Kurtlar Vadisi Lost
Ada ben ayrılmak istiyorum...

10 sene önce ilk emarelerini gördüğümüz, yoğun olarak da son 1.5 senedir beklediğimiz büyük toplantının başladığı yerde hikayeyi bırakmıştık. Esasen hepimizi hayretlere düşürecek ya da Vadi Aklı’nın devreye gireceği bir gelişmenin yaşanmayacağını geçen bölümden zaten anlamıştık . Bu zamana kadar Polat’ın "Hanedanlar Masası" diye bahsettiği şeyin bu toplantı olduğunu sanıyordum ama anladım ki değil. Zira sadece eleman alımı yaparlarken gördük. 

-: Hayırdır beyler bu kimin çeyizi ısısısısısısı

Polat gitti, karşılarına dikildi, yüzlerine baktı ve evet istediğini aldı. Bu adamları bilmek veri bankası açısından çok işe yarayacaktır ama bunlara ulaşabilmek?.. İşte o 10 yıllık bir Kurtlar Vadisi Pusu sezonu gerektirir. Kaldı ki gereksiz de bir çaba olurdu. Zira oradaki herkes temsilci. Yukarıdan ipleri tutanlar tabii ki eleman alma işi için zamanlarını oraya ayırmayacaktı. Geri kalan her şey karşılıklı atarlanmaydı. Polat’ın Amon’la tamamen alakasız şekilde Efe Karahanlı kontenjanından girdiğini öğrenmemiz iyi oldu. En azından bir soru işaretleri kalktı.

Esas soru işaretleri Yusuf kısmına saklanmış. Babasından aldığı tembihe rağmen “vatanıma ihanet etmem” dedi ki Karun’un verdiği cevaptan Yusuf’un zekasını küçümsediğini anlayabiliriz. Kuzuzade’lerin tekrar seçilmesi için Polat’ı öldürmesi gerekiyormuş ki bu da adamların aczini ortaya koydu. Zamanında Karahanlı’yı başkasına mı havale etmiştiniz? Gücünüz yetince takın maskeleri, giyin süslü püslü cicileri adamın kalbine sırtından hançerle giriverin. Gücünüz yetmeyince protokol, kural falan… Yusuf yer bunları ama deneyimli Vadi seyircisi yemez. 

Biliyor musun Yusuf hiç eve gitmek istemiyorum...

Toplantının bizim tanıdığımız tek kazananı Asya oldu ama onun da eve döndüğünde yüzü bir karış asıktı. Nasıl olmasın ki? Meryem hanım oturup durmuş. Bu kadın önemli bir işten geliyor, yorgundur, şuna en azından bi makarna süzeyim bile dememiş. Meryem’i gerçekten kınadım. Hatunlar sadece kahveyle besleniyor o da ne yazık ki selülit yapıyor. Unutmadan, Asya konusunda da bir aydınlanma yaşadık. İhtiyarlar ile arasındaki her şey gerçekten bitmiş. Tamamıyla kendine çalışıyor. 

Ariel nihayet Gölge’yi bulmuş. Gölge hiçbir şey çaktırmadı tabii, güzel güzel planlar yaptılar. Ariel her ne kadar profesyonel olmaya çalışsa da Gölge’nin bu “sorun yok” halinden hoşnut değil. Muhabbetin sonundaki senin kanunların yerine bizim kanunlarımız düzeltmesi zaten durumu özetliyor. Gölge deli, çılgın, zeki, cesur falan en az on tane daha özellik yazabiliriz ama hepsinden öte baskın olan özelliği oportünist olması. Tamam bu pek iyi bir özellik gibi görünmeyebilir ama Gölge’yi hatalara karşı frenleyen de yükseklere çıkartan da tam olarak bu özelliği. 

Fehmi oğlunu beklerken takdir-teşekkür sınırındaki öğrencinin sınav sonuçları açıklanırkenki hali kadar heyecanlıydı. Nasıl olmasın? Ya kırk katır, ya kırk satır. Yusuf olan biteni anlattığında heyecanı daha da katlandı. İnanılmaz bir güç için önündeki tek engel artık Polat Alemdar. Onu da “sen yapamayacaksan biz yapalım” diyor. İşte bunlar hep fazla heyecandan oluyor. "Geçen sene o kadar esip gürledin de Polat’ın kılına dokunmayı başarabildin mi?” diye adama sorarlar. Fehmi’ye göre bu iş gayet kolay. Yusuf’u da yalnız bırakmazlarsa çözülür gibi geliyor. Bazıları hiç ders almıyor...

Bir milyon bağışlayabiliyorsan boza romantik olur, bağışlayamıyorsan dışarda o soğukta ucuzculuk olur be karşim..

Bu bölüm Cahit ve Safiye resmen çifte kumruları oynadılar. Özellikle bu çifti bir arada görmek isteyenler eminim çok mutlu olmuşlardır. Safiye’nin yeni yardımcısını da sık görecek gibiyiz. Enerjisi güzel bir oyuncu. Şahsen ben sevdim. Cahit’den 1 milyon lira istemesi ise beni hayli düşündürdü. Cahit’in maaşı kaç lira yahu? Hayır bu kadar iyiyse biz de başvuralım. Hiç bir şey yapamasak da çayımız güzel olur. 25 milyonluk tabloya hiç girmeyeceğim. 25 TANE MİLYON DOLAR!

Yusuf nihayet Azra’ya karşı hareket ve tavırlarıyla ilgi göstermeye başladı. En azından gülüyor, gülümseyerek bakıyor. Nasılsa annesi onun için tüm işleri hallediyor. Kadın daha “evladııııımmmmmmm” diyemeden gelininin arkasını toplamaya başladı. Önce peşindeki dilsizi buldu ordan ta Mete’ye kadar aldı yürüdü. Bu vatanın evladı seksek Mete’ye dokunmayan bi Asya kalmıştı onunla da tamam oldu. Sebep Yusuf olabilir ama bu ikilinin bir araya gelmesi gerçekten ilginç oldu. Kim bilir belki ufak ufak etrafta seken Meteler görürüz belli mi olur…

Anadolu hocamın bu bölümdeki toryum mesajı kafa karıştırıcıydı. Malumunuz nükleer santraller konusu hala sıcaklığını koruyor. Açıkçası bu kadar deprem kuşağındayken ve hemen her işimiz az biraz özensizken benim de karşı olduğum bir şey nükleer santraller. Anadolu hocam diyor ki o nükleer santraller ileride uranyum yerine toryum kullanabilir. Bu bana biraz teselli gibi geldi doğrusu. Nükleer santrallere olan karşıtlığı törpüleme amaçlı görünen bir sahneydi ama beni ikna etmedi. Elbette ki Vadi'de şu andaki toryumun durumu kurgu ama biz Vadi Aklı’nın neyi kurguyla, neyi mesaj olarak verdiğini iyi biliriz. 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER