"Sen bu koltuğa gelmek için neler yaşadın bi' düşün, ne acılar çektin.."Zeynep'in, Meryem ile gitgide yakınlaşması zaten eşyanın tabiatı. Ama Meryem'in hikayesine koşulsuz şartsız inanmaya başlaması neye hizmet ediyor.. Defalarca dediğim gibi, ben hala Meryem'in hikayesinde karanlıkta kalan noktalar olduğu kanaatindeyim. Ve günün birinde o noktalar aydınlanırsa, Zeynep ve Şevket'in yaşayacağı yıkımın ne kadar ağır olacağını görebilmemiz için, bu tarz sahneler gördüğümüzü düşünüyorum. Bugüne kadar Meryem hikayesi beni hiç yanıltmadı, ama insan yine de ikilemde kalmıyor değil. Çünkü Meryem'in birden çok yüzü var ve çok rahat yalan konuşuyor.. Cahit'i öldürürken nasıl keyif aldığını Vahit'e anlattığı anlar hala aklımda. Daha sonra Şevket'e, o gün numara yaptığını belirtmesi de..
"Şekercizadeleri önüne seren bana, bu odayı vermiyor musun Mukaddes?"
Mukadder hoş geldi, sefalar getirdi. Sonunda Mukaddes'i şöyle bir silkeleyecek biri çıktı ya, nasıl sevindim anlatamam. Gerçi ben bu işi günün birinde Fehmi yapar diye bekliyordum, ama diziye yeni bir taze kan sokmakta iyi fikir.. Mukaddes hakkında genel düşüncelerimi zaten biliyorsunuz, tekrardan uzun uzun yazmak yerine, daha önceki yorumlarda bulunan iki küçük anekdotu sizlerle paylaşmak istiyorum..
İlk sezondan; "Daha önce Mukaddes'in aile geçmişinden hiç bahsedildi mi hatırlamıyorum, ama bu kadar büyük bir 'şeref' 'ailemizin adı' gibi kompleksleri olduğuna göre, sonradan görme olma olasılığı baya yüksek.."
Sezon başından; "Mukaddes kesin sonradan görme. Çünkü buram buram riya kokan tavırlarını, asaletin köşesinden bile geçmeyen hareketlerini başka türlü açıklayamıyorum. Mukaddes'in hareketleri hani nasıl desem, en hafif tabirle bildiğin çiğ.."
Mukaddes'in, Zeynep'e karşı olan tavırlarının altından tam da tahmin ettiğim şey çıktı. Aşk Yeniden'in en sevdiğim özelliklerinden biri de bu, karakterleri o kadar tutarlı ve net bir şekilde bize gösteriyorlar ki hikayelerini hiç duymasak bile kendimiz tahmin edebiliyoruz.. Bakalım Mukaddes'in geçmişinden daha neler ortaya çıkacak..
"Duydum ki Fatih ile ayrılmışsınız.."
Ne demiştik zamanında? "Hadi Mukaddes'i bu şekilde bertaraf ettiniz, peki ya Ertan? Fatih'in artık olmadığını öğrenince, Ertan daha fazla umutlanmayacak mı? Zeynep için daha fazla mücadele etmeye karar vermeyecek mi?" Yani Zeynep, senin o dahiyane ve çok eğlenceli olan "ayrılma oyunu" balonun, göz göre göre hava kaçırmaya başladı bile. Henüz yere çakılmadınız, ama bu daha ne kadar sürecek.. Kısacası Zeynep, Fatih için ne dediysem aynılarının benzer bir versiyonu, senin için de geçerli. Eğer 140 km ile giderken viraja girersen, şarampole uçarsın. Bu da senin kaderinin böyle olduğunu değil, fizik kanunlarını bilmediğini gösterir..
Bitirirken..
Normal şartlarda Vahit birden ortadan kaybolmaz, Meryem de bu kadar rahat rahat takılamazdı Vahit tehdidi yüzünden. Gel gör ki dizi gereğinden fazla dram içeriyor yakınmalarından dolayı, Vahit hikayesi biraz gecikmeli olarak karşımıza çıkacak sanırım. Peki, ama ne zaman? Valla hiçbir fikrim yok, belki haftaya belki de birkaç hafta sonra..
Oyun meselesine dönersek, git gide daha fazla yerden açık veriliyor. Bugün Şaziment, yarın kim bilir kim. Bakalım bu iş nasıl nihayete erecek, ancak benim asıl merak ettiğim bu konunun ne zaman kapanacağı değil. Eğer Fatih ile Zeynep biz barıştık derlerse sorun olmaz, ama eğer yine ortaya çıkıp her şeyi itiraf ederlerse, bu kez geçen seferkinden bile ağır bir tepki alabilirler ailelerinden.. Bakalım gelecek bize neler gösterecek..
Valandil..