Yanlış anlaşılmasın, aşk-meşk ekseninden bağımsız, hikayeye ivme katan “kurumsal dert”ler ile bir alıp veremediğim yok aslında. Sıkı bir Suits izleyicisi olarak, 5-10 bölümde bir ayrı bir varoluşsal kriz yaşayan şirket & şirket ortamı benim için aslında anne karnı sayılır. Ve fakat anlayamadığım onca Defne & Ömer varken buna bir de anlayamadığım bir kurumsal kriz de eklenince benim şiraze biraz oynamaya başlıyor. Anlayamama kapasitem de korkarım bir yere kadar, ne yaptınız?
Ömercim İplikçi bu ayakkabıyı pek yakın bir zamanda şovların şovunu yaparak ahşap masalara kazımadı mı? O ayakkabıyı ilk olarak o sahneden önce çizdiğine neden bu kadar eminiz veya emin miyiz? Değilsek Ömer acilen bir şeyler yemeye başlaman lazım zira B12 depoları boşalmış, 4 hafta öncesini bile hatırlamıyorsun signor!
Necmi amcacım, rahmetli oyunun bir parçası olup yine de en usturuplu davranan insanlardan biri olduğun için seninle fazla alıp veremediğim yok ama bu sene Kiralık Aşk’ın muhtarı pardon Superman’i olmaya filan mı adaysın? Her ne kadar Türk (hatta hızını alamayıp İtalya’ya bile bulaşmışsın) hukuk camiasının bütün kalburüstü mensuplarını akşamın bir körü bir çırpıda toplayabilmen, üretim için ustaları ikna etmenden daha az fantastik olsa da, pliiiiiz? Ayrıca görüşlerine başvurduğum birden fazla kadim avukat dostum der ki sadece Fikri Mülkiyet Hakları avukatı konu için yeterliymiş. Seninkisi accık şov olmuş. Eee İplikçiler olarak şov sevdiğiniz aşikar zaten. Bu arada bu saatte oluşan muhtemel bir merakı da dillendirmiş olayım: Tamam konunun uzmanı olmayabilir, ama sizin bir avukat Neha’nız vardı? Böyle bir günde kendisi yoksa o nasıl bir avukattır?
Ve Pamir. Demek başarıya ulaşmak için her yola başvurmanın mübâh olduğu inancın akşamları sıkıldıkça Machiavelli karıştırmandan ileri geliyormuş! Okuduğun kısımda bu akşam bu mu vardı bilemiyorum ama rast geldiğin an bize armağan edeceğin kesin: "..Ve insanlar kendisini sevdiren birinden çok, kendisinden korkulan birine zarar vermeyi pek göze alamazlar..." Sevdirmeyeceksin yani, onun yerine korkutacaksın? Öyle olsun. Pisleşeceksin ve bunu pek rahatsız olmadan uluorta yapacaksın? Tamam belki bir gün yerin kulağı, ya da o kadar uğraşmayalım, Seda’nın vicdanı ele verir seni? Ha bir de tutup neredeyse aşık filan da olmaya kalkacaksın! Du bakalım, dur orada. Ya da durma, görelim bakalım bölüm boyunca gıdım gıdım serinliğini kaybeden Pamir bu ateş hattında nasıl bir adam olarak hayatına devam edecek? Bana şimdiden komik görünüp “bu haller sana olmadı” diye düşündürdü de.
Ömer’le Defne’nin yeniden bir arada oldukları düşüncesi seni çekmen icap eden vicdan azabından az da olsa kurtaracağı yerde, “yeni oyun kurarız” aymazlığına sürüklüyor demek Neriman.... Adeta yengeliğin “düşman başına” müessesesinin çığır açan öncüsüsün.
Yazı devam ediyor...