Bir Hayat Şarkısı metaforu olarak Hülya'nın eşarbı.
Evet, buraya kadar çok tatlıydı da buradan sonrası benim için pek tatlı ilerlemedi. Büyük plan, büyük plan diye bekledik, ne oldu? Açıkçası koca bir hiç. Nerede iki bölüm önce Cem’e yalan söyleten Hülya, nerede aynı planı bin kere kullanmaya yeltenen Hülya? Hülya’nın askerleriyiz diyoruz, çok seviyoruz, hayranız ama bu her planına eyvallah diyeceğimiz anlamına da gelmiyor.

Bu sefer olmadı Hülyacım.

Hülya, eşarbını takmadı. Hülya, gülerek geldi. Hülya, plan dedi. Hülya, evdekileri idare etti. Hülya, Kerim’in söylediklerini alttan aldı. Sonunda ne oldu? Ülkeden kaçmaya çalışan bir adet Filiz’le baş başa kaldık. Aynı araba kazası planını Cem’de de izlemiştik. Ayrıca hikayenin bu denli önemli bir karakteriyle böyle basit bir planla mı vedalaşacağız? Hülya gibi plan yapmak isterken, Zeynep gibi plan yapmış olmak değil mi bu?

Ayrıca Zeynep neden bu kadar hırslandı? Zeynep neden Hülya’ya bu kadar taktı? O da bir türlü kafamda oturmuyor. Müfit meselesi Cevher Holding için çok önemli de madem bu konu açılsın, bir de o cephede savaşalım. Bir de Hülya'nın Zeynep'le uğraşmak için Bayram-Müfit meselesiyle ilgilenmesi hiç tanıdığımız Hülya'ya göre bir iş değil. Hülya'yı Zeynep'le bir tutmayalım, lütfen.

Melek, otur müşterilerini ağırla Melek.

Kafamda oturmayan bir diğer mesele de kaç bölümdür olduğu gibi Melek-Hüseyin-Zeynep üçgeni. Zeynep’in hamilelik yalanına karşı Hüseyin’in takındığı tavrı çok sevdim. Başka bir dizide olsak, Zeynep gerçekten hamile olur, o bebek de düşmez, sağlıkla gelişimini sürdürürdü. Bu açıdan baktığımda Hayat Şarkısı yine farklı. Ama Melek-Hüseyin-Zeynep üçgeninde neden ilerleyemiyoruz? Açsan, mis gibi hikaye. Ama sürekli Zeynep’in kıskançlıkları, Melek’in depresifliği, Hüseyin’in arada kalmışlığı. Diyorum, Hüseyin bir süre iki taraftan da uzaklaşmalı. Ama Hüseyin ne yapıyor, Melek’i evinden çekip alıyor. Hala ve inatla Hüseyin'den umutluyum, yolu açılsa şahane karakter. Ama işe gidip, eve gelip Zeynep'e atarlanıp, sonra Melek'in evine doğru araba kullanmaktan başka yaptığı ne var?

Cem’i ise hiç sevmiyorum. İlk defa kendi çıkarına da olsa bir işe yaradı ama yine de sevmeyeceğim.

Cevher köşküne yeni katılan karakterimiz Arda hakkında da henüz bir fikir oluşmadı kafamda. Bade-Arda-Ceren üçgeni hoş geldi. Burada da çılgın Cevher kızı Bade’den yanayım. Bakalım bölümler ilerledikçe fikrim değişecek mi?

Kerim, Filiz'e gidiyor diye pusup kalmış Hülya gibiyiz şimdi. Haftaya uçur bizi Hayat Şarkısı, ayaklarımızı yerinden kes.

12.bölüm ilk kez beğenmediğim noktaları beğendiğim noktalarından fazla olan bir bölüm oldu. Dilerim bölümler arasında bir nazar boncuğu olarak durur, tekrarı yaşanmaz. Alışmışım dolu dolu geçen bölümlere, bu hafta finale kadar normal bir düzeyde ilerlesem de finalde kalbim biraz kırıldı. Gelecek haftanın fragmanı ise ilk defa hiç heyecanlandırmadı. Geçen haftaki şahane bölümden sonra hiç olmadı yahu, ben şimdiden geçen haftayı özledim. Hayat Şarkısı, tüm notaları bir aradayken çok güzel, aman notalarımız eksilmesin.

Emeği geçen herkesin emeklerine sağlık; alıştığımız Hayat Şarkısı tadını hiç kaybetmemek dileğiyle...

Sizler 12.bölümü nasıl buldunuz?

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER