Bu haftaki bölümde Carrie
Preston’ın olacağını unutmuşum. Başlar başlamaz onun güzelim yüzünü görünce bir
sevinç çığlığı attığım doğrudur. Elsbeth her hafta dizide olsa çok yorucu ve
bir süre sonra kabak tadı verecek bir karakter belki. Ama böyle küçük dozlarda,
beklenmedik anlarda gelince ondan iyisi yok. Artık aklının iplerini iyice
salmış bir Elsbeth var karşımızda ve onun zihninin içini görmek bambaşka bir
keyif. Bambaşka, ve ölesiye acayip! Ve bu sefer, ilk kez, Alicia ve Elsbeth
karşı karşıya! Bir bölümden daha ne istenir?
Bölüm, bizimkilerin
bilgisayar fidyecileri tarafından saldırıya uğramasını ele alıyor. Teknolojiyle
flörtü her zaman hayranlık uyandıran dizi günümüzün dijital kabusunu çok
başarılı bir şekilde masaya yatırıyor. Bölüm boyunca Diane’e ettiğimiz küfürler
de cabası. Virüs olduğunu kilometreler öteden bağıran bir butona tıklayıp
cehennemi ölmeden yaşamaya başlatıyor herkese.
Gerçek hayatta bu olayla mücadele edenlerin de anlattığı gibi bu
korsanların ciddi ciddi yardım hattı vs. var. O kadar kibar ve düşünceli
hırısızlar yani. Tüm parasını Cary’nin kefaletine yatıran şirket şimdi de
dosyalarını korsanlardan geri almak için 50.000 dolar ödemek zorunda
bırakılıyor. Çünkü dosyalarının silinmesi ya da dışarı sızdırılması firmanın
iflas bayrağını çekmesi anlamına geliyor. Ama sizin de elinizde Kalinda gibi
mükemmel bir dedektif olsa, siz de önce bu sıkıntının etrafından dolaşmanın
yollarını ararsınız, değil mi?
Fidyecilerin peşinde olan
Kalinda, sadece ihtiyacı olduğunda onu görmekten hoşlanmayan ve hala bu duruma
alışmamasına şaşırdığım Lana’nın yardımına başvurdu ilk önce. Yeri gelmişken
söyleyeyim, hem Cary hem de Lana ile yatan Kalinda maşallah her iki alemin de
en iyilerine konuyor, hakkıdır, tebrikler. Daha ciddi bir şeylerin peşinde olan
Lana Kalinda ile hayatını paylaşırken mükemmel ve çok içime dokunan bir cümle
kurdu, burada yinelemek isterim: “Anneme eşcinsel olduğumu söyledi. Hakkımda
hayalkırıklığı yaşayacak kadar uzun yaşadı.”
Bu arada Diane parayı
ödemiş, ancak kendisine gönderileceği söylenen şifre eline geçmemişti.
Dolayısıyla dosyalarına vurulan kilidi açamıyordu. Her duyarlı tüketici gibi
yardım hattını arayıp sırasını beklemeye koyuldu. Belli ki internetten hayatı
boyunca uzak durması gereken Diane bu sefer de yanlışlıkla Lockhart/Gardner
e-mail adresini vermişti. Şifre düşmanlarının elindeydi! Ve David’in Diane’e
iyilik yapmaya elbette ki hiç niyeti yoktu.
Kalinda Lana’nın
yardımıyla fidyecilerin para transferini gerçekleştirdiği ve dünyadan haberi
olmayan adamı buldu. Ama hiçbir işe yaramadı. Diane ise eski ofisine giderek
David’in karşısına dikildi. David’in bu iyilik karşısında küçük bir ricası
vardı. Ofis binasının kontratı hala Diane üzerindeydi ve onu devretmesini
istiyordu. Elinde müthiş bir koz olduğunu fark eden Diane artık faresiyle
oynayan bir kediydi. David çocuk gibi aslı saklı olan e-mail kopyalarını yırtıp
hava yaparken Diane kılıçlarını bilemekle meşguldü.
Maile ulaşamayan Diane’e
fidyecilerimiz hiç de dostcanlısı yaklaşmadılar. Yeni bir şifre için yeni bir
fidye ödemesi talep ettiler. Ama bilmiyorlardı ki bizimkilerin elinde bir adet
Kalinda vardı, ki kendisi diziden ayrılınca ne yapacağız, hiç bilmiyorum.
Kalinda Rus fidyecimizi bilgisayarına sızdırdığı devlet karşıtı fotoğraflarla
korkutup olayı bir güzel çözüverdi. Diane ise Lockhart/Gardner’ın o muhteşem
ofisini ele geçirmek için çalışmalara başladı.
