Önceki bölümün hararetinin soluklandığı, sarsıcı vurgulara yer verilip kağıt üzerinde planlanan etkinin seyirciye aktarılabildiği, temponun sürekli yüksek tutulduğu bir bölüm izledik. Bölümün şüphesiz üç büyük bombası vardı. Biri Safiye Sultan’ın Kız Kulesi tutsaklığı, diğeri pek yakında büyük bir intikam hırsıyla hikayeye gireceği şüphesiz Hümaşah Sultan ve tabii ki İskender.

Muhteşem Yüzyıl’ın klasikleri arasında yer alan "gelin görümce" savaşları, anlaşıldığı kadarıyla hız kesmeden devam edecek. Fahriye Sultan’dan umduğunu bulamayan izleyicinin fettan, oyunbozan ve hırslı gelinlere uzun süre hasret kalmayacağı aşikar. Önce, hikaye ilerledikçe akıştaki payının devleşebileceği açıkça görünen Dilruba’yı; şimdi de Safiye Sultan’ın intikamını almak için gelmekle şereflendirilen Hümaşah Sultan’ı yadsınamayacak bir davetiyeyle izleyiciye sundular.

Dilruba Sultan’ı hepimiz şimdiden çok sevmedik mi? "Tam bir anasının kızı" dedik ve bir an önce büyüyüp Kösem’e gerçek bir rakip olmasını bekliyoruz. İlaveten kafese kapatılan kuşlardan biri olan Şehzade Mustafa’nın, daha cesur gerçekliğini görmek için de, büyüyüp şereflenmesini ve delirmeye başlamasını sabırsızlıkla beklemeyen yok sanırım. Bir de üstüne iddialı olduğu önceden duyurularak şereflendirilen Hümaşah Sultan’ın da gelişiyle, Muhteşem Yüzyıl Kösem’in azelenmeye başlayıp yeni hikayeler kurma peşinde olduğunu görüyoruz ve bunu en mantıklı şekilde, yani hikayeyi birden, pat diye sunmaktansa, birkaç bölüm temellendirerek sunuyorlar. Böylece izleyici önceden benimsemiş olup verilen malzemeyi yadırgamıyor.

Aynı şekilde, İskender’in öyküsünü, izleyicide "sil baştan" bir algı yaratarak yeniden yazmaya başladıklarının sinyalleri apaçık veriliyor gibi. Bu bölüm, hepimiz önceki bölümlerde gördüğümüz İskender’i öldürmüş ve sanki diziye yeni bir oyuncu, yeni hikayesiyle katılıyormuş gibi hissettik. Şüphesiz algı da o yönde oluşturuldu. Bölümden önce “İskender geliyor” haberleri dizinin sosyal medya hesaplarında paylaşıldı. Çocuk yüzlü İskender büyüdü, kaslandı, ergen saçlarından ve kılsız yüzünden arındırılarak, diziye yepyeni bir karakter olarak katıldı sanki. Hepimiz bu yönde, böyle hislerle karşılaştık İskender’le var olan hikayenin devamı değil de, öncesi silinmiş yeni bir hikaye ve yeni bir karaktere merhaba dedik.

Muhteşem Yüzyıl Kösem’de, Muhteşem Yüzyıl’ı sollayan etmenlerden biri de dekorları. 120 dakikalık bir dizi için, her hafta birkaç mahalleden daha büyük olan platoya kurulmuş iç ve dış mekanların çeşitliliği, doğallığından ödün vermeyen görselliği de Muhteşem Yüzyıl Kösem’in "görsellik, dekor ve resim" boyutunu ilk bölümden beri hayal kırıklığına uğratmadan devam etmesindeki başarısını göstergesidir.

Artık her bölümünden doya doya Muhteşem Yüzyıl tadı aldığımız, Beren Saat dahil kadrodaki bütün oyuncuların her bölüm kendilerini daha da geliştirerek harika performanslar sergilendiği ve senaryonun ciddi anlamda toparlanarak izleyende haz yarattığı bölümler izliyoruz. Ne mutlu bize!
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER