1955’te Jim Henson tarafından yaratılan ve nesiller boyudur
büyük küçük ayırt etmeksizin herkese kendini sevdiren Muppetlar 2004’te Disney
tarafından satın alındıktan sonra büyük geri dönüşünü 2011 yılındaki sinema
filmiyle yapmıştı. Çocukluğundan beri hayran olduğu karakterlere çok iyi bir
film yazan ve başrolünde oynayan ünlü komedyen Jason Segel adeta karakterleri
yeni bir hayat vermişti. 2014 yılında gelen ve gerek kalitesi, gerekse
gişesiyle küçük bir hayalkırıklığına sebep olan (ki ben yine de çok seviyorum) Muppets Most Wanted sonrası Disney
karakterleri televizyonda kullanma kararı aldı. Ülkemizde Dizimax Comedy HD
ekranlarında seyirciyle buluşan The
Muppets dizisi ile ünlü kuklalar yeniden doğdukları mecraya dönmüş oldu
böylece.
Dizide Miss Piggy’nin sunduğu talk show’un arka planında
yaşananlar ve Muppetların özel hayatlarında başlarından geçenler ekrana
geliyor. The Office sayesinde dev bir
furyaya dönen, Parks and Recreation ve
Modern Family ile de devam eden mockumentary
(belgesel parodisi) tarzıyla çekilen dizi, Muppetlar için daha önce denenmemiş
bir tarz. The Big Bang Theory ile
büyük bir başarı yakalayan ve Jason Segel gibi bir Muppets hayranı olan Bill Prady ile Bob Kushell’in yarattığı dizi
tam sezon onayı aldı bile. Reytingler beklendiği kadar yüksek gelmese de daha
fazla düşmediği taktirde The Muppets’ı
sezonlar boyu izleyeceğiz denilebilir. Kanalın kısacık bir sürede hazırlanan ve sadece 11 dakika olan bir demo üzerinden satın alacak kadar güvendiği bir dizinin böyle arkasında durması şaşırtıcı değil elbette.
Şu tatlılığa karşı koyabilmek mümkün mü?
Geçtiğimiz Eylül ayında başlayan yeni sezon komediler
açısından son derece vasat bir açılış yaptı. Sezona ilk bakış attığım yazımda The Muppets’ın yılın en iyi yeni
komedisi olduğunu yazmıştım, hala da arkasındayım. Yaşı benden daha büyük olan
eleştirmenler ister istemez kendi çocuklarının Muppetlarıyla karşılaştırdığı
için benimle aynı fikirde değiller ama, not düşmüş olayım. Onlar biraz daha
masum, biraz daha konvansiyonel bir dizi izlemek istiyorlar. Oysa ben 2011’deki
filmin dahice kurgulanmış pazarlama kampanyasında gördüğüm gibi günümüzü çok
iyi çözmüş ve ondan mizah çıkarmayı başarmış, 2015 çocuklarına ve büyüklerine
aynı anda hitap edebilen bir dizinin peşindeydim, nispeten aldım da. Eleştirmenler,
dizide pek de gözükmeyen Kermit’in yeni kız arkadaşının ve gerçek insanlar gibi
gazetelere röportaj veren Muppetların üzerinden yürütülen tanıtım
kampanyasından da memnun değillerdi. Ben hala Kermit’in bir talk show’a çıkmasını
çok eğlenceli buluyorum, gazetede röportajını okumaktan da büyük keyif alıyorum. Henüz bu durumdan bıkmadım. Evet, Muppetlara can veren insanlar ister istemez arka planda kalıyorlar, onlara yöneltilmek istenen sorular kendilerine yer bulamıyor ama onun da sırası gelir. Şimdilik bu ikonik karakterlerin yeniden sahne ışıkları altında parlamasının keyfini çıkaralım derim ben.
Doğru, pilot bölüm sonrası gelen bölümler birkaç tık daha
aşağıda kaldı. Doğru, tıpkı Modern Family’de şikayet ettiğim gibi klasik ve küflü sit-com konularını alıp onun üzerinden
yenilikler getirmeye çalıştıkları için kaybediyorlar. Ama hala eğlenceli, hala
göz alıcı bir renklilikte gidiyor dizi. Yazarlar yeni formata alıştıkça, Muppetlar
biraz daha keskin hatlarla çizilmiş tiplemelerinden çıkıp bir dizi karakterine dönüştükçe dizinin çok daha iyiye gideceğinden şüphem yok. Normalde Statler ve Waldorf gibi bir
seyirciyimdir, sözümü sakınmam, her şeye negatif bakarım. Ama konu The Muppets olunca
yumuşayıveriyorum. Eminim sizde de etkisi aynı böyle, şeker gibi olacaktır. Bir
şans verin derim.