Geçen hafta Murad’ımı elinde yüzük ile Ayşegül’ün
önünde diz çöküp evlenme teklif ederken bırakmıştık. Bir haftadır ne hale
gelmiştir dizlerinin üzerinde, yazıııık!
El kızartmaca oyununda iddialıyımdır.Murat, Ayşegül’e o yüzüğü uzattığı an “Bu kız Can’a
inat Murat ile evlenecek, şaşırma Duygu!” dedim. Başkalarını küçük
görerek
kendimizi olduğumuzdan büyük göremeyiz. Aynı durumun mutluluk için de
geçerli
olduğunu düşünüyorum. Başkasına inat, onu mutsuz ederek daha mutlu
olamayız. İnsanların
kafası karışık olabilir, tamam, ama bu durum, insanları kırmayı ya da
onları gerçek olamayacak rüyalara inandırmayı da gerektirmez.
Tüm hafta Ayşegül’ün Murat'ın bu teklifine nasıl cevap vereceğini
gerçekten ve gerçekten çok merak ettim. Fragmanda Can’ın Ayşegül’ün kulağına “Seni
hala seviyorum Ayşegül!” fısıldadığını gördüğüm an, a-ha dedim, gitti bizim
çocuk. Verdiğim tepkiyi
BURADAN izleyebilirsiniz.
Belki de son on bölümdür Ayşegül’ü bencil bulduğumu
(yanılmıyorsam) bir önceki bölüm yorumumda da söylemiştim. Her bölüm bundan
biraz daha emin oluyorum. Odalara kapanıp tek başına ağlaması yeterince sinir
bozucuydu. Ne Murat’ı ne de Can’ı yanına yaklaştırmayan ruh hali, “Yırdım
istimiyirim, tik bışımı ıyıktı dırcım.” tavırları... Evet Ayşegül en güçlü sensin, en birinci sen ol!
Bi' öpücük kesmez gibi bakıyor.
Murat’ın teklifi ve Ayşegül’ün çorbadan hallice
karışık kafası içerisinde Can’a teklif götürmeye hazırlanıyorum. Ortaklık teklif
edeceğim. Joint venture olalım diyeceğim. Sonunda Ayşegül ona kalacak; Murat da
bana. ^.^ Bir önceki sayfada bahsettiğim Gülendam’ın Ayşegül’ün evinde
köstebeklik yapma durumuna sinsi sinsi gülmemin nedeni bu.
Bu bölüm sadece Gülendam'ın varlığı değil; Murat’ın geceye geç
kalması da Can’ın işine yaradı. Merakla beklediğimiz tango sahnesinde Can, herkese her
şeye rağmen, Ayşegül’e sevdiğini fısıldadı.
Ayşegül Can'ı görünce neden bu kadar şaşırdı? Banderas'ı bekliyor olamaz, değil mi?
Acaba diyorum, Can kafası Murat’tan daha mı çok
çalışıyor? Murat, en başta Ayşegül ile Can’ın “sahte” evli olduklarını
biliyordu. Aksiyona geçmedi. Şimdi, Elif’in hamileliğin yalan olduğunu biliyor.
Elif’i sağa sola zorla çağırmak dışında başka bir numarasını görmedik. Evet,
bir "süper kahramanlık" durumu var da… Bazen kısa devre yapıyorsa demek! “A benim
akılsızım!” ;)
Can'ın da "kısa devre" konusunda Murat'tan aşağı kalır yanı yok! Ya sevgili ortağım,
Ayşegül’e bu kadar ayılıp bayılıyorsan neden Elif’e gidip “Bundan sonra her şey
senin istediğin gibi olacak.” diyorsun?
Amannnn, Can bu! Hayatı tango gibi görüyor.
Basit. Ayakları karışsa dahi dansa devam ediyor.
Yardıma ihtiyacın var mı, gücüne güç katmaya gelelim mi Can?
Böyleydi...
Böyle oldu! Ama Elif, bu durumu Can'ın burnundan fitil fitil gitirir yalnız!
Elif’i ise bu aralar çok pasif buluyorum. Ailesi bir
yandan, Can bir yandan, Murat bir yandan iyice arada kaldı. Ama Elif’in de
harekete geçeceği dönemler yakındır diye düşünüyorum. Hamilelik işi yalan. Herkes
Elif’in karnının şişmesini, bebeğin cinsiyetini merak etmeye başladı. Ama Elif’in
bu durumunu “Resmi nikâh bendedir!” rahatlığına veriyorum. Yine de bir gözü
açık uyumasında fayda var.
Bakamiciiiim.
Ve bölüm finali… Ayşegül, Murat’ın evlenme teklifine “Evet!”
dedi. Hepimiz biliyoruz ki bu cevabı kalbiyle değil aklıyla verdi.
#KalbinAklıOlsa ’ydı başkasını severken, bambaşka birini peşinden
sürüklemez,
onu üzmezdi. Fakat bu sefer Murat’ın sürünmesini istiyorum. Ne kadar çok
yükselirse o kadar sert düşecek! Muratçı'lıktan Muratizm'e ilerlediğim
şu günlerde gördüklerime daha da üzülülebilirim ama mühim değil. Ayrıca
bu ani "Evet" cevabında İso’nun
kendisinde kalmasının da verdiği mutluluğa bağlıyor; şu vecizeyi de
iliştirmeden edemiyorum:
Mutluyken söz vermeyin,
Kızgınken cevap vermeyin,
Üzgünken karar vermeyin.
***
Aaaa… Bölüm bitti… Ne ara bitti ya, nasıl geçti zaman?
İlişki
Durumu: Karışık bizleri bu haftada, kendilerine ayrılan
zaman diliminde kurgu dünyalara inandırdı. Tam da vaad ettirdikleri gibi! Güldük, kızdık, eğlendik ve hoşça
vakit geçirdik. Bunu sağlayan tüm ekibin ellerine, kollarına, emeklerine
sağlık!