Dördüncü bölüm benim için çok iç yakan bir bölümdü. Dizi en
başından beri kadın karakterler üzerine kurulu olmasına rağmen dün Stella ve
Sally’nin başına gelenler beni derinden etkiledi. Kadın olarak dünyanın her
yerinde var olmak çok zor. Yaptıklarınızdan önce kadın olmanıza getirilen
vurgular ile uğraşmak ya sizi değiştiriyor ya da yıkıyor.
Geçen bölüm, Stella’nın
tüm itirazlarına rağmen Belfast erkek çetesi Sally’nin üzerine gitmeye karar
vermişlerdi. Bunun sonunda deniz kenarında çocukları ile bırakmıştık Sally’i.
Bu bölüm Olivia’nın yardım çığlıkları ile kurtarılışlarını izledik. Oğlu hala
uyanamadı, Oliva ise erkenden büyümeyi öğreniyor. Sally ise hem Spector’ın hem
hayatına etki eden diğer erkeklerin kararları altında ezildi ve ölmese bile yok
oldu diyebiliriz. Mücadele etmeye gücü yoktu, vazgeçti. Basın ve Belfast
Emniyet Müdürlüğü el birliği ile Sally’i sildiler.
Kadınların gözyaşı kadınları kurtarır belki?
Bölümde sinir olduğum
diğer olay ise Spector’ın avukatlarının davayı kazanmak uğruna Stella hakkında
ortaya attıkları iddia oldu. Sırf kadın olduğumuz için tüm dünyada, özellikle
içinde yaşadığımız coğrafyada, o kadar çok şeyle uğraşıyoruz ki. Bir kadının
başka bir kadın hakkında bir erkeği aklamak adına kadını kullanmasına
dayanamıyorum. Açık bir ses kaydı var. Zorlama yok. İşkence yok. Ama Stella,
Spector’ı ayartarak o itirafı almıştır deniliyor. Gün içinde en az üç kadının
öldürüldüğü, hakim karşısına bir kere çıkmamış kadın katillerinin “mahkemedeki
iyi hal ve davranışları” nedeni ile “iyi hal” indirimi aldıklarına dair haberlerini
görmek ve bunu engelleyememek yeterince kötü iken dünkü bölüm böğrüme, bu
anlamda, kötü oturdu.
Dördüncü bölümün en
büyük olayı ise gelen itiraf idi. Fakat Paul Spector’ın hüküm giymesi için
gerekli olan itiraftan bahsetmiyorum. Bu itiraf Stella’dan geldi. Gerçek iç
burkan ve samimi bir sahne olmuş. Stella Rose Stagg’a (Valene Kane) yayınladığı
polis bülteni yüzünden Spector’ın onun peşine düştüğüne inandığını söyledi. Açıkcası bu sahne sonrası Rose'un çekip gitmesini, Stella'yı suçlamasını bekledim. Ancak insanların en çok ihtiyaç duydukları şeylerden biri de yalnız olmadıklarını bilmeleri ya da en azından hissetmeleridir. Rose da Spector ile geçmişinde yaptığı hataları Stella'ya anlatmışken, Spector ile ilişkide olan başka bir kadının da hata yapmış olduğunu öğrenmek yalnız olmadığını hissettirdi. Bu nedenle, bu sahne tartışma ile değil içten bir el sıkışma ile bitti. Yine de ilerleyen bölümlerde bu itiraf Stella'nın başına çorap örebilir.
Kuzu postlu kurtu fark edebilecekler mi?
Bu arada Spector, psikiyatrik
rapor alınabilmesi için kliniğe transfer edildi. Burada Spector’ın bazı
numaraları bizi bekliyor gibi. Zaman zaman bakışlarının altından karanlık bir
yüz çıkıyor. Stella ve kliniğin başhekiminin konuşmaları ise kafa karıştırıcı
idi. Merhamet önemli bir erdem ama kime ne zaman merhamet edilmeli? Merhametin
sınırını nerede çekiyoruz? Acımasız bir katilin küçükken yaşadığı şeyler
yüzünden bu halde olmasına merhamet edilmeli mi?
Bölümün belki de en
şaşırtıcı olayı ise Spector’ın yoğun bakım hemşiresinin Spector’a verdiği not
idi. Bu not sanırım İncil’den bir alıntı “O, ölüme riayet edenleri sevmez”
şeklinde çevrilebilir. Bu durumdan anladığım kadarı ile Spector’ın içindeki
iyiliği ortaya çıkarmaya çalışıyor. Ancak Spector’ın insanları manipüle
edebilme yeteneğinin farkında değil. Ve şu anda gösterdiği merhamet ileride
sorun çıkartacak gibi. Bu hemşire, Spector'un ya son kurbanı ya da hafıza kaybı numarası sonrası kurtulup serbest kaldıktan sonraki ilk kurbanı olacak diye hissediyorum.
Spector merhameti hak ediyor mu?