Bir zamanlar Çukurova'da Fekeli derler bir gönül adamı varmış…

Bir zamanlar Çukurova'da Fekeli derler bir gönül adamı varmış…
Derler ki Çukurova'ya yolu düşen onun adını muhakkak duyarmış. Darda olana el uzatan, iyi günde kötü günde yarenlik eden, kendini kimseden üstün görmeyen, kapısını açtırmayan lakin insanlara kapılar açan, bundan başka da insanlık bilmeyen, adam harcamayan, kapalı kapıları yanlış anahtarlarla zorlamayan, yara açmaya değil yara sarmaya gönüllü bir adammış; düşmanı da olsa düşene tekme atmazmış. Zaten düşmanlığa da gönül indirmezmiş ya, kader kurbanı oluvermiş genç yaşında. Yine de kaderinin ona çizdiği yolun karasından sapmayı, yanına yöresine çiçekler ekmeyi, güvercinler büyütmeyi, sevdasını yüreğinde yaşatmayı sürdürürken başka sevdalılara kol kanat germeyi, yine garibanın, düşkünün, çaresizin ağası olmayı bilmiş.
 
Ali Rahmet Fekeli, ismiyle müsemma bir zatmış: Ali'nin üstün insani vasıflarını, adeta tanrısal bir rahmetle birleştirip taşırmış üzerinde. Yine herkes bilirmiş ki, onun sonsuz rahmeti, sonsuz sevdasından gelirmiş. Genç yaşında bile sevdasını kimsenin üzerine yük etmemiş, başına gelenler yüzünden, yaşanamayanlar yüzünden kendinden başkasını suçlamamış, için için yanıp kavrulmuş da bir of dememiş.
 

 
Onun sakinliği bugüne dek onu ve çevresindekileri pek çok beladan koruyan önemli bir unsurdu, meşhur "uhuletle ve suhuletle" deyişi de bunun nişanesi. Herkese verdiği akla kendisinin uymaması, uhuletle ve suhuletle hareket etmemesi, öfkesinin ateşine tutulup silahına davranması da sonu oldu. Herkesin hayatını etkileyecek büyük bir sırrı öğrenmişken, herkesin ipini eline alıp bütün oyunları bozabilecekken Fekeli öfkesine yenildi, kendi hayatını kaybettiği gibi sevdiklerinin elinden de bu kozu almış oldu. Ama sinsice iş yapmayı sevmez, nasıl yapılacağını da bilmezdi Fekeli. Kartlarını açık oynadığı için canından oldu, çünkü o düşmanına bile saygı duyar, savaşın da bir adabı olduğuna inanırdı. İnsanlarla değil haksızlıkla savaşırdı. Ama düşmanları onun gibi yapmadı.
 
Bir ömür sevdayla yanıp kavrulmuş, son nefesinde, "Hünkar, yanına geliyorum," diyen Fekeli'ye sevdadan ölmek yakışırdı belki ama, sevdasını yaşamasına müsaade etmeyen kader, günbegün eriyip tükense de sevdasının acısıyla ölmeyi çok gördü ona. Sevdası değil insanlığı, fedakarlığı, babalığı, rahmeti taşıdı onu ölüme. Sevdasını yaşatmadı ama sevdasına kavuşması için ölümün yolunu açtı ona kader. Bizim tanıdığımız Fekeli gocunmaz bundan, ölüme de eyvallah etmez. Yalnız koruyamadığı sevdikleri için gözü arkada kalır.
 
***

Ali Rahmet Fekeli çok özel bir karakterdi. Yalnız onun hikâyesi anlatılsa, Bir Zamanlar Çukurova sırf onun hikâyesi olsa belki böyle görkemli, böyle sahici, böyle etkileyici olmazdı. O, bu anlatıda herkesin hayatına bir şekilde dokunmuşluğuyla, herkese kanat açmasıyla, onca kargaşanın ortasında saf kalabilmişliğiyle, mertliğiyle olduğu kadar bilgeliğiyle de, sertliğiyle olduğu kadar yufka yürekliliğiyle de gerçekten bambaşka biriydi, onu izlemek de duygudan duyguya, düşünceden düşünceye sürüklüyordu izleyeni. Başka biri canlandırsaydı muhtemelen yine severdik ama Kerem Alışık'la ayrı bir tat kazandı sanki. Sulu gözlülüğü, şairane konuşmaları, bazen bizzat şiirleri, mesnevileri alıntılaması, öfkeyle konuşurken bile süslü sözlerinden ödün vermemesi, Çolpan Yıldızı ile diyalogları bizim bu iş dışında bildiğimiz Kerem Alışık'tan da bolca iz taşıyor. Bu nedenle, başkası oynasa Fekeli de başka türlü yazılırdı diye düşünmekten alamıyorum kendimi.


 
Sevgili Fekeli, ben bir beyaz camın ardından baktım sana. Ama hep sana baktım, gözlerinin ta içine. Çok dertlendim, çok ağladım seninle, çok ders çıkardım yaşadıklarından, konuşmalarından… Muhtemelen lazım olduğunda hiçbirini kullanmayacağım ama iş işten geçince anımsayacağım yine seni. Dönüp izleyeceğim bazı sahneleri, aldığım notlara bakıp yanıtlar arayacağım sorularıma zaman zaman. Ama bil ki kolay unutulmayacaksın. Her şