Hani hep diyorum ya kendimi Defne’ye çok yakın hissediyorum
diye aha da sebebini anladım bu bölüm: aynı burçtanmışız. Üstüne yetmemiş bir
de aynı hafta doğmuşuz, kesin ondan. İnan olsun tam 1 boğa burcu Defne de. O
nedenle bütün bu haftalar boyunca bana manasız gelmiş her hareketini anlayabiliyorum
artık. Aynı neden böyle bir rüya gördüğünü de anlayabildiğim gibi.
Defne’nin Ömer yanındayken hiç hata yapma lüksü yok, yaparsa
anında Ömer onu hayatından şutlayacak sanıyor. Bana sorarsanız o kadar büyük
yanılıyor ki. Ömer onu günahıyla sevabıyla kabul etti çünkü artık. Her ne kadar
geçen hafta “Bana gelen postalarla ne işin var senin?” diye gıcık gıcık çemkirmiş
olsa da kendisi de söyledi ya, karşısında Defne varken kaybediveriyor işte
birden kendisini. Onu da mazur görüyorum artık. Çünkü kendisini affettirmeyi
her zamanki gibi çok iyi biliyor tatlı Ömer’im..
Sevişi gökyüzü olanın ne işi olur “mesafe”yle, değil mi Ömer’im?
Christian Grey kombinimle doğum günü kutlamaya hazırım!
Özür dileyişi, Defne’nin geçmişindeki yaralarını duymaya
dayanamayışı, uyurken Defne’yi sevip tatlı tatlı konuşuşu, bütün mahalleye
gösterir gibi göğsünü gere gere Defne’sinin elinden tutuşu ve pek tabii doğum günüsü
sürprizi. Nereden biliyordum inanın bilmiyorum ama Ömer’in Defne’nin doğum
günüsünü bildiğini biliyordum bir şekilde. İnsan kaynakları şirkettekileri arayıp
haber verdiği gibi Ömer’e de haber vermiştir büyük ihtimalle diye düşündüm.
Yeri gelmişken söylemeden geçmeyeyim, Passionis ya siz hayırdır? Daha geçen
hafta bu kızceğizi linç eden ben miydim affedersiniz, ne ara doğum gününü
kutlayıp tatlışlıklar yapacak kıvama geldiniz? Ay ben yetişemiyorum bu hızlı
değişimlere, ağırdan ağırdan alalım herkes yesin…Ne diyordum? Ömer diyordum tabii ne diyeceğim. Öyle çok
dillere destan bir şey yapmadı beyimiz ama yapan kişinin Ömer İplikçi oluşu da
boğa burcunun en güzel dişisi Defne Topal için kafi olmalı bence. Şahsen doğum
günümde bana arabasında balonlarla bir Ömer İplikçi gelmedi. Defne otursun da
bir şükür namazı kılsın. Verme şekli gıcım gıcım gıcık olsa da hediyelerin en
güzelini verdi evren ona neticede… Ömer’den bahsediyorum tabii ki de.

Anne bana doğum günümde bundan al :(((
Keşke küslükler hep böyle dizilerdeki gibi olsa. Defne ve
Ömer’inki gibi ya da Neriman ve Koray’ınki gibi. Bazen ağzının vidaları
gevşiyor Neriman’ın. Kendini kaptırınca beyniyle koordinasyonunu çok çabuk
kaybediyor. Koray’ın kırılmış olmasına benmişçesine üzüldüm, hüzün doldum. Şu hayatta geçirdiğim kısacık zaman diliminde öğrendiğim bir şey varsa o da kimseye tam olarak güvenilmeyeceğidir. Buyurunuz örnek: Neriman. Koray ile ne kadar iyi olsa da konu kendi kanından birini kapsar hale gelince sonuna kadar haksız da olsa, Sude can içi Koray on kat el oluverdi. Keşke Koray biraz daha küs kalıp Neriman’ın burnunu sürtseydi ama olsun “barış”
her zaman kabulümdür. Ve çok rica edeceğim lütfen bir daha Koray’ı üzmeyin. Çünkü Koraylar üzülmek
için değil sevilip, şımartılmak için varlar!
Bu Sude de dizide birini katil edecek ama kimi çok merak
ediyorum. Nihal Ziyagil’den sonra eeeen gıcık olduğum karakter buyurun efenim,
kendisidir (arada bir yerlerde Fikret Gallo var bir de, aman es geçmeyeyim). Bu
nasıl bir gıcıklık, nasıl bir iticilik? Evladım olsa gider cami avlusuna
bırakırım. Böyle insan mı olur Allah’ınızı severseniz? Tam bu sefer düzeliyor
galiba diye sevindirik oluyorum hop gene yapıyor cadı Sila’lığını. Bir gün
içerisinde gökten usulca bırakılıverdiği makamdan, sanki kendisi çok çalışarak
dişiyle tırnağıyla hak etmiş gibi bir hava estirmek.. Ne bileyim Sude, sana
bile fazla kezoca kaldı ama yine de sen bilirsin tabii..
Bir zamanlar annesine Deniz’den daha akıllı olduğunu
söylerken bir taraflarımla gülmüştüm ama sahiden de öyleymiş. Deniz bu tongaya
düşecek adam mıydı? Gerçi beyefendi 1-0 mağlup başladı Sude’ye aşık olarak,
zekasının önüne paravan çekildi ama olsun. Yürü Deniz’im Tranba’m benden onay
var, bitir şu Sude’nin işini de karnımın şişi bir insin aslanım. Haydi göreyim
seni!
Söndürün kalbimiii, gidiyooor gönlümüüüüün efendisiiii :((
Efenim geldik lafın sonuna, bu hafta son kez uçtum sizinle Kiralık Aşk
semalarında. Yol benim için burada bitiyor. 17. bölümünden beri hakkında zevkle
fikirlerimi paylaştığım Kiralık Aşk için kişisel sebepler dolayısıyla daha
fazla var olamayacağım maalesef. Beni sizlerle ve daha nice güzel insanla
buluşturan RaniniTv ailesine ve bilhassa siz değerli misafirlerimize teşekkürü
bir borç bilirim. Her hafta üşenmeden, sıkılmadan gelip benimle burada yazdığım
her bir şeyi tartışan güzel insanlar.. Hep hatırımdasınız.
Bir yaz gecesi rüyam Kiralık Aşk.. Sana ne söylesem hep eksik kaldı. Hayatımdaki yerini anlatabileceğim kelimelerim yok. Veda etmiyorum asla, zira vedalardan gram haz etmem.
Başından sonuna kadar oyuncusundan, set emekçisine emeği geçmiş olanın emeğine, yüreğini koymuş olanın yüreğine, illa ki içimde bir yerlere bir şekilde dokunup beni darmaduman etmiş olanın eline sağlık.
Selametle! Kendinize iyi bakın..