Duydum ki dost ve kardeş dizi Hayat Şarkısı'nda Bayram Cevher’in
evini çöple doldurmuşlar. Lütfü’yü göndersek mi bir bölümlüğüne acaba? Belki
tanıdık çıkarlar. Sonuçta koskoca Özdemirler, boru değil ya! Bir zamanlar
Özdemirler de zengindi. Lütfen zenginken iyi davranıp, iflas edince kötü
davranmayalım.
Tamam, bu kadar Hayat Şarkısı ürün yerleştirmesi
yeter.
Goygoy mu yaparlarmış iki gözümün çiçekleri? :)
Şaka bir yana, Lütfü, o fidye hadisesinden sonra iyi
bir cezayı hakkediyordu. Yeterli mi? Yetmez ama idare eder. Ya Lütfü, tam bir
ponçik olduğu için insan kıyamıyor da… :) Ponçiklikte, Nermin’in de Lütfü’den
aşağı kalır yanı yok hani. Özellikle atasözleri konusunda. Sonuçta Lütfü gibi
başarılı her erkeğin arkasında, şimşir tarak vardır!
BU DİZİDE HASAN DEDE'YE TEYZE DEDİLER!!!1!! (AHUHAUHSDKAS)
Bir insan oynarken nasıl devleşir, nasıl böyle büyür,
nasıl güzelleşir Ya Rabbim! Erdal Özyağcılar be kardeşim! Her hafta Erdal
Özyağcıları izlemek büyük keyif ve onur. Hikaye gereği diğer karakterlere göre
daha “cool” kaldığını düşünsem de Neriman’ın gelmesiyle Hasan Dede’yi de sık
görmeye başladık. Aşkın gücü. ^^
Yalnız Hasan Dede nezdinde tüm erkek soyunun aynı
şekilde hastalık geçiriyor olmasına kaç puan? Burunları akar, sanırsınız beyin
ameliyatında beyinlerini burunlarından çıktı. Demek ki bu modeller böyle
oluyor! Yalnız Neriman, Hasan Dede’ye yaklaştıkça yaklaşıyor. Hasan Dede’yi
yedirtmeyiz! Zaten biz yedirtmesek ne olur?! Bu gidişle Ayten Neriman’ı çiğ çiğ
yiyecek. Düşünebiliyor musunuz, maça dolma getirdi ya, DOLMA. D-O-L-M-A! Sanırım
on altıncı bölümün etiketi olan #KıskanıncaBen Sarp ve/veya Yasemin için değil;
Ayten ve Neriman için söylenmiş. Nermin de bu cicianne işine pek bir sıcak
bakıyor da safım benim, Neriman gelse seni o evde tutar mı sanıyorsun minnoşşş.
Alemin ciciannesi geliyoooor, geliyoooooor, geliyooooooooor!!
Neriman’ın yemekleri, dolmaları diyorum ama bir erkek
zaten halı saha dendiğinde otomatik olarak iyileşir diye biliyorum ben. Boşuna
zahmete girmiş Nirimin hınım tiyzicim.
Çünkü Özdemir olmak böyle bir şeydi!
Yüzyılın bahtsızı diye bir ödül verilse, o ödülün
sahibi kesin Lütfü olur. Bakın Özdemirlerin hepsi demiyorum, sadece Lütfü! Eğer
Lütfü’cüğüm kendisine ait olan bir şeyi kaybetseydi belki Civanlar’a
atarlanmasını haklı bulabilirdim ama kendisine ait bir şey olmadığı için bu
kadar yükselmesine gerek yoktu. Bak kaçırdınız Hasan Dede’yi. Hasan Dede gitme,
o iş öyle değil, diyene kadar gitti adamcağız. Aferin çocuklar size,
bırraaavoo, bıravvooo!
***
Şimdi gelelim işin toparlama kısmına… Biz bu bölüm ne
izledik?
1-Kemal, Gül ile arasına mesafeyi koydu. Blöf mü
yapıyor yoksa cidden mi uzaklaşacak göreceğiz.
Minnoş bi kedi...
2-Gül, Kemal’in uzaklaşmasıyla kendisini Sarp’a doğru
sürüklenirken buluyor. Gönlü kayar mı, o yoksa gönlü hala Kemal’de mi, şu an
için kestiremiyorum.
3-Sarp-Cem-Yasemin kısmında ise rüzgâr tersten ve sert
esiyor. Bundan sonra her şeyi belirleyecek olan şeyler Yasemin’in ağzından
çıkacak. (Kır zincirlerini Yasemin’ciğim.)

4-Sonunda el birliği ile Hasan Dede’yi kaçırttınız.
Ama oh olsun size biraz Hasan Dedesiz kalın, biraz panik olun da aklınız
başınıza gelsin.
Bu hafta yine, her hafta olduğu gibi, romantizm ve
komedi dengesi yerinde bir bölüm izledik. (Yaşasın romantik komediler. <3) Özellikle Yasemin ve Sarp’ın ayrılık
romantizmi içimizi inceden bir cız ettirdi. On altı bölümdür tanıdığımız
Yasemin’in umarım bizi şaşırtır ve gerçekten ve gerçekten gönlünün efendisinin
yanında durur.
***
Bu hafta da az zamanda çok ve büyük işler yapıp, bizi
bu güzel hikayenin içine alıp inandıran, fani dünyanın yükünü biraz olsun
omuzlarımızdan alarak yüzümüzü güldüren tüm Gülümse Yeter ekibinin ellerine,
kollarına, emeklerine sağlık. <3
(
Hayat Şarkısı görüntüsü için salıların yol arkadaşı Merve Yıldırım'a <3)