Dizi demişsin ama bu bildiğin masal, herkesin nefesini tutarak izlemek isteyeceği.. İstanbul gece hayatının son zamanlarda en trend mekanında, Soho'dayız. Tepebaşı, Meşrutiyet Caddesi'nin en ferah feza yerine sultan gibi kurulmuş, eski Amerikan Konsoloslu'ğu binası.. Her metre karesinde çocukluğumun anıları olan mekana eskinin "hizmetli girişi"nden temiz 40 yıl sonra dahil oluyorum. Heyecanlıyım. Çocukluğumun anıları yağıyor üzerime. Kapı ağzında bir sigara içip bastırmaya çalışıyorum. Neden buradayım? Bir yılı aşkındır adından bahsettiğimiz, kadro aşamasından itibaren attığı her adım konuşulan diziyi izleyeceğiz. Cin fikirli bir cümle kurmayayım da esasen TİMS'in Star Tv için hazırladığı Muhteşem Yüzyıl Kösem'in ilk bölümünden özel olarak hazırlanmış bir kolaj izleyeceğiz. Hani Cannes'da düzenlenen dünyanın en büyük içerik fuarı olan MIPCOM'da, yurt dışındaki kanal yöneticilerine ön izleme amaçlı hazırlanan 35 dakikalık kolajı. Hani Hürriyet-Kelebek yazarı Cengiz Semercioğlu, o esnada Cannes'da olan bütün basın mensuplarını atlatarak bu özel gösterime gizlice dahil olmuştu. İşte o kolajı şimdi biz de izleyeceğiz.
Kolajı izlemek için yazılı basından seçilmiş küçük bir grup davetliydi. Timur Savcı -ki Cannes'daki lansmanda da çok heyecanlıydı, şatonun merdivenlerinden inerken ellerinin titrediğine şahit olmuştum.- olanca nezaketiyle karşılayıp, hepimizle neredeyse tek tek ilgilendi. İD İletişim bitmek tükenmek bilmez sorularıma sabırla cevap verdiler. Ayşe Barım, Timur Savcı'nın ilk defa yayın öncesi bu tür bir izleme organize edilmesine rıza gösterdiğini de belitti. Yayına dört bölüm stoklu çıkan Muhteşem Yüzyıl Kösem için şu ana kadar toplamda 50 milyon liraya yakın yatırım yaptığını söyleyen Savcı, Cannes'daki lansmanın çok verimli geçtiğini anlattı. Diziyi henüz satışa açmadıklarının altını çizdi ama ısrarla bu konuda bir tahmin yapması istenince Muhteşem Yüzyıl'ın satış rakamlarını geçebileceğini hissettiğini de olanca tevazusuyla söylemek zorunda kaldı. Zaten bu lansmanın ne kadar başarılı olduğunu bir başka yazıda bizzat anlatmıştım. Meraklısı için o yazıyı da şuraya bırakıyorum.
Timur Savcı'nın heyecanı hemen bana da sirayet etti, itiraf etmeliyim ki.. Salona girdiğimde tedirgindim. Çünkü Umur Turagay'ın çektiği "konsept tanıtan" fragmanı şahane ama mesafeli, diğer tanıtımları ise inceden 'duygusuz' bulmuştum. Hoş, artık fragmana bakıp iş değerlendirmeyi bir kenara bırakmalıyım. Çünkü fragmanını çok beğendiğim işlerin de bu sefer bölümü boş çıkıyor. Kösem fragmanlarında da çok iyi ve yüksek kaliteli kurgulanmış dünyanın kokusunu alıyordum ama bana bir duygu geçmiyordu. Elbette seyircisi, (elini vicdanına koyarsa) şimdi Netflix sayesinde tüm dünyanın seyrine sunulan Muhteşem Yüzyıl'ın ilk bölümlerinin (ilk 13 bence) müsamere tadında geçtiğini hikayenin gücüne yaslanan rejinin zaman içinde dünyasını inşa ettiğini, oyunculukların zamanla oturduğunu da hatırlayacaktır. Şimdi geri dönüp baktığımızda aklımızda "muhteşem" bir hikaye ve performanslar bütünü var.. Bu nedenle 3 sezon boyunca önemli bir deneyim geçirmiş, bu deneyimi her durumda kıymetli bir başarıya çevirebilmiş ekibin çıtayı nereye çakacağını da doğal olarak çok merak ediyordum. İkram, sohbet derken de vakit geldi çattı...