Anadolu Hocam sağ olsun bizi kocca bir hastane bölümünden kurtardı. "Drone ile nasıl baş edilir?” son derece ilginç bir soru. Zira aslında son derece çaresiz bir durum. Nasıl kaçacaksın? Nereye kaçacaksın? Kurtlar Vadisi Pusu tüm bu şartlarda güzel bir çözüm bulmuş. Anadolu Hocam’ın anlamadığı konu yok ama keşke bir devre falan aktive etseydi. Ben sanırım bu konularda çok gerideyim. Aktardan falan alınan madde nasıl uzaktan aktive edilir aklım almıyor. Teknolojiyle yakından ilgilenenler varsa bizi aydınlatsın lütfen.
Zala düştü ama Gölge çıldırmış bir kere, Phoenix’i seri basacak. Vadi aklı sanırım Hırsız üzerinden biraz Rusya’yı aşağılıyor. Zira büyük devletlerin bazı özel şeylerinin çalınması dahi düşünülemez. Mesela Amerika’nın Kentucky’deki altın yığınağına hiçbir şey giremez. Ruslarınsa maşallah girilmedik bi kulaklarının arkası kalmış o da Gölge’ye lazım değil. Zala’nın seri üretimini tabii ki Kuzuzade'lere verecekler. Acaba bu planı Karun duysa ne yapar? Bir insansız hava araçları ordusunun doğuracağı politik krizlerden kimse bahsetmiyor. Zira böyle bir güç Gölge’nin sadece düşmanlarını değil, dostlarını da ürkütür.
Hırsız böylesi abartılırken hemen bir bölüm sonra koşarak kaçtığını görmek karakterin yoluna birazcık tümsek koydu ama olsun. Sonuçta Tilki’den kaçıyormuş. Aslan’ı kediye boğdurmadılar yani. Tilki’yi farklı kılan ve bu kadar uzun yaşamasını sağlayan şey ayağına gelen fırsatları kaçırmaması. Gölge ile Tilki’yi aynı odada görmek gerçekten heyecan vericiydi. Fakat uzun ömürlü bir birliktelik olmayacağı aşikar. Zira vadettiği güzergahı uzun süre kullanamayacağını Gölge de biliyor. Hem Polat Alemdar hem de Türkiye o hattın üzerine kabus gibi çöktü. Tilki’nin bu anlaşmadan kazanacağı hiçbir şey yok. Belli ki Gölge’nin de Tilki’nin düşmanlığına dair en ufak bir korkusu yok. Hayırlısı...
Memlekette bir değil bin Polat Alemdar var ama biri bile size yar olmaz bakışı.
Gölge’nin isteği Babil Ordusu’nu hazır hale getirecek bir ilaç için sağlam bir farmakolog bulmak. Polat Alemdarlar yaratacakmış. Ariel’e katılmamak mümkün değil. Nasıl ki görünmezlik iksirindeki o gizli maddeyi anlayamıyorsunuz, Polat Alemdar’ı bu kadar güçlü yapan o gizli etkeni de anlayamayacaksınız. Ariel dillendiriyor ama o da karşısındaki gücün sınırlarının farkında değil. Polat’ın gösterdiği kadarını biliyorlar.
“Deli, deliyi görünce değneğini saklarmış” derler ama ne Hüsnü birşey saklama düşünmüş ne de Rascoln çekinmiş. Sonuç, Hüsnü aynen paket... Bu kadar kolay olmasını bir Rascoln beklemiştir herhalde. Hakkı’dan fırça yerken dahi gevrek gevrek gülümseyen Mete Aymar, Polat’ın bir adamını görünce resmen çöktü kaldı. Mete kimden korkması gerektiğini çok iyi biliyor. Rascoln iki seçenek sunduğunda aklıma direkt malum Matrix sahnesi geldi. Koltuklar, karşılıklı oturmalar falan bir şekilde ucundan yakalanmaya çalışılmış. İyi de olmuş. Hüsnü bey’in diziden çıkacağını düşünmüyorum. O yüzden nasıl bağlayacaklarını gerçekten merak ediyorum.
Hazır iki deliden bahsetmişken diğer ikisine değinmeden olmaz. Yeni farmakolog’a ba-yıl-dım! Vadi senaristleri yeni karakterlerde resmen şov yapıyorlar. Cast çalışmaları da muazzam. “Sen Rus bile değilsin”le başlayan muhabbet keyiften dört köşe olmayla bitti. Bu zamana kadar Kurtlar Vadisi Pusu’da çok ‘profesör’ gördük fakat kullananını ilk defa görüyoruz. Gelecek bölümler hayli renkli olacak. Bu arada Hırsız’ın hapishane operasyonu gerçekten güzeldi. Neden bilmem ilk sezonun operasyonlarını hatırladım.
Yazı devam ediyor..