Sarılalım sıkı sıkı...
Bu cevapları almadan Fikret bu işten vazgeçmeyecekti. Defne’nin, açık açık Fikret ile yüzleşip kadının aleni bir şekilde Ömer’i istediğini öğrendikten sonra tek başına yapabileceği, gösterebileceği bir şey yoktu. Fikret açısından bağlayıcı olan Ömer’in durduğu nokta idi. Bu yüzden de Defne’nin ne yaparsa yapsın, ne söylerse söylesin Fikret’i ikna etmesi mümkün değildi. O da bu koşullar altında, hem Ömer’in, hem aşklarının, hem de bizzat kendisinin, Ömer’in kalbinde durduğu yeri Fikret’e “Ömer göstersin” istedi. Ömer’in ağzından bunları bizzat duymadan Fikret ikna olmayacaktı. Defne Ömer’e, onun aşkına ve kendisine olan bağlılığına o kadar güveniyordu ki; bu yaşanan olay Ömer için bir “sınav” değil, varlığını sürdürmek konusunda ısrarcı bir tehlikeyi savuşturmak adına Defne için bir “çözümdü” aslında. Ömer’in aşkını sınamadı Defne. Aksine, Fikret’le yaptığı anlaşmada masaya inandığı “Ömer’e olan güvenini” koydu. Eli kuvvetliydi…

Ömer’in hiçbir etki ve baskı altında kalmadan, Defne’ye dörtnala koşusunun devam etmesi zaten hayatın olağan akışıydı. Bir kere Neriman’la anlaşma yaparak kaderin akışını değiştirdiğini düşünen Defne’nin, bir kere daha müdahale etmemesi, Ömer’in yolunu bozmayıp, kendi yönlendirmesi olmadan Ömer’in yeniden gelişini beklemesiydi güzel olan! “Özgür bırakılmış” bir sevgilinin, özgür iradesiyle yine yeni yeniden kendisine gelmesi kadar değerli bir şey olabilir mi seven biri için?


Mutluluktan havalara uçmak vs mutluluktan ağlamak

Üstelik de öyle güzel ifadelerle tarif etti ki Ömer kendindeki Defne’yi… Kendisine “Neden Defne?” diye soran İz’e “Defne işte…” cevabını veren Ömer, gene Defne’yi “neden” sevdiğini değil de “nasıl” sevdiğini izah etti. O “Defne işte” ki; Ömer’in hayatında devrim yaratmış, gözünde kendinden başka bütün seçenekleri, ihtimalleri silmiş. Derin derin nefes aldırıyor çünkü ya rahatlamak, sakinleşmek için derin derin nefes alırız ya da anı veya o anın kokusunu içimize çekmek için. Ömer Defne’nin yanında sakinleşiyor da, rahatlıyor da. Onun misler gibi “iyilik kokusunu” çekiyor içine her seferinde. Dünya gördüğünden çok daha güzel bir yermiş gibi geliyor ona o zaman. Çünkü Defne çok güzel bakıyor ona. Çünkü güzel gözlerinin gördüğünü yansıtıyor Ömer’e. Hem mahalle Defo'su olarak, hem tatlı Defne olarak...

Hani Ömer Defne’nin odasındayken 20.bölümdeki ziyaretini hatırladılar ya. Ben de bu itiraflarda 20.bölümün başka bir sahnesini hatırladım. Evlenme teklifi ederken Defne’nin huysuzluğuyla bile aklını başından aldığını söylemişti Ömer. Aradan geçen onca zamana, yaşanan onca olaya rağmen Defne hala huysuzluğuyla, aşkıyla, gelgitleriyle, tatlılığıyla, tutkusuyla aklını başından alabiliyor.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER