Tepeyi aşınca Yeşil Vadi!
Seni bu çılgınların ellerinden kurtarıyorlar İso! :)
İso… İso’cuk! Görünen o ki İso, hikâyeden çıktı. Bir yanım bu duruma çok üzülürken, diğer yanım ise sevindi. Hikâyenin odak noktasının Ayşegül ve Can’ın aşkından, İso’nun durumuna kayması açısından sevindim. Ama yanaklarını yediğimin İso’sunu bir daha ne zaman göreceğiz, hatta görür müyüz bilemediğim için ise üzüldüm. Ama hikâyeden çıkış şekli de güzeldi Allah için. Yani entrikanın ortasında 3 gün Ayşegül’de, 5 gün Elif’te, 7 gün yurtta sarmalına hiç girmeden rahmetli Ece’nin uzaktaki, güvenilir akrabasına teslim edildi. Temiz iş! Tereyağından kıl çeker gibi! Hatırlasanız, beceriksiz Murat efendi İso’nun çocuk satıcı akrabasını bulup getirmişti. Gençlik bitmiş arkadaş! Yine İsmail Dede halletti. Eğer İsmail Dede olmasaydı, Elif’in peşinden çok koşardınız. Bir daha karşılaşamazsak İso’cuk(lar)a sağlıkla, afiyetle büyümelerini dilerim.

Soru: İso gidince Gülendam da gitmiş sayılacak mı? Gülendam gitmesin, çok sevdik onu.

Murat… Ah Murat… O eski halinden eser yok şimdi! Nerede o kahramanlıktan kahramanlığa koşan Murat; nerede sinsilikten çakallığa koşan Murat?! O kadar şey yaptıktan sonra Murat’ı yerin dibine sokmam lazım “Murat’tan dönenin kaşığı kırılsın!”

Murat’ın dergi işinin ekmeğini yiyeceği en baştan belliydi zaten. Demek “Deniz”, ha? Demek sahte hesaplarla piyasayı manipüle etmek, ha? Hadi, diyelim ki sergideki karşılaşma tesadüf ki değildi, peki ya kafedeki? Ayşegül nasıl bu oltalara geliyor, anlamıyorum. Can, zaten heyecanlı çocuk. Bir de ipin ucundan Murat çıkınca… Ama burada faturayı Can'a değil Ayşegül'e kesmek istiyorum müsaadenizle! Can'a yalak söylemek dahiyane bir fikir değildi. Murat ile Ayşegül'ün yan yana olduğunu fotoğraftan değil de; Ayşegül'ün ağzından duymalıydı. Çünkü dürüst olmak bunu gerektirirdi. Gördük ki, doğruyu Ayşegül'den değil, fotoğraftan öğrenmen Can'ın içini yaktı. Yine bir dolu kızın günahına girdi.

Ayrıca Murat gelsin, o stalker numaraları gelsin, bana yapsın. (Çünkü ancak beni kandırabilir. ^.^)

Çok sıkılıyorsan bana mail atabilirsin, cınım. Mail adresim sitede, telefon numaram Hoca'da var. ^.^

Ve canımız Can! Ben bu çocuğa çok üzülüyorum ya. Evi barkı yok. :( Annesinin evinde kalamıyor, Elif’in evinde yeri koltuklar, Ayşegül’de ise ya bankta ya da arabada. İlk başlarda Can’a demediğim kalmamıştı. Ne hödüklüğü ne de odunluğunu bırakmıştım. Ama helal olsun, sağlam adammış. Her şeye, herkese rağmen vazgeçmedi Ayşegül’den. Arada Murat ve Elif yüzünden sallanıyor ama yıkılmıyor. Klavye başında, böyle çıtır çıtır yazması kolay ama cidden Can, doğru bir adam olarak yazılmış ve yazılmaya da devam edecek diye düşünüyorum. Demek ki neymiş: Kahramanlık bilek değil; yürek işiymiş. Bir de Ayşegül ile Can kavuştu mu, tadından yenmezler. 

İnsanın arkasında Can gibi birisi olsun, sırtı yere gelmez. NET!

Mediha ile Naci cephesine geçen hafta yaşanan keyifsiz hadiseler yüzünden gelememiştim. Ama bu hafta bizlere resmen bir atasözünü yaşattılar: Dinsizin hakkından imansız gelir! Ayol bunlar resmen her hafta maceradan maceraya koşar oldu. Dozunda Mediha-Naci’yi seviyorum. Çünkü (1) Mediha’nın diyalogları çok güzel; (2) Mediha’nın Elif’e sarması yerine Naci’ye sarması çok tatlış.

Ha, bir de bizim bir Handan olacaktı, ne oldu ona? Handan'ı da özledik. Hem Ayşegül'e sözleşme imzalattı. Daha "Handaaaaan!" diye bağıracağız!

***

Şimdiiii bölümü şöyle bir toparlarsak;
1 Artık İso, güvenilir ellerde. En azından karmaşa ve entrikadan uzak.
2 Elif, Ayşegül’ün evi ile ilgili aksiyona geçti ve eve yerleşti. Ayşegül'e yar olmayan ev, Elif'e hiç yar olmaz, değil mi? Ama Elif'i Can ile birlikte Ayşegül'ün evine sokmak güzel fikirmiş. Sevdim! ;)
3 Murat ise sevmeyi en bilmeyen haliyle Ayşegül’ün ensesinde boza pişirmeye devam edecek gibi duruyor. 
4 Ve Ayşegül… Öyle gözüküyor ki Ayşegül’ün verdiği bu karar, sadece Ayşegül'ü değil; tüm kahramanlarımızla birlikte, bizleri de sıfır kilometre, yepyeni maceralara götürecek.




Hadi partileyelim! :)

***

Son iki haftada yayınlanan bölümlere yakın bir tempoda; ama gelecek için sağlam ve güzel adımlar atan keyifli bir bölümdü. Olan bitene yine inandık ve yine zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. Bu sefer placebo değil, baksanıza! 

Emeği geçen herkesin ellerine, kollarına, emeklerine sağlık sağlık. <3

Not: Hafta içi yazdığım BU YAZININ hala arkasındayım. 




BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER