ABD'deki eğlence sektörü bir krizin daha eşiğinde.
Senaristleri temsil eden WGA ile yapımcıları temsil eden AMPTP'nin anlaşamaması üzerine senaristler 2 Mayıs itibarıyla greve gitmişti. Halihazırda grev devam ediyor ve 67. günü geride bıraktık.
7 Haziran'da yönetmenleri temsil eden DGA ve oyuncuları temsil eden SAG-AFTRA da kendi anlaşmaları için görüşmelere başladılar. DGA, her ne kadar sektördeki kimi isimler tarafından eleştirilse de kendi şartlarına uygun bulduğu bir anlaşmaya imza attı. Üç senelik anlaşma üyelerin çoğunluğunun onayını aldı.
SAG-AFTRA ve AMPTP arasında devam eden önceki sözleşme normalde 30 Haziran'da sona eriyordu. Ancak Bağımsızlık Günü olan 4 Temmuz'u ve 12 Temmuz'daki Emmy adaylık duyurusunu atlatmak isteyen taraflar, bu süreçte görüşmelere devam etmek üzere süreyi 12 Temmuz'a uzattı. Eğer o vakte kadar anlaşma olmazsa oyuncular da greve gidecekler. Haziran ayında SAG-AFTRA grev ihtimaline karşı üyelerinden görüş istedi ve %98 oyla "Evet" kararı çıktı.
Peki, gerçekten greve gidecekler mi?
Aslında 24 Haziran civarı işler yolunda gibiydi. SAG-AFTRA'nın liderleri Duncan Crabtree-Ireland ve Fran Drescher, görüşmelerin olumlu geçtiğini ve önemli bazı konularda ilerleme kaydettikleri taslak bir anlaşmaya varacaklarını bir video mesajla açıkladılar.
Ancak aynı hafta içinde, 27'sinde tanınmış pek çok ünlü oyuncunun imzasının bulunduğu bir mektup yayınlandı. Bunların arasında Meryl Streep, Jennifer Lawrence, Amy Poehler, Quinta Brunson, Laura Linney, Ben Stiller ve Constance Wu da yer alıyor. Özetle "ciddi kazanım sağlayacak ve önemli konularda taviz vermeyecek bir anlaşma sağlanmadığı takdirde greve gidilmesi ve senaristlere dahil olunması" tavsiyesinde bulunuldu.
Geçtiğimiz hafta imza sayısı 1700'ü geçmişti. İmza atanlara Drescher da katıldı. Görüşmelerin 12 Temmuz'a uzama haberi de daha sonra geldi zaten. 29'unda Drescher, Good Morning America'ya katılarak bazı konularda ilerleme sağladıklarını ve bazı konularda ilerleyemediklerini belirtti. Geldiğimiz noktada ise grev ihtimali her zamankinden yakın gözüküyor. Kimi isimler daha önce olduğu gibi yine son dakika "bir çeşit" anlaşma imzalanacağı ve grevden kaçınılacağı görüşünde. SAG-AFTRA ise WGA misali grev ihtimaline karşı hazırlanmaya başladı bile.
5 Temmuz'da üyelerine grev ilan edildiği takdirde nasıl ve ne şekilde yardım edebileceklerine dair bir anket
gönderdiler. Deadline'ın aynı gün çıkan bir diğer
haberi pankart ve tişört hazırlıklarının başladığını, WGA'dan bazı isimlerin yardım talebinde bulunduğunu ekledi. Bu süreçte (greve gittiklerini farz edersek) yeri geldiğinde birlikte hareket edeceklerini tahmin etmek pek de zor değil tabii. Zaten oyuncuların bir kısmı da zaman zaman gösterilere katılarak senarist arkadaşlarına destek veriyor. Bu durumda tabiri caizse "düşman ortak" ve hatta grev yaptıkları/yapacakları yerler bile az çok benzer. Ancak resmileşene kadar her şey lafta sayılır tabii.
8 Temmuz'da, yani birkaç saat önce paylaşım yapan SAG-AFTRA "Grev kaçınılmaz olursa biz hazırız," mesajı yazdı.
Getty
Gelmişken bahsedelim: Sorun ne?
