Çünkü Kemal’e söz geçiremeyen
herkes de gelip Nihan’ın naif omuzlarına yükleniyor, güçleri bir ona yetiyor!
Asu, Leyla, Fehime; hepsi disiplin suçu işlemiş bir öğrenciymiş gibi Nihan’ı
karşılarına alıp teker teker konuştular. Kemal’i bu kadar severken ayrılığa nasıl
dayandığı, sinsi Asu ve bencil Fehime’nin umrunda değil tabi ama insan en
azından Leyla’nın sormasını bekliyor. Hakkını yemeyeyim; bu hafta Nihan’a
söyledikleri, geçen hafta Kemal’e yaptığı konuşmadan çok daha iyiydi. Geçen
hafta Kemal’i suçlayıp hisleri yüzünden yargılaması, işin can acıtıcı ve şaşırtıcı olan
kısmıydı. Şimdiyse Nihan’a söylediklerinde ve sunduğu gerçekliklerde haklı.
Hatta laf arasında yaptığı sistem ve adalet eleştirisine de yürekten
katılıyorum. Üstelik indirime bile gerek bırakmayacak düzenlemelerin dahi
yapılmak istendiği bir dönemde yaşıyoruz. Ama üslubunu çok sert buluyorum.
Nihan’a öncelikli hedefinin Emir’i alt etmek olduğunu hatırlatabilir fakat
sonrasında bir araya gelmelerini istediğine göre Kemal konusunda da bu kadar
üstüne gitmeyebilir. Eskiden daha müşfikti Leyla, ama sanki Nihan’ın kalbindeki
hislere yaklaşımları konusunda Vildan ile ruhları yer değiştirmiş gibi. Bu
arada Vildan’a yeni saç modeli de çok yakışmış.^^
Bu aralar Leyla’yı Ayhan’la olan
ilişkilerinde daha bir sevimli buluyorum. Kemal’in, Leyla’yı kızıymış gibi
sahiplenip Ayhan’a inceden bir rot balans ayarı çekmesi tatlı bir sahneydi.
Geçen bölüm onca ettiği lafa rağmen Leyla’ya en ufak bir gönül koymamış demek
ki Kemal. Başlangıçta Ayhan’ın karanlık dünyasına mesafeli yaklaşan
Leyla’nın, karakol çıkışında Ayhan’ı beklemesini ben beklemiyordum. Gerçi Ayhan
da benim kadar ümitsizdi ve Leyla’nın onun masumiyetine inanarak kapının önünde
beklediğini gördüğü zaman yüzünden okunan sevinç ile o tiradına rağmen
Leyla’nın arabadan inmemesi üzerine dolan gözlerindeki umut beni çok etkiledi.
Ya sen nasıl gönlü güzel bir kadınsın...
Fehime’nin Asu’ya desteği beni
çok boğsa da bir parça anlayabiliyorum, fakat aşk Leyla’nın dengelerini bozdu
sanırım, o bile Asu’yu bir kurban olarak gördü ya, pes! Kusura bakmayın da
kurban olmayı o seçiyor. Karşı tarafın tercihinin ne olduğunu bile bile. Tamam
o da Nihan gibi Kemal’i seviyor, ama Nihan’dan büyük bir farkı var. Nihan
Kemal’i özgür bırakıyor, hatta onu kendinden uzaklara iteliyor. Bazen bilerek
yapıyor bunu, bazen de bunu amaçlamasa bile sağlıyor. Ama Kemal’in dönüp dolaşıp
vardığı nokta gene Nihan. Asu ise bu konuda istediği oyuncağı alması için
annesini devamlı kolundan çekiştiren şımarık bir çocuk gibi davranıyor, devamlı
Kemal’i kendi tarafına çekiştirmeye çalışıyor. Hakkında çıkan haberlerin üstüne
bay doğru Kemal’i çıkarcılıkla ve paragözlükle suçlaması bardağı taşıran son
damla oldu. Kendi ipini kendi çekti. Artık bu durumu intihar etmesi filan da temizleyemez.
Normalde dizi yorumlarını, bölüm
bitmeden zinhar yazamıyorum. Hele ki söz konusu dizi Kara Sevda ise, son ana
kadar süren aksiyonu, heyecanı, manevraları yüzünden bu istesem de mümkün
olamıyor. Bölüm bitiyor, ben tekrar izliyorum ve sonrasında her bir sahnenin
bende yarattığı hissi yeniden gözden geçiriyorum. En çok da bir yazıya başlık
koymakta zorlanıyorum ki bu genelde en sona kalan oluyor. Fakat bu bölümde
Nihan’ın hüzünle izlediği kar küresini görünce yazının başlığı belli oldu.
Belli oldu olmasına ama ben bölümün sonunda Nihan’ın gerçekten de o küredeki
kuş gibi bir soğuğa hapsedilmiş halde kalakalacağını hiç tahmin edememiştim.
Bu kış çok soğuk geçecek demişlerdi de inanmamıştım Kemal.
Nihan daha gençliklerinde Kemal’e
kahramanlık misyonunu yüklemiş. Kemal de bu vasfının hakkını vermek için, bölüm
sonunda koşturdu; o terk edilmiş yerde, soğutucularının neden çalıştırıldığını
pek anlayamadığım bomboş soğuk hava deposuna. Durum meşhur çocuk şarkısındaki
gibiydi; “Mini mini bir kuş donmuştu,
pencereme konmuştu.” Sonu müebbet de olsa, Galip ve Emir’in kurduğu
tuzaktan kaçar, çünkü sonunda Nihan'ın canı var. Bu arada Emir ve Galip'in kurduğu kaçırılma planı da fena fikir değildi
lakin hâlâ bende Müjgan Kozcuoğlu’nun ortaya çıkışı kadar büyük bir etki
yaratamadılar. Daha çok çalışman lazım Emir, öyle kontrataklar geliştir ki biz
de Kemal için “Allah'ını seven defansa gelsin!” diyelim.
Bakalım, karların altında soğukta
yaşam mücadelesi veren bu çifte kumruların baharı ne zaman başlayacak? Bir
Deniz’in kıyısına oturup ne zaman sohbet edecekler? Kandilinizin yağı hiç
tükenmesin gençler!
*Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna
*Honore de Balzac, Vadidedeki Zambak