Tarık Bey Seyfi'yi
arayıp da o meşum kazadan sorumlu olduğunu Ali Nejat'la birlikte bizlere de
itiraf edene dek bu işten Murat'ın sorumlu olduğuna olan inancımı sürdürdüm ben.
Murat'ın tekinsiz ve tedirgin halleri -ve hatta Feyza ile giderken Enver'e salladığı el- başka bir şey düşünmeme izin vermiyordu.
Dolayısıyla gelecek sezondan beklentilerimden biri, Murat'ın bu olayla ne
ilgisi olduğunu öğrenmek. Seyfi, kaçtığını haber vermek için Murat'ı
arayabildiğine göre henüz bilmediğimiz bir şeyler daha var.
Murat'ın suçlu
olmasını istemediğimi söylemiştim geçen hafta, çünkü Feyza'nın bu sebeple
Enver'i seçmesini istemezdim. Enver'i seçecekse -ki seçsin istiyordum bütün
kalbimle-, Murat'ı değil Enver'i sevdiğini anladığı için olmalıydı. Feyza'nın
kendi kendine seçtiği son ise bana başka bir şeyi düşündürdü. Silahı kalbine
sıkan Feyza, can verdi mi henüz bilmiyoruz ama, Enver'in kollarında yığıldı
yere. Sevdiği adamın değil de, reddettiği adamın kollarında.
Sanırım çoğumuz
Feyza'nın Enver'le olmasını istiyoruz, Murat'ın Feyza'yı sevmediğini bildiğimiz
için. Murat Feyza'yı sevmediği için onun sevgisini de hak etmiyor diye
düşünüyoruz. Bu nedenle Feyza da Enver'i sevmeli, çünkü onlar birbirlerini hak
ediyorlar. Ama Feyza ölümü seçti, Feyza kendisini seveni değil de sevdiğini
seçmişti bundan önce de. Demek ki Feyza, kendi tercihlerini yaşamak istiyor,
bildiği, hissettiği doğru olmasa ve bütün bunlar dışarıdan bakan gözlere adil
gelmese de.
Feyza yere
yığılırken Enver'in kollarında, ben bir şeyi hatırladım yeniden, böyle
durumları yaşarken, izlerken ya da bizzat tanık olurken hep unuttuğumuz bir
şeyi: aşkın bir hakkaniyet meselesi olmadığını. Murat onu hak etmiyor ama Feyza
Murat'ı seviyor. Enver'in kıstırdığı depodan Murat'ı nasıl da mağrur bir ifade
ile alıp çıkardığını hatırlamak yeterli bundan emin olmak için… Ne olacak
şimdi? Hakkaniyete uygun olan Feyza'nın Enver'i sevmesidir diye mi düşüneceğiz?
Ve gerçekten bunu mu gerektiriyor hakkaniyet? Feyza'nın hissettiklerini,
tercihlerini yok mu sayacağız? Üstelik Murat onu sevmediği halde, bunu zaman
zaman hissetse de her şeye kulaklarını tıkayıp Murat'ı sevmeye devam etmesi çok
gerçek değil mi? Ansızın bir aydınlanma yaşayıp Enver'e koşması fazla masalsı,
fazla gerçekdışı değil mi? Tam da insanı böyle bir çıkmazın içine hapsedebilen
şeylere aşk demiyor muyuz biz?