Ali ve Selin cephesinde bu hafta yaşadığım hayal kırıklıklarını sarmakla uğraşıyorum. Elbette ki onların hemen beraber olmalarını beklemiyordum, ama boş bir yolda emin adımlarla ilerliyorduk. Emre engelini aşmıştık. Emre tam aşık olmuşken Selin'in, Ali'nin verdiği üzüntüden Emre'ye sığınması önümüze büyük taş koydu. Didem'i engel olarak yazmak istemiyorum.

Başlığa uygun bir ruh hali içerisinde Didem. Ali'nin yalnızlığının saydam kamuflesi, Selin'in kırılan gururunun sebebi ve Tuğçe'nin en etkili silahı... Ali'den Selin'in gururu ile oynamasını beklerdim, ama ağır noktalardan kızı haşat etti. Selin'in etkili bir çıkışı da gündemimdeydi ama her ne olursa olsun aileden vuracağını planlamıyordum. Ali'nin sorunlarını en iyi bilen kişi, arada sarılıp ağlaşıyorlar; doğru ama hırsının ve sinirinin kurbanı olması biraz ters oldu. Bari hayırlısı olsun... O da olmadı; bankta oturur çiğdem çitleriz yahu, kader!

Bu akşam tüm bölüm boyunca birileri bir şeyleri inkar etti: Nazlı aşkını, Selin hassas noktasını, Ali bağlılığını, Güneş ise cesaretini. Hal böyle olunca zihinsel ve duygusal anlamda karmaşa yaşadım. Bunun sonrasında ne gelir, tahmin edemiyorum. "İnkarspor" in "Cesaretspor" out.