Hayat Şarkısı: Hayallerim paramparça...

Tüm hatalarına rağmen Bayram karakterini çok seviyorum. Ama elbette ki sevgim karakterin güzelliğinden, yoksa yaptıklarının elle tutulur yanı yok. Bayram’ın pişkinliği üzerine geçen hafta da yazmıştım, daha bölümler boyu yazarım. Köşeye sıkıştıkça ona buna bağırıp silaha sarılmayla, “Kalbim, kalbim.” demeyle olmuyor Bayram Bey. Yaptıkların sinir bozucu ama tatlısın. 

Ayrıca Melek’e gidip ahlak dersi verecek, hesap soracak en son kişi de Bayram. İnsan önce kendi hayatına bakmalı, kendi hatalarından ders çıkarmalı; evinde iki kadını baş başa bırakıp yollar aşmayla olmaz bu işler. Neyse bu mesele, gelecek haftanın konusu. Haftaya derinlemesine konuşuruz. Şimdi asıl meselemize döneceğim.

Kerim, Hülya, Filiz ve Mahir; hikayemizin Almanya kanadını sonlandırıp yurda döndü. Kerim ve Hülya’nın Türkiye’ye dönüşü alelade bir meseleyle geçiştirilmeyip, tutunacak dal bırakmamak güzel hareketti; teşekkürler. Kerim’in halleri kalbimi yerinden sökse de mesele şahane bağlandı. Aynı şekilde Filiz’in Türkiye’ye dönüşü de, Mahir’in çemberin dışında kalmaması da ince ince planlanmış.

Yine Kerim’in verdiği parti, Hülya’nın tuttuğu kızın partiyi basıp hocalardan biriyle karşılaşması, Hülya ve Kerim’in gerginliği de meseleye tutunmamızı sağladıkları için önemliler. Fakat Hülya’cım, sen o Mahir’e fazla güvenme. Mahir, sağlam pabuç değil biliyorsun da, bence senin bilmediğin çok şey var. Olgun Toker’e de aşk olsun, bir karakter bu kadar güzel giyilmez. Şaka bir yana, bugüne kadar üzerine yakışmayan bir karakter, bir sahne görmedim. Çok sağlam oynuyor, hayranlıkla izliyoruz.

Cevher ailesi evleri biraz daha kalabalıklaşacak diye sevinedursun, hiçbir şey sandıkları gibi değil. Daha Kerim, babasıyla hesaplaşamadan tüm aile Filiz’le karşı karşıya kaldı. Mutlaka bu işten de sıyrılacaklardır ama gün gelecek bir arada tutulan boncuklar ansızın dağılacak. O gün geldiğinde neler olacak, göreceğiz.

Hayat Şarkısı, temposunu düşürmeden devam ediyor. Yine oldukça keyifli, akıcı bir bölümle akşamımıza konuk oldular, sağ olsunlar. Kalbimize dokunuyorlar, gözlerimizi dolduruyorlar, sonra ansızın bir kahkaha attırıyorlar. Seviyoruz, heyecanla bekliyoruz…

Reyting listesine korkuyla değil heyecanla bakmak da nasıl bir keyifmiş anlatamam. Emeği geçen herkese teşekkürler, gelecek haftayı nasıl bekleyeceğiz orası ayrı. Lütfen hafta içinde birkaç fragman daha alalım.

Haftaya kadar da bu bölümden konuşalım, sizce 4.bölüm nasıldı?