Kiralık Aşk:
Buraya "Maşallah saat 10" tadında bir cümle ekleyelim..
Bir varmış, bir yokmuş. Şahane anlarla dolu zamanların birinde, farklı renk ve türlerle dolu ağaçların olduğu bir orman varmış.  Ağaçların güzelliği ve çeşitliliği dışında bu ormanın bir başka kerameti  daha varmış. Rivayete göre bu ormanda yaşayan her canlı,  "her şeyin tam da bittiğini" düşündüğü anda bir mucize ile karşılaşacağına inanırmış. Mesela yağmurun çok yağdığı, fırtınanın şiddetini arttırdığı günlerin hemen ardından güneş kocaman gülümsermiş.  Ya da kirpi teyzelerin toprakta açtığı tüneller kapandığında birden bire yeni yollar ortaya çıkarmış.

Herkesin mucizelere inandığı bu ormanda, yalnız biri varmış ki tüm mucizelere karşıymış: Kalbi kırık Tavşan Kardeş... "Mucize diye bir şey yok, kendinizi kandırmayın” dermiş herkese bizim tavşan.  İşin aslı, Tavşan Kardeş mucizelere olan inancını kaybetmiş. Çünkü mucizesine kavuştuğunu sandığı şahane bir anda, elinden kaçırıvermiş. O da tüm umudunu yitirmiş, kendini ormanda aylak aylak gezmeye adamış. Tavşan kardeşin mucizesini merak ettiniz değil mi? Onu da usulca anlatayım hemen. Usulca diyorum, çünkü Tavşan Kardeş duyunca bazen kızıyor. Neyse.. 

Ailesi ile birlikte mutlu mesut yaşayan Tavşan Kardeş, ormanın göz bebeğiymiş. Ormanın tüm sakinleri onu çok sever ve büyük bir merakla kendi mucizesi ile tanışacağı günü beklermiş.  Herkes onun ne yaşayacağını merak ededursun, bizim Tavşan Kardeş'in şu hayatta tek bir isteği varmış: Mucize ormanının kralı Koca Ayı ile arkadaş olmak. Söz konusu Koca Ayı, ormanın hem en sevilen hem de en korkulan canlısıymış. Herkescikler hem ona yakın olmak istiyor hem de deli gibi korkuyormuş. Ormanın yaşlı sakinleri Koca Ayı’nın kimse ile arkadaş olamayacak kadar huysuz ve aksi olduğunu bildiği için, mavi sincaplar tarafından korunan, kırmızı kapılı evinin önünden dahi geçmiyormuş. Aslında bizim Koca Ayı sanıldığı gibi huysuz ve aksi değilmiş de sadece kendine has kuralları varmış. Mesela, ormandaki herkesi çok severmiş ama herkesin birbirine karşı dürüst  olmasını beklermiş. Hayatta her şeyden çok dürüstlük ve adaleti önemsermiş.  Ayrıca herkesi sevmeye yetecek kadar kocaman bir kalbi varmış, yalnızca arkadaş olacak kadar güvenemiyormuş kimseciklere. Aslında biraz da korkuyormuş... Kendi gibi Koca Ayı olmayan biri ile arkadaş olursa karşısındakini üzmekten, zarar vermekten korkuyormuş.

Gel zaman, git zaman derken günlerden bir gün Koca Ayı ile Tavşan Kardeş ormanda karşılaşmış. Karşılaşmış diyorum ama hemen inanmayın,  birazcık planlanan bir karşılaşmaymış bu. Tavşan Kardeş, Koca Ayı ile arkadaş olmak için bir fırsat yaratmış kendince. Koca Ayı'yı gören Tavşan Kardeş hem çok heyecanlanmış hem de inanılmaz mutlu olmuş. Çünkü o an mucizeler ormanındaki gökyüzünde bir sürü yıldız belirivermiş. Bu bir mucizenin olduğuna işaretmiş. Tavşan Kardeş mucizesinin Koca Ayı ile tanışmak olduğunu o an anlamış. Koca Ayı ise Tavşan Kardeş’i gördüğünde çok şaşırmış. Çünkü onun evinin yakınlarına pek gelen  giden olmazmış, herkes ondan korktuğu için yalnızlığa alışmış. Yüzü gülen Koca Ayı, şaşkınlığını belli etmemek için, “Sen de kimsin?” diye seslenmiş, bizim tavşana.  Heyecandan ne yapacağını bilemeyen Tavşan Kardeş hemen tanıtmış kendini. Sadece ufacık, masumane bir yalan söylemiş. “Ben  çok uzaklardaki bir başka ormandan gelen Küçük Ayı'yım” demiş. Daha önce hiç böyle bir ayı ile karşılaşmayan Koca Ayı şaşırmış ama bir yandan da arkadaş olabileceklerini düşünüp mutlu olmuş. Tavşan Kardeş kendini tanıttıktan sonra eklemiş usulca, “En önemlisi, sen benim mucizemsin Koca Ayı” diye. Çaresiz kalmış Tavşan Kardeş, kızmayın hemen. Eğer tavşan olduğunu söylese Koca Ayı onunla arkadaş olmayı kabul etmez, arkasına bile bakmadan çekip gider diye mecbur kalmış bu yalana.


Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER