Su 100 derecede kaynar. Portakalın rengi turuncudur. Dünya
Güneş'in etrafında döner.
Ve Game of Thrones dünyanın en şahane dizisidir!
Evet, Game of Thrones bu dünyada başımıza gelmiş en güzel
şeylerden biri. Tüm zamanların en etkileyici dizisini tepeden tırnağa anlatsak
birkaç yıl sürer. Yine de yeterli olmaz. Battle of Bastards'ın tadı
damaklarımızdan silinmemişken, 6. sezonun final bölümü karanlık sulardan çekip
çıkardı bizi. Derin bir nefes aldık.
Oh be!
Bölümü nazarımda efsane kılan şeylerden biri müzikleriydi.
Özellikle açılış sahnesinde kulaklarımıza fısıldanan o tatlı melodinin sahibi
Ramin Djawadi... Ceketler iliklensin. Öyle ki; müzikler sahnenin duygusunu
ikiye katlayan, seyirciyi bulunduğu mekandan koparıp duruşmanın ortasına atan
bir güce sahipti.
Uçacaksın, uçacaksın, havalara uçacaksın!
Taht oyunlarında ya kazanırsın ya da ölürsün. Cercei
intikamını herkesi çılgın ateşte krema gibi eriterek tamamladı. Kefaret
yürüyüşünün intikamından yükselen dumanlar ekranlardan taştı. Ama Cercei'nin
ruhundaki boşluğu demir taht bile dolduramayacak. Çılgın Kral'ın karşısında
duran Jaime'nin Cercei'ye attığı ''WTF'' bakışını gördünüz mü? Çocuklarına olan
delice sevgi sayesinde sevilen Cercei, son çocuğu öldükten sonra pıtı pıtı
tahta tırmandı. Bunun Jaime için anlamını tahmin edebiliyor muyuz? Tommen'in
intihar biçimi ise, tek kelimeyle enfesti. Ani, keskin ve hızlı... Cercei'nin
kral oğlunun naaşına attığı ''Yemin ederim gerizekalı bu çocuk'' bakışı gözlerden
kaçmadı.
Arya nihayet suikastçi kimliğini kazandı. Fakat kendisi eğitim
aldığı tarikata rest çekmemiş miydi? Ünvanını haykırarak oraları terk etmemiş
miydi? Yüz değiştirme gücü mistik bir olgudan ziyade, eğitimle kazanılabilen
bir şey miydi? Çok sorumuz ve ondan da çok zamanımız var. Şimdilik Walder
Frey'e atılan ''Gırtlak öyle kesilmez, böyle kesilir'' gülüşünün tadını
çıkaralım. Evlatlarını tatmak her cani babaya nasip olmaz. Şimdi tek dileğim,
Arya'nın dostu Nymeria'yı bularak eve dönmesi...
Yazı devam ediyor...