Bölümün en güzel anına
ayrı bir paragraf ithaf etmek isterim. Uzun zamandır zıpçıktılığını bu kadar
gösterememiş Eli korsanların verdiği süreyi geri sayan onlarca bilgisayar
görünce “Neden bütün saatler geri sayıyor? Sanki bir Jerry Bruckheimer filminde
gibiyim!” deyiverdi ve ben gülmekten kendimden geçtim. Eli, seni seviyorum.
Alicia’nın seçim
çalışmaları hız kazanırken Eli bu sefer de onu Finn’i anonsa çağırmaması
konusunda ikna etmek zorunda kaldı. Koskoca vali adını ortaya koyarken elalemin
minicik savcısının orada ne işi vardı? Artık oyunu kurallarına göre oynamaya
başlayan Alicia kendisine ne yarayacaksa onu yapmanın peşindeydi. Finn’i
kalbini kırmadan olaydan soyutlamaya çalıştı. Ama henüz fırsatçılık konusunda
kendini tam eğitemediğinden beceremedi. Daha iyi yalan söylemeyi öğrenmesi
gerekiyor. Finn kadar zeki bir adam bu numaraları yemez.
Elsbeth yine tüm cin fikirliliğiyle davayı kazanmanın derdinde.
Haftanın davasında üst
düzey yöneticisi olduğu bilişim şirketinden kovulan Camilla kadın olduğu için
işten çıkarıldığını iddia ediyor. Oysa karşı taraf onun çok zorlu bir patron
olduğu; asistan dayanmayan, cep telefonu fırlatan ve yanında durulmayan
kişiliği yüzünden kovulduğunu söylüyor. Camilla şirketin hisselerini çok daha
değerli hale getirse de teraziye konduğunda zararları yararlarını silmiş atmış.
Gerçi Camilla’dan önceki kişinin de benzer kişilikte olduğu ancak işine son
verilmediği bilgisi onun savını daha inandırıcı kılıyor, yalan değil. Gerçi
karşısında Elsbeth gibi bir avukat varken Alicia’nın işi hiç kolay değil, onu
biliyoruz. Mesela Elsbeth cin sorularıyla şirketin söz konusu adamın ardından
bir daha o tarz bir yöneticiyle çalışmamaya ant içtiğini, Camilla’yı da bu
yüzden işten çıkarttığını tanığın ağzından alıveriyor. Kayıtlara geçsin. Kim
kazansın ikilemine düştüğüm bu anlarda Elsbeth’e olan sempatimin daima onun
yanında olmamı gerektirdiğini fark ediyorum. Hele ki Alicia dikkatinin çok
kolay dağıldığını bildiği Elsbeth’i kediler ve erkeklerle yenmeye çalışınca…
Ve bir numaralı sapık
aşığımız Josh Perotti yeniden devreye girdi. Davaya konu olan şirket bir sürü
fikri hak hırsızlığından cezai kovuşturma altına alındığı için hakkında açılan
hukuk davaları askıya alınmıştı. Elsbeth dahil herkes şoktaydı. Kimseye güvenmeme
huyunu yenemeyen Kalinda bu kovuşturmanın arkasında Lana olduğundan şüphelendi
ve onu evindeki şirketle alakalı dosyaları çalmakla suçladı. Kalinda yalnız
geldi, yalnız gidecek, belli oldu.
Geriye Alicia’nın basın
toplantısı kalmıştı. Finn’i ikna edebilecek kadar başarılı olmasa da Alicia’nın
da parmağında oynattığı bir erkek vardı: Peter. Alicia sorun çıkaran Peter’a
“Benim sana ihtiyacım olabilir. Ama halkın onayı için senin de bana ihtiyacın
var,” deyip darbeyi indiriverdi. Peter basın toplantısına gelmedi zannedip
küfürlerimi hazır etmiştim ki adam her zamanki müthiş numaracılığıyla
kameraların karşısına geçiverdi. Ve ben dehasından gözlerimin gerçekten
yaşardığı o final sahnesiyle bir haftayı daha ağzım açık bir şekilde kapattım.
Dizi ta 6 sene önce, ilk bölümde izlediğimiz sahneye muhteşem bir gönderme
yapıyordu. Alicia yine erkeğinin yanındaydı. Flaşlar yine aynı gürültülerle
patlıyordu. Fakat bu sefer Alicia kullanılan kadın değildi. Artık kullanma
sırası ondaydı.