Şimdi o sakin ailede bir şeyler eksik...
Ef-sa-ne bölüm finali dedikleri...
Hayat, bize ne sunarsa sunsun iyi bir insan olmaya çalışmak çok değerli. İnsanız, hata yapabiliriz, yapıyoruz da. Ki bence yapmalıyız. Grilerin içinde savaşmalıyız ama ne olursa olsun kalbimizi karanlığa teslim etmemeliyiz. Kalp kırmak, hak yemek çok kolay. Vicdanlı olabilmek ise çok mühim.

John Rayburn de grilerle savaşanlardan. John’un kalbi karanlığa teslim olmamalı. Hele bu bölümün sonunda çöken omuzlarını gördükten sonra bu dileğimi bir kez daha tekrarladım. John, hiçbir şey olmamış gibi davransa da her geçen gün Danny’yi öldürmenin yüküyle eziliyor. Bu konuda John’un savunulacak bir tarafı yok ama pişmanlığını da umursamamak doğru değil.

John ve Diana üzerine yazılan tüm sahneler şahane bir şekilde kurgulanmış. Sanırım Bloodline’ın en iyi bölüm finallerinden birini izledim. İşin aslı bölüm finalini bu derece değerli kılan da bölümün gidişatıydı. Diana’nın haftalardır içinde bulunduğu ruh halini yansıtışı, kendiyle yüzleşmesi, kaçması, geri gelmesi derken John’la karşı karşıya kalışı şahane ayrıntılarla bezeliydi.

Diana, çok güzel bir karakter. Dimdik ama naif. Anneliği ise gördüğümüz kadarıyla kusursuz. Diana ve John’un evliliği de bir rutinde ilerlese de sorunlu olarak adlandırılamazdı. Ama bugün o rutin aile yerini kırgınlıklarla dolu bir aileye bıraktı. Hikayemizin en sakin, en huzurlu tarafı John ve Diana'nın evliliğiydi. Şimdi ise o sakin ailede bir şeyler eksik. Bu ailenin kendi içindeki çatışması bütünü de etkileyecektir. Ama en çok John’u etkileyeceği ve dibe sürükleyeceği de şüphesiz. Bloodline, şu an için 3.sezon onayını da aldı. Bu da demek oluyor ki sezon sonunda John’u yıkılmış bir halde bırakabiliriz. John’u tamamen kaybetmeyi ise asla istemem, bunun da altını çizeyim.

Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER