Zaman unutmayı değil alışmayı öğretir..
Alışmayacağız! İnsanın elinde olmayan bir sebeple hayatının hem de paramparça olarak her an sona erebileceğini bilmesi, dehşet verici bir durum. Doğarken katıldığımız bir çekilişin benzerini yaşıyoruz resmen. Nerede, ne zaman ve kimin çocuğu olacağımızı bilmeden hayata gözlerimizi tamamen "şans" faktörü ile açıyorduk. Kimimiz şanslı kimimiz ise şanssız bir kura çekiyorduk.. Lâkin bu durumu değiştirme şansımızın olmadığını biliyoruz, haliyle de "kadere" isyan etmenin manası yok. Peki, ya şimdi? Yolda yürürken, parkta otururken, otobüs beklerken saliseler için ölmeyeceğimizin garantisi var mı? İyi, ama bu durumu neden "şans" diyerek kabullenelim? Neyse..

10 Ekim 2015 tarihinde yaşanan Ankara patlamasının ardından şu satırları kaleme almıştım; "Tek bilmenizi istediğim şu ki; sanırım uzunca bir süre boyunca bir daha asla eskisi gibi içten ve ağız dolusu gülemeyeceğiz. Ha diyelim güldük, çok kısa bir süre sonra yine bu felaketin açtığı yaraları hatırlayacağız.. Ne kadar iyi şeyler yaşanırsa yaşansın, bir tarafımız hep kanayacak. Fatih'in yüzündeki zoraki gülümseme gibi olacak bundan sonra bizim gülücüklerimiz de.. Keşke tüm bu olanları engelleyebilseydik. Aslında açık açık, bağıra çağıra söylemek istediğim çok şey var, ama burası onun yeri değil.. O yüzden ben size yine bir hikaye anlatayım.." 

Fikirlerimde en ufak bir değişme yok, haliyle üstüne daha fazla söylenecek söz de yok. O yüzden bu hafta sadece birkaç önemli konuya temas edeceğim ve yine bir hikaye ile yazıyı noktalayacağım..

“Fatih, ne oldu bana?”
Fatih, demedi deme.. Gülsüm Hanım senin yüzünden ölecek bir gün. Bu kaçıncı? Yazık günah değil mi yaşattıklarınız yaşlı başlı insana? O gün geldiğinde, kafanı duvarlara vurman ne yazık ki işe yaramayacak. Yemin ederim senden daha çok üzülüyorum şu kadın her fenalaştığında..

"Sen Ertan'ı kıskanmıyorsun değil mi?"
Zeynep’in, Ertan konusunda mırın kırın ediyor olmasından açıkçası rahatsız olmadım Fatih gibi. Sonuçta ne olursa olsun, Ertan ile Zeynep’in hem geçmişleri var hem de ilelebet Selim’in babası olarak kalacak Ertan. Haliyle Zeynep’in geniş geniş takılamaması doğal.. Ancak, bu durum uzarsa iş tehlikeli boyutlara ulaşabilir ve Fatih ile Zeynep arasında kavga da çıkabilir, haliyle emin de olamıyorum. Duruma Fatih gözünden bakınca da insan bir şey diyemiyor aslında, adamı neyle suçlayacaksın ki? O da bir an önce kurtulmak istiyor "Ertan" belasından. Zati bugüne kadar Fatih'in, Zeynep'e karşı Ertan konusunda gösterdiği "anlayış" anca Kraliyet ailesi mensuplarında görülebilir. Ha tabii, Fatih'in ne eksiği var ki onlardan, orası da doğru.. 

Ve geldik en önemli odak noktasına; Ertan. Olaya bir de Ertan'ın gözünden bakmak gerek..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER