CNBC-e’nin
kapanacağı haberleri uzun zamandır kulislerde dolaşıyordu. En büyük
yeteneklerim arasındadır, çok güzel bilinç ve hasır altına iterim kabul etmek
istemediğim şeyleri. Fakat yumurta kapıya dayanmışken itiraf etmem gereken bir şey
var: CNBC-e’nin hayatımda yeri yadsınamayacak kadar büyük olsa da ben yıllardır
onu izlemiyorum.
CNBC-e
çağdaşlarım için ilklerin kanalıdır, seyircilik zevklerimize birebir şekil
veren kanaldır. CNBC-e, ta Kanal E olduğu zamanlarda hayatıma girdi. Beni bilen
bilir, üniversite yıllarıma kadar izlemediğim yerli dizi yoktu (ki 90’lar ve
2000’lerin başına ait yerli dizi bilgimle çok kişiyi şaşkına çevirmişliğim var,
zihnim adeta çöplük). Ama ilkokul yıllarımdan beri bir şey beni yabancı
dizilere çekiyordu. Üniversiteye başlayınca gelen tam teslimiyetime kadar yerli
yabancı ayırt etmeksizin izlerken bir noktadan sonra evde sadece CNBC-e
izlerken bulmuştum kendimi. Sonra patlayan dijital çağ, hayata giren internet
ve seyirci, dolayısıyla reklam bulamayan bir kanal… Üzücü detaylara
girmeyeceğim, bu bir teşekkür yazısı olacak.
Dawson's Creek gençlik dramalarının en önemlisi ve hala en iyisi.
CNBC-e benim için
her yeni bölüm sonrası sınıftaki kızların bir araya gelip Dawson’s Creek diye bir “şey”den bahsetmesi, ne olduğunu
sorduğumuzda da “siz erkeksiniz, anlamazsınız,” yanıtını almamızdı. Ta ki bir
gün ekranda balodan çıkıp limuzinde nasıl bekaret kaybedeceklerini
tartıştıkları bir bölüme annemle birlikte denk gelip ısrarım sonucu izlediğimiz
o travmatik güne kadar. Yakın zamana kadar seksle aileyi, din ve devlet işleri
gibi ayrı tutan benim, kanalı o yaşımda nasıl bir hızla ve dehşetle
değiştirdiğimi tahmin edersiniz. Sonrasında, çok sevdiğim Oya Küçümen’in Joey
seslendirmesiyle belki de hayatımda ilk kez bilerek ve isteyerek dublajlı bir
iş izletmişti bana CNBC-e… Bu yüzden özeldi.
En iyi diziler sıralamam sıklıkla değişse de Buffy daima ilk 3'te.
CNBC-e benim için
Buffy the Vampire Slayer demekti. Şu
anda en büyük idolüm olan Joss Whedon ile tanışmama vesile olmuş ve hayatımı
değiştirmişti. Bir yandan mutfaktaki televizyonda yeni bölümü gözümü ayırmadan izlerken
diğer yandan ekmek bıçağıyla simit kesmeye çalıştığım için başparmağıma beş
dikiş atılması demekti… Değerdi. Televizyonun karşısında Buffy’nin müthiş
repliklerine gaza gelip alkış tutarken elim biraz acıyacaktı artık, olsundu.
CNBC-e benim için
mizah demekti. Malcolm in the Middle’dan
The Simpsons’a, Dharma & Greg’den My Name
is Earl’e… (Seinfeld sevmiyorum,
şşşştttt…) Küçük yaşımdan beri gelişen mizah duygumun heykeltıraşı CNBC-e idi.
Bugün kendimi tanımlasam seçtiğim üç sıfattan biri komik olacaksa (katılan
olur, katılmayan olur) CNBC-e sayesindeydi.
CNBC-e benim için
yabancı dil demekti. Sayesinde okulda temelini aldığım dili iyice söküp günlük
konuşma standartlarını yakaladıktan sonra sınıf arkadaşlarımı hala altyazı
okumakla itham edip ezebilmem demekti.
Kahve bağımlılığı için teşekkürler.
CNBC-e benim için dergi demekti, okumak demekti. Her ay mektup köşesinde
gülmekten kırılmak, 15 dakikalık şöhret hakkımı o köşede mektubum yayınlanınca
harcamış olmak demekti. Tüm ödüllü yarışmalara katılıp en sevdiğim dizilerin
hala kullandığım ürünlerine sahip olmak, örnekse Gilmore Girls fincanımda tek seferde bir litre kahve içebilmek
demekti.
CNBC-e benim için
ocağıma dikilen incir ağacı demekti. Buffy the
Vampire Slayer’ın finalinin bittiği dakika Amazon’a girip ilk DVD’mi satın
aldığım o günden sonra varını yoğunu bu arşiv uğruna harcayan birine dönüşmem
demekti. Arkadaşlarıma tüm DVD'lerimi sınırsızca ödünç verip dizileri televizyondan izlememelerini sağladığım için yeri gelmişken özrü bir borç bilirim.
En önemlisi,
CNBC-e benim için ekmek parası demekti, kariyer demekti. Sırf müvekkilleri
arasında CNBC-e olduğu için avukatlık stajımı yaptığım ve dev süründüğüm hukuk
bürosunu bir kenara bırakıyorum; avukatlıktan vazgeçip televizyonculuğa adım
attığımda bir başka şirkette kanal planlamacısı olarak çalışabiliyor ve
söylemesi ayıp içerik bilgisi konusunda müdürlerimle yarışabiliyorsam bu CNBC-e’yi
hatmetmem sayesindeydi.
İtiraf ettim ya,
yıllardır izlemiyorum. Ama CNBC-e benim gibi yetişen, ufku ve dizi zevki geniş
gençlerin arkamdan gelmesi demekti, varlığıyla beni rahatlatır ve sevindirirdi.
Saçmasapan altyazı çevirileriyle dalga geçer, acaba bu sezon hangi dizileri
alacak diye heyecanla bekler, her yıl verdiği takvimle masaları süsler,
alışkanlıktan açık kaldığı için ucundan kıyısından ekonomi ve borsa öğrenirdik.
Artık bunların hiçbiri olamayacak ya, çok üzülüyorum. Yerine başka kanal
geçecek olsa da, anlaşmalar gereği aynı içerikleri yayınlayacak olsa da…
Gidenin acısı bir başka oluyor sevgili seyirciler, çaresi yok. Güle güle, her
şey için teşekkürler CNBC-e. Hakkını ödeyemem.