Nihayet Jurgen’i çözdüm arkadaşlar. Bizimkiler tabii ki çok iyi ama Jurgen de bariz yetersiz be karşim. Sen adamları evde kıstırıp dışarı çıkmalarını sağlayacaksan eğer kurduğun tertibe bir de saatli bomba falan ayarlarsın. Böylece en azından elinden geleni yapmış olursun. Onu yapmayınca ne oluyor? “Polat elimizden kaçtı...” Kaçar tabii! Kaçması için her türlü imkanı sen sağlıyorsun.
Her türlü imkan derken yediği basit araba numarasından bahsediyorum. Yahu Polat Alemdar tanktan bozma koskoca Cadillac Escalade’ye biniyor. Üzerinize saldığı otomobile binebileceği gerçekten düşündün mü Jurgen? Ölür gene binmez. Eskidendi öyle Golf tarzı arabalarla tur atmalar. Bir tanıdığım bir günlüğüne hastaneye yatmıştı. Tabii bir Polat Alemdar değildi ama kendince bir forsu vardı ve çıkışta getirilen arabayı beğenmeyince mahallesine yürüyerek gitmişti. İmaj her şeydir.
Hommade internet cafe..
Akademisyenleri nihayet güvenli eve topladılar. Bizim memlekette zaten böyledir. Gerekenin yapılması için illa birilerinin ölmesi gerekir. Ölüme kadar giden yolun sonuna varıncaya kadar geçen her aşamaya tolerans gösterilebilir. Bir nevi genetik kodlarımızda bu tutum mevcut. Halbuki Polat hizmetçi dahi tutmuş. Daha ne yapsın? Polat’ı düşmanlarından çok dostları yoruyor.
Tamam Murali güzel bir insan ama bu kadar da etkilenilmez. Azra işi biraz abarttı. Çiftin samimiyet sorununa artık biz çözüm bulunması şart. Arabadaki konuşmaları bile “sen lafını bitir ben de repliğimi söyleyeyim” tarzındaydı. Üstelik bir de devamlılık hatası var ki görüp de susulacak cinsten değil ne yazık ki… Karlı dönemde bariz yapılan devamlılık hatalarında yoğunluğa ve süreye verip anlayışla karşılamıştık ama bunun izahı yok. Yusuf arabayla gelirken yolda kasis var ama içerde Azra konuşurken arkasından arabalar vızır vızır geçiyor. Onu geçtim, arkasından araba geçerken kapıyı açıyor ama dışarı çıktığı anda araba yok oluyor. Vadi'ye konduramıyorum böyle hataları. Lütfen biraz daha dikkat...
Koltuk benim banane! Dedem bana bırakmış. Miras haktır bi kere!...
İki kardeş sadece instagram’da değil dizide de spor yapmaya başlamış. Doğrusunu söylemek gerekirse Kenan beni şaşırttı. Liderliği çok istediğini biliyoruz ama “yan yana koşabilecek miyiz?” sorusuna verdiği “nereye gideceğimize de birlikte karar verelim” cevabıyla son kez bir barış eli uzattı. Ağabeyiyle paylaşmaya razı ama Yusuf hiç oralı değil. Yönetim kurulu toplantısında şirketlerde yapılacak değişikliklerin kendi onayından geçmesini istemesi tek adamlığının ilanıydı ve Kenan’a “unut sen o işleri” mesajından başka bir şey değildi. Kenan unutmaz ve Yusuf’un sandığının aksine bunu hazmetmeye de çalışmaz. Kan kokusu geliyor burnuma, savaş çığlıkları geliyor kulağıma…
Lütfen Mete Aymar’a daha çok rol verilsin. Hem adam nüktedan, sahneye yakışıyor hem de sahnesi azalınca benim işime göz koyuyor. Kuzuzadeler'in hikayesini öyle bir anlattı ki kalemi kırıp köşeme çekilmek zorunda hissettim. Ben Kurtlar Vadisi Pusu’ya girip üç, dört adam vuruyor muyum Mete? Lütfen sen de benim işimi bana bırak. Neyse ki Rascoln konuyu kapattı da umuyorum ki Mete pek okuyucumu çalamadı. Teşekkürler Rascoln!