında. Sürecini başarıyla tamamlarsa Kemal de ben de
güveniriz ona yeniden. Bunun fitilini evden kovulması ateşledi ama esas
harlayan da Fehime oldu.
Fehime Hanım iyi bir anne olamamış maalesef ki. Yani
çocuklarını düzgün bir şekilde yetiştirememiş. Kemal biraz da esas oğlan
olmanın avantajını kullanıp düzgün bir karakter olarak aradan sıyrılırken,
Tarık ve Zeynep bu konuda onun kadar şanslı olamadı ve hatalar yapıp durdular.
Ancak Fehime iyi bir anne olamasa da kendi çapında sevgi dolu ve ilgili bir
anne. Zeynep’in hasta hali üzücüydü elbette ve Fehime’nin ana yüreği de bu
duruma dayanamadı. Yaptığı hatadan sonra, Zeynep’e kalbini henüz tam olarak
açmış değil belki ama önce ilgilenip sonunda onu o otel odasında gene yalnız
bırakıp gitmesi de sadece ona olan kırgınlığı ve kızgınlığından kaynaklanmıyordu.
Kendi ayaklarının üstünde durmasını öğütlemesi, eski Zeynep’in hayallerini ve
isteklerini hatırlatması çok yerinde bir hareket oldu. Zeynep’in kendi
benliğini bulup, kendi hayatını kurduğunu izlemeyi çok isterim. Zeynep, hatalar
yapan bir karakter ve ben de onu çoğu zaman sevemedim, anlayamadım. Fakat
insanız ve hepimiz hata yapıyoruz. Zeynep de hatalarından ders çıkartıp,
kendini geliştirirse bunu izlemekten de büyük memnuniyet duyarım. Geçen süreçte
gelişen, değişen ve bunların altı doldurulan karakterleri izlemeyi seviyorum.
Yazı devam ediyor...