Ya şef, Nilay bir konuşuyor al benim bu kafa şişiyor. Susmuyor şeff, susmuyorrr!
Hülya-Kerim ilişkisi, Cevher ailesinde yaşananlar, Mahir tarafı bana göre hikayenin en işlek kısmı. Elbette ki her saniye akan bir hikaye izlememiz uzun dizi sürelerini de hesaba katarsak zor. Fakat bir kısım var ki müthiş bir şekilde akan Hayat Şarkısı’nın temposunu biraz aksatıyor. O kısımdan bambaşka bir şey çıkmayacaksa neden inatla bu şekilde yürüdüğümüzü merak ediyorum.

Evet, doğru bildiniz. Mesele Melek ve çevresi. Melek’in kafamda bir türlü oturmamasının sebebi Hülya’yla zıt karakterde olması değil. Hülya’yı sevdiğim için ona uzak durmuyorum. Bazı karakterler çok güzel tasarlanır fakat hikayedeki işleyişi beklendiği gibi olmayabilir. Melek, hikayeyi duyduğumda beni çok heyecanlandıran bir karakterdi. Çünkü ciddi anlamda kilit bir karakter. Ama günden güne o heyecanım yerini sıkıntıya bıraktı. Evet Melek’i izlerken sıkılıyorum ama bu asla Ecem Özkaya Üstündağ’dan kaynaklı değil.

Kavuşmak...

Melek-Kaya-Bahar meselesi çok uzamadı mı? Ki ben hala meselenin kapandığını düşünmüyorum. Kaya, Hikmet Abla’dan kalan mirasla feraha çıkmayacaksa Hikmet Abla’nın bu hikayede yeri ne? Hoş, Hikmet Abla, Kaya’ya miras bırakacaksa biz bu miras meselesine neden başka bir karakterde rastladık.

Ve Melek, “Bahar da Bahar!” diye kendini feda eden Melek, nasıl oldu da bu kadar soğukkanlı, bu kadar umursamaz bir karaktere büründü. Çocuk günlerdir ortada yok, Melek Hanım İstanbul’a taşınıp hayat kuruyor. Ve izini belli etmemek için kendini parçalıyor. Mehmet’e bir şey olsa Hülya çıldırırdı. Sonra neden Hülya?

Hatırlayın 10.bölümün o muhteşem sahnesini. Mehmet’e bir şey oldu diye aklı çıktı Hülya’nın. Ve eminin yarın, bir gün Bade’ye bir şey olsa Süheyla’nın da aklı çıkar. Çünkü bir başkasının çocuğuna annelik yapmak iyi günde “Canım.” demekle olmaz, başına bir şey geldiğinde gerçekten kalbi sızlamalı insanın. Bu saatten sonra ben Melek’in sevgisine nasıl inanacağım?

Melek’in hikayesini Kemal’in toparlamasını umut ediyorum. Çünkü o kısım aksadıkça mutsuz oluyorum. Uğur Karabulut, hoş geldi hikayemize. Buradan da bir aşk üçgeni alıyoruz.

Siz geldiniz İstanbul, neler nelerle geldiniz bakalım...

Hikayemize hoş gelen, sefalar getiren bir diğer isimse Filiz Ahmet. Hayranım, fragmanda gördüğüm an sevinç çığlığı attım. Endamı, tavrı, tepkileri çok güzeldi. Nice nice bölümleri olsun Filiz Ahmet’in. Haftalardır adını duyduğumuz, nihayet tanıştığımız ablamız Filiz’e nasıl destek olacak göreceğiz. Bakalım yer yerinden oynayacak mı?

Ve ablamızla Mahir karşılaşınca neler olacak? Züüppperrr Mahir, bu hafta bir plandan daha alnının akıyla çıktı. Bu arada Cem’in arkadaşlarına hazırladığı plan ne aşamada acaba?

"Bu şehir ne kadar güzel ya, gittikçe de güzelleşiyor. Bu kuş sesleri de bir işaret, hayatın bundan sonra çok güzel olacak diyor bana." Hülya Çamoğlu Cevher

Hülya ve Bahar bebeğin karşılaşması da ne güzeldi... Ah be Hülya, ah… Bayram Bey’in Süheyla Hanım’ın yüreğini ağzına getirmesi... O ne soğukkanlı duruş öyle. Yapılır mı öyle Bayram Bey, kadın küt diye bayılıverecekti.

Hayat Şarkısı, kahkahasıyla, gözyaşıyla bir bölümü daha geride bıraktı. Emeği geçen herkesin emeklerine sağlık. Nicelerine…

Siz 15. bölümü nasıl buldunuz?

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER