İso’m kaç kadeh kırıldı o minnoş gönlünde? Bu şarkıyı da babadan sana armağan ediyorum, sağlığına! Mütevazı rakı
sofranda, geceni uzun uzun yaşayıp, sonra ne güzel güneşe döndün sen. Meğer
neleri sığdırıyormuşsun o koca yüreğinde, biz fark etmeden. Eski sevgilinle
karşılaşınca, aslında pek de “eski” olmadığını anlama durumu. Çok garip, İso kendi
tercihi doğrultusunda devam etti yoluna. Fakat tercihlerimizin her zaman bizi mutlu
etmediğini bir kez daha anlamış olduk. Dediği gibi ışığını bıraktı gitti
Yasemin, herkesin göremeyeceği sadece kalbi ile bakmasını bilenlerin
görebileceği “ışığını”. İso’nun aklından neler geçmiştir kim bilir? “Yasemin de
onun gibi heyecanlandı mı, yolda giderken yaşadıklarını düşünerek gülümsedi mi
yoksa bir an önce Sinan’a kavuşmanın heyecanı içinde miydi?” Benim bildiğim İso
bunları düşünmüştür.
Ömer’in evi almasına gelirsek.. İso-Ömer dostluğundan tutun,
ev olayına kadar her bir ince detay ilerde bize yol, su, elektrik olarak dönmezse,
benim de adım Sude İplikçi olsun! O kadar eminim bundan. Ömer bile gizli
kapaklı işler çevirmeye başladıysa bizim iş havada karada hallolur. Siz Nihan’a
geveze deyin ama bizim kız toplumdaki insan ilişkilerinin temelini attı: “3-5
küçük masum yalan”. Ömer her ne kadar
doğrucu Davut’gillerden olsa da, gerektiğinde insan hiç istemese bile, sevdikleri
için böyle şeylerin yapılabileceğini deneyimliyor. Bakmayın siz onun, “Çok
kızardım Şükrü, çok” demesine. Anacım neler neler diyordu bu adam ilk zamanlar hatırlayın.
Bir de şimdiki haline bakın. Konya Ovası kadar genişledi. Tabi ki elinde
çiçekle “Aşkım ne güzel kerizlemişsin” demeyecek ama yeri geldiğinde doğru
noktadan bakmayı becerecek.
Yeri gelmişken diğer
çiftlerimize de bir bakış atayım. Yasemin ve Sinan’ı ilk üç gün benim de desteklediğimi
biliyorsunuz. Şimdi, sıkılmaya başladım
desem? Sinan o kadar enerji dolu ki Yasemin “emekli öğretmen hanım” ciddiyetinde
kalıyor. Sude ve Deniz’i seviyorum desem? İkisi de bize çok çektirdi, hala da
tehlikeliler ama durum bu. Aşk insanı gerçekten değiştiriyormuş, Tramba’nın
liseli ergenlere dönmesi ile tekrar anladım. Bu arada sonunda Sude, meselenin
Yasemin ya da başka biri olmadığını, direkt olarak kendisinin olduğunu anladı. Geç
olsun, güç olmasın!
"Aklı başında olmayan çiftler" listemizin birincileri
Hiç kimsenin aklı
başında değildi ne mutlu! Hem hangimiz sevmedik ki çılgınlar gibi? Özellikle herkesin vuslat evinde toplandığı
sahneleri izlerken, böyle saçma sapanlıklar olsun, komedi olsun isterse 10
sezon izlerim, diye düşündüm. Çünkü neden düşünmeyeyim? Efenim, bizler bu
diziye neden tutulduk? Yaz akşamları eve geldiğimizde bizi mutlu ediyordu. Bu
bölüm azıcık şirazemiz kaysa da gerekli olduğunu düşünüyorum. Herkesin emeğine
sağlık. Hem biliyorsunuz, bizim hikayemiz de sadece iyiler kazanır.