Onlar da senaristler gibi ekonomik açıdan adil bir anlaşma talep ediyorlar tabii. Dijitalin ağırlık kazanmasıyla ve reytinglerin düşmesiyle dizilerde bölüm sayıları azalmaya ve sezon araları uzamaya başladı. Bizim sektörde işler pek öyle olmasa da ABD'de oyuncular yer aldıkları işlerden "residual" da denen bir çeşit telif ödemesi alıyorlar. Ancak özellikle şu sıralar dijitaller kendilerinin olan orijinal yapımları bile çıkartmaya başladıkları bir dönemden geçiyorlar. Mali anlamda korunmacı oldukları için yapımcılar ve yayıncılar bir çeşit yapılanma sürecindeler. Bu miktarlar da zaten gün geçtikçe düşüş gösteriyor.
Senaristlerde olduğu gibi oyuncular da "yapay zeka" kullanımı konusunda endişeliler. Black Mirror'ın "Joan is Awful" bölümüne girmiyorum şimdi, onlar da kabul edilebilir bir kullanımın peşindeler. Bir de "self-taping" dedikleri bir konu öne çıkmakta. Seçmeler için oyuncuların kendi videolarını hazırlamaları birlik tarafından "kontrol ve denetim dışı" olarak nitelendiriliyor. Ayrıca makul olmayan gereksinimlere sebep olduğu ve telafisi olmayan bir yük haline getirdiği de ekleniyor.
Oyuncular da greve giderse ne olacak?
Senarist grevinin başlamasıyla birlikte devam eden yapımların birçoğu durdu, ertelendi ve hatta iptal haberi bile gelmeye başladı. Ancak elde hazır ve revize istemeyecek senaryoların olması (merhaba House of the Dragon), birlik üyesi olmayan bazı isimlerin dümene geçmesi (selam günlük dramalar) derken senaristlerin yokluğu sektörü felç etmedi tabii. Hatta senarist grevinin 6 aya kadar uzayabileceği konuşuyor.
HBO; Penske Media; Everett Collection
Üstüne oyuncular (da) olmazsa işler o zaman "cidden" karışacak.
House of the Dragon,
Andor,
Industry,
The Palace,
Day of the Jackal ve
Bad Sisters gibi Avrupa'da çekilen diziler de
buna dahil.
The Lord of the Rings: The Rings of Power'ın bittiği için etkilenmesi beklenmiyor. Hatta bu yüzden birçok prodüksiyon 30 Haziran için acele ediyordu. Ancak hepsi bitmedi, dahası yolda halen başlayacaklar var.
Senaristler greve gittiğinde yapım şirketleri onlardan oyuncu, yapımcı, sunucu misali diğer görevlerini yerine getirmelerini talep etmişti. Bu durum da ayrı bir tartışmanın konusu olmuştu. SAG-AFTRA ise birlik üyelerinin herhangi bir hizmette bulunmaması konusunda daha katı kurallara tabi. Ayrıca dizileri (mecburen) bir süreliğine ikinci plana atan TV kanalları, gelecek sezon için reality şovlara ve dışarıdan lisanslanan içeriklere öncelik vermişti. Bu durumda oyun şovlarının ve yarışmaların önemli bir kısmını da kaybedecekler. Çünkü ne kadar "non-scripted" diye geçseler de onları da zaten oyuncu ve/veya senarist isimler sunuyor/hazırlıyor ya da yönetici yapımcı olarak görev alıyor.
Film tarafında benzer şekilde dünya genelinde (kalan) birçok yapım duracak ya da ertelenecek. Bunlara
Gladiator 2,
Mission: Impossible – Dead Reckoning Part Two,
Venom 3,
Juror No. 2 gibi büyük prodüksiyonlar dahil.
