Özlediğimiz ve
karşımıza ilk kez çıkışını merakla beklediğimiz diziler bu hafta tek tek yayına
başladılar. Dolayısıyla bu güne kadar nice kurbanı arkasında bırakan reyting
canavarı da yazın ara verdiği mesaisine geri döndü. Üstelik gözünü birkaç
diziye dikmekte hiç vakit kaybetmeden…
Pazartesi günü The Big Bang Theory alışılageldiği üzere
misler gibi sezonu açtı. Dizi hala hiçbir yorgunluk belirtisi göstermiyor, pek
sevmesem de ulusal kanallarda böyle başarılara ulaşabilen dizilere ihtiyacımız
olduğundan ses etmiyorum. Geçen sezon zaten içerik olarak da, izlenme
oranlarında da büyük sıkıntılar yaşamaya başlayan Gotham beklenen ortalama seviyelerde sezonu açtı. Ortalara doğru
iyice düşeceğini varsayarsak gelecek sezonu göremeyebilir, daha ilk haftadan
belirteyim. Yeni dizilere bakacak olursak, NBC’nin tüm tanıtım gücünü üzerinde
kullandığı Blindspot çok iyi bir
açılış yaptı. The Blacklist gibi
sezon boyunca, halihazırda bulunduğu dilimde seyircisini koruyacaktır hikayesi
çok saçmalamazsa. Gerisi kanalın ve yapımcıların diziyi nasıl yöneteceğine
kalmış.
CBS’in Modern Family – Parenthood
kırması komedisi Life in Pieces, TBBT
sonrası yayınlanmanın da etkisiyle iyi sayılabilecek bir başlangıç yaptı,
ancak biraz daha iyi olmasını beklerdim. Kadroda güçlü isimler var, dizi de
yeterince komik. Haftaya düşerse endişelenmeye başlarız, şimdilik gerek yok.
Günün hayalkırıklığı ise benim için de sezonun hayal kırıklığı olan Minority Report ile yaşandı. Öyle bir
film, öyle bir çatıdan bu kadar sıradan ve niteliksiz bir iş çıkarırsanız
seyirci de sizi daha ilk bölümden reddeder. Zerre üzülmedim, Almost Human’ın ruhuna bir kere daha dua
okudum sadece, hakkı yendi yazık.
Scream Queens seyirciden veto yedi Salı günü yılın
en sevdiğim dizisi
The Muppets başladı
ve şahane bir izlenme oranına ulaştı. Umarım böyle devam eder, zira yıllarca bu
diziyi izlemek istiyorum. Diğer güzelim ABC komedisi
Fresh Off the Boat da bu durumdan faydalanarak iyi bir giriş yaptı
diyebiliriz. Geçen hafta yayına başlayan, izlemeye çok zor katlandığım ama
seyircinin ufaktan göz kırptığı
Best Time
Ever with Neil Patrick Harris geçici saatinde yine kabul edilebilir
seviyelerde izlendi. Kendi saati olan 20.00’de yayınlanmaya başlayacağı önemli
olduğu için çok üzerinde durmuyorum.
Geçenin iki dev hayal kırıklığının birine
çok sevindim, birine çok üzüldüm. Ortaya karışık, ya tutarsa mantığıyla
yıllardır dizi yapan Ryan Murphy’nin son kreasyonu
Scream Queens seyirciden veto yedi, bu kadar da olmaz ama
çığlıkları tüm Amerikan evlerinden yükseldi ve dizi aylarca süren dev pazarlama
kampanyasına rağmen son derece vasat bir giriş yaptı, ki bundan sonrası yokuş
aşağı. Bradley Cooper’ın filminden son derece güzelce uyarlanan ve Cooper’ı da
konuk oyuncu kadrosunda barındıran
Limitless
ise iyi başlamış olsa da birkaç tık daha yüksek rakamlara ulaşmasını beklerdim,
hak ediyordu.
Şerefine reytinglerin!
Çarşamba günü
geçen sezon alıştığımız üzere yine tarih yazıldı.
Empire dudak uçuklatan rekor rakamlarla yeniden karşımıza çıktı.
Bakalım Fox alışık olduğu üzere bu başarıyı da hiç edecek mi, yoksa altın
yumurtlayan tavuğu düzgün kullanmayı başarabilecek mi? ABC aile komedileriyle
yeniden karşımıza çıktı. Aralarında en kötü olan
Modern Family, bunu kabul edelim artık.
Reytingler de dünya
seviyelerine hızla düşüyor zaten.
The
Middle, The Goldbergs ve
Black-ish gayet
iyi izlenmiş, izlensin de.
Nashville ise
88 bölüm kotasını doldurmak üzere aramızda, düşük reytinge bakmayın, sezon sonu
veda edeceğiz işte... Günün yeni dizisi
Rosewood
son derece sıradan bir medikal drama, karizmatik başrolü ve ardından gelen
Empire’ı bekleyen seyircinin sabırsızlıktan
kanalı erken açması sayesinde fena izlenmemiş. Bu ayarda gidebileceğine
inanıyorum, haftaya tekrar bir bakarız.
Artık bir logomuz da var!
Perşembe günü
Shondaland hükümdarlığı devam etti. Grey’s
Anatomy, Scandal ve How to Get Away
with Murder son derece iyi rakamlarla ekrana döndü. Özellikle Scandal, Empire’ın yarı reytinginde
olmasına rağmen hala dev bir hit, kıymeti de biliniyor kanal tarafından. Böyle
devam… Heroes Reborn ne bekleyeceğimi
bilemediğim bir diziydi. Daha önce izlenmeyerek yayından kalkmış ama sektör deyimiyle
nereden geldiği bilinmez bir “yoğun istek üzerine dönmüş” dizi o kadar da yoğun
izlenmemiş ama felaket de denemez. The
Player ise pek parlak başlamamış. O ayarda giderse, ya da The Blacklist gelince bir tık artarsa
sezonu tamamlar; ama azıcık düşerse işi zor.
Cuma günleri
bildiğiniz üzere Amerikan televizyonları için ölü gün. CBS ileride satabilmek
için dizileri bölüm biriktirsin diye Cuma’ya atmaya çok alıştı örneğin. Sırf bu
yüzden varlığını sürdüren Hawaii Five-O hayalkırıklığı
yaşatırken Blue Bloods hala
ölmediğini, hatırı sayılır izlenme oranlarına ulaşabileceğini kanıtladı. Last Man Standing 1 reyting barajında,
aşağıya düşmezse sorun yok ama Cuma gecesinin daha da düşen reytingi gelecek
hafta prömiyer yapacak Dr. Ken için
iyiye işaret değil.
Haftaya daha da
heyecanlı olacak. Pazar günü şenlenecek, yeni dizilerin 2. hafta reytingleri
asıl renklerini açık edecek… Ve biz sezon boyu bu rakamlardan analizler yaparak
Mayıs’ta neler canımızı sıkacak, nelere sevineceğiz tahmin etmeye çalışacağız.
Yeni sezonumuz hayırlı olsun.