Dizi altıncı bölümü The Wild West ile bana bol tesadüflü ve aşk entrikalı yerli dizilerimizden alınan tadı verdi açıkçası.
Geçen bölüm sonunda Dion - Rie arasında gizli bir ilişki ihtimalinden şüphelenen Tommy’nin direkt olarak Dion’dan hesap sormasını beklemiştim ama kendisi Rie’nin bilgisayarından Dion’un çektiği videoları izleyip seyredeni de ziyadesiyle darlayan drama queen davranışları sergileyerek kendine her videoyla daha fazla işkence etmeyi seçti. Bu arada kendisiyle tekrar yakınlaşmak için gaza gelen Pilar’ı da bu depresif ve karamsar haliyle kendisinden uzaklaştırıp Dion’un kollarına attı. Ben Rie’nin videosunu da gördükten sonra, aylardır yas tuttuğu karısıyla alakalı sükut-u hayale uğrayan Tommy Pilar’ın cilvelerine daha fazla dayanamayacak galiba derken, beklenmedik bir şekilde Dion’la Pilar’ın halvetine şahit olduk. Gerçi Pilar, çıplak ve ıslak Dion’un odasına, yaptığı sahtekarlığın hesabını sormak için bir hışımla daldığında “Aha kesin sevişecek bunlar.” demiştim, o kısımda bir sürpriz olmadı tabii.
Öte yandan amcası Stavros’un babalık üzerine konuşmasıyla kendisini Marisa’nın kapısında bulan Dion, çocuğunun sorumluluğunu alabileceğinin sinyalini verince Marisa da patates kızartması ve çikolatalı puding yemek üzere Thirio’nun ön açılışına geldi. Bu esnada gerçekleşen Pilar’la Marisa konuşması ise klişeden ölecekti. Tabii Marisacım, Dion’un hayatında bir kadın olursa Pilar sana bildirir. Ne ara bu kadar kanka oldunuz anlamadım ki?
Restoranımızın ön açılışı da bu duygularla olması gerekenden sönük geçti sanki. Gerçi, yine bir şekilde illegal olarak halledilen doğalgaz krizi, TJ için kontrole gelen davetsiz misafirin savuşturulması ve Aidan’ın suratsız ekibinin antitezi gibi ortamı şenlendiren Stavros’un kızlarının alakasızlığına rağmen bir şekilde geceyi kazasız belasız nihayete erdirmişlerdi aslında. Ya da öyle sanıyorduk.
Diş Perisi Patrick elebaşlarının kadın olduğunu öğrendiğimiz Çinli çete ile mücadelesine hız verirken, Dion’a emanet ettiği kokaini geri almak üzere çatı katı kutlamasını bastı. Dion yine bir bahaneyle kendisini mekandan uzaklaştırmayı başarmışken, hemen yanıbaşlarında çıkan silahlı çatışma (Bu siyah minibüsler olmasa mafya dünyası ne yapacaktı acep?) zar zor ayakta tuttukları restoranın repütasyonu için hiç iyi olmadı. Bölüm başında çektikleri reklam filminin başarısı, ölümlü çatışmanın görüntülerinin gösterildiği haberlerde arkada kabak gibi görünen “THIRİO” tabelasının etkisini bastıramamış olacak ki, bir sürü rezervasyon iptali telefonuna şahit olduk.
Bölüm sonunda yine Rie’nin mezarı başında gördüğümüz Tommy, bölümün en akılda kalıcı repliğini sarf etti: “Hayatımda en değer verdiğim üç kişiden ikisi konuşamıyor, birisi de her ağzını açtığında yalan söylüyor.”
Bakalım bizim kafadarlar, bu kadar kişisel ve kurumsal sorunun üstesinden gelip nasıl bir yırtma hikayesi izletecekler?