Bad Boys 4,
Beetlejuice 2, yeni
Ghostbuster filmi,
Back to Black gibi bazısı bitirdiği için muhtemelen etkilenmeyecek. Grevin uzamasıyla birlikte 4. çeyrek vizyonu 2024'e sarkmaya başlayacak. Disney geçen ay Marvel ve Avatar dahil büyük ölçüde
ertelemeye gitti bile.
Bütçe konusunda zaten zorlanan bağımsız filmler de aynı sepetin içinde. 30 Haziran'dan önce çekim bitiremeyecek olanlar için erteleme haberleri gelmeye başladı bile. Bu ay başlayacaklar ise grev kararını bekliyor durumda. Bağımsız yapımlar için WGA ya da SAG-AFTRA istisnada ya da gevşemede bulunabiliyor gerçi. Ancak aynı Deadline
haberi birliğin durum değerlendirmeleri için grevin resmileşmesini bekleyeceğini ekliyor.
"Vakit nakittir," şeklindeki sözümüzü buraya iliştirip devam ediyorum.
Paul Sakuma
Ödül törenleri, festivaller, etkinlikler, prömiyerler... Sonu olmayan yol gibiler.
Emmy'yle ilgili görüşmeler 15 Temmuz'dan sonra başlayacak mesela. Dolayısıyla o vakte kadar grev resmileşirse ertelenmesi gündeme gelecek. Ocak 2024'e kalabileceği konuşulmaya başlandı bile. Bir diğer zora giren etkinlik ise San Diego Comic-Con. Sony, Marvel Studios, Lucasfilm, Netflix ve Universal gelmeyeceğini duyurdu bile. Kalanlar ise duruma göre hareket ediyorlar. 4 Temmuz'da duyurulan program cılız kalmış durumda. Büyük stüdyoların çoğunun çekilmesi bir yana, olanların da oyuncuları getirebilecekleri belli değil. Yapımcı ve yönetmeni dinlemek mi oyuncuyla tanışmak mı?
Barbie'nin Los Angeles prömiyeri yarın düzenlenecek ama mesela Oppenheimer'ınki 17 Temmuz'da. Oyuncuların greve gitmesi durumunda Christopher Nolan'ın tek başına gelip de tanıtım yapacağını hayal etmek işten olmayacak... Sonbahardaki film festivalleri ise grev resmileşmediği için her şey yolunda gibi hareket ediyor şimdilik. Muhtemelen o taraf da "Gelenler bizimdir," tavrına bürünecek, yapım ekibinden olanlarla ABD dışı isimler biraz daha ön planda yer alacaklar.
Bir de Wall Street'e uğrayalım hazır buradayken.
Yapımcılar için de durum karışık elbette. Salgın sonrasında toparlanmaya girmişken şimdi de grevle uğraşmak durumundalar. Eldeki yapımları erteleme/iptal etme süreci sıkıntılı dursa dahi onların da (en azından şimdilik) geri atmak istermiş gibi bir halleri yok. Zaten hem diğer iş alanlarına yönelme oluyor hem de çoğu büyük şirket kendi dijital platformunu da açtığı için uluslararasının önemi artıyor.
Dolayısıyla tıpkı salgında olduğu gibi bu grev durumu da Netflix gibi platformların işine daha fazla yarayacak ve TV'nin düşüşüne etki edecek. İzleyicilerin sadece platformlara değil; YouTube, Facebook ve TikTok gibi yerlere de kayacağı ön görülüyor. Ekonomik açıdan bakarsak "daha az çek kestikleri için" hem nakit akışları fazlalaştı hem de giderleri bir ölçüde düştü.
Tarafların ortayı ne zaman bulacakları ve yola nasıl (öyle ya da böyle) devam edecekleri ise meçhul. ABD'de oyuncular son olarak 1980'de greve gittiler. Grevden son dakika dönüleceği düşüncesi biraz da geçmişe dayanıyor yani. Oyuncular ve senaristler aynı dönemde greve gittiklerinde ise takvim en son 1960'ı gösteriyordu.
Önümüzdeki beş günlük süreçte daha fazlası belli olacak. Umarım gerçekten memnun edici bir anlaşmaya imza atabilirler. Bakalım daha neler göreceğiz?