- Elimi bi’ tutsan, diyorum.
- Olmaz, sen önce o uçurumun kenarında tuttuğun eli bi’ açıkla bakiiiyiiimmm!
Rüzgâr demişken çooookkkkk önemli bir ricam var sevgili senaristlerimden: Tamam; Rüzgâr, Tankut’u Sinan yapan sürecin çok önemli temel taşlarından biri, anladım. Üstelik bir kadın… Onu da çözdüm ama gözünüzü seveyim karşımıza Kiralık Aşk’ın İz’i ya da Fikret Galo’su gibi bir tip çıkarmayın!

Öykü kendi içinde dinamik zaten, yan karakterler yeterince canlı… Üstelik daha hepsinin hikâyeleri tam çıkmadı, yani yan yollar fazlasıyla var.Şimdi Sinan’a hayran, dostluğu zaman içinde sessiz aşka dönmüş; Sinan’ın da minnet borcu hissettiği bir hatunla burun buruna getirmeyin bizi, anacım!Pelin’den sonra Sinan’ı nasıl hayata döndürdüyse şimdi de yüzünü Pelin’e çevirtecek, yüreğindeki Pelin’le onu yüzleştirecek bir “dost” getirin, yalvarırım.Türk dizilerinde nerdeyse hiç göremediğim, bana göre dostluğun en doğru biçimi bir kadın – erkek dostluğu geliştirin şapka çıkarayım size, lütfen.

Giderek belirginleştiği üzere Bülent, bu ilişkide Pelin’in yanında duracak. Bence oranın da ince ince işlenmeye başlaması lazım artık. Bülent sadece Sinan’ın dostu, Başak’ın sevgilisi olmanın dışında, Pelin’in de ihtiyacını duyduğu bir “erkek gözü” olmalı bana kalırsa… Pelin’e destek bir Bülent ve Sinan’ın yanında onun göze alamadıklarına destek olacak bir Rüzgâr en büyük hayalim…
 

O kız, buraya gelecek abicim! O kadar…
 
Bülent deyip de Başak’a attığı tripleri es geçmek olmaz. Geçen bölüm gafını yapıp efendi gibi tokadını da yiyen Bülent, bu bölüm skoru eşitlemeyi ve maçı lehine çevirmeyi başardı. Her ne kadar bir “sevgilim” sözüne yelkenleri suya indirse de bu bölüm Bülent’i ve triplerini çok sevdim.

Dizinin gerçekten çok başarılı isimlerinden Çağrı Çıtanak. İlk bölümden beri abartısız ve doğru oyunculuğuyla bana kendini sevdirmeyi başardı. Hazal Türesan’la da kimyaları iyi tuttu ve ben onları çift olarak da tek tek izlemeyi de çok seviyorum. Bu bölümün en iyi repliği olarak da Başak’ın “Tavuk bul bana çabuk, tavuk!” cümlesini seçtim ve onu dillendirişine de ayrıca bayıldım.

Bülent’in Sinan’a “Kadir’im İnanır’ım…” deyişi de beynimde bir ampul yaktı. İlk bölümden beri Furkan Andıç’ın bazı mimiklerini çok tanıdık buluyor ama bu tanışıklığın kaynağını çözemiyordum. Özellikle bazı bakışları ve karşısındakini dinlerken yaptığı küçük baş hareketi, gerçekten Kadir İnanır’ın eski filmlerine götürüyor beni. Fiziksel hiçbir benzerlik taşımamasına karşın bilinçli mi bilinçsiz mi bilmem ama hoş bir çağrışım yaratıyor.

Ben ilk bölümlere oranla son iki bölümdür Furkan Andıç’ın role çok daha oturduğunu hissediyorum. Sanki kimliği şimdi tam yakaladı ve artık yavaş yavaş üstüne giyiyor gibi… Bir iki küçük rötuştan sonra tam kıvamına girecek.

Leyla Lydia Tuğutlu’yla ikili sahneleri de geçen bölümlere oranla daha içten geldi bana. Yeni dizilerde partnerlerin birbirlerine bir alışma süreçleri oluyor ve ilk bölümlerde aksaklıklar doğuyor, bunu doğal karşılamak gerek.Tatlı İntikam’da bu çabuk aşıldı gibi…

Leyla Lydia Tuğutlu, ilk bölümden beri bana göre iyi performans gösteriyor. Pelin, tam onun üstüne göre olmuş. Bence çok da iyi taşıyor. Sinan’ın kapısındaki perişan görüntüsünü çok iyi bulduğumu geçen hafta söylemiştim. Bu hafta da özellikle son sahnedeki performansı çok başarılıydı. Anne- oğlun konuşmalarını dinlerken, gençlik şımarıklığının bir ailenin hayatında neleri yıktığını algılayışı, an be an okundu yüzünden. İç sesi, konuşmadan mimikle aktarabilen oyuncuları çok seviyorum.
 

Bir tek bakış, ateş olup ne var ne yok yakar mı? Yakar!
 
Unuttum ya da atladım sanmayın, en sona sakladım Ayşenil Şamlıoğlu’nu. Yine bölüme damgasını vuran isimdi bence. Sesinin tonuyla, beden diliyle, bakışlarıyla her sahnenin hakkını mükemmel veriyor. Tiyatro oyunculuğunun çok başka bir havası var. Sahneden geçen oyuncuda bir tür büyü oluyor ve ekranın donuk camının ardından dahi kendisini hissettiriyor. Ben de izlemeye doyamıyorum.
 
Her hafta bölüm bittikten sonra bir sonraki bölümle ilgili,beynimde fikirler oluşur. Az çok gidişatı tahmin etmeye, çatışmaların nerede ve nasıl olacağını sezmeye kısacası gelecek bölümü kafamda çözmeye çalışırım.Tatlı İntikam’da ilk kez, gelecek bölümle ilgili bir tahmin yürütemiyorum, şu an. Sadece yakalayabildiğim Rüzgâr’ın hafif hafif esmekte olduğu… Ya kasırga gibi gelip ortalığı darmaduman edecek ya da meltem gibi tatlı tatlı serinletip ruhumu ferahlatacak. Eh, ne yapalım ne çıkarsa bahtımıza!..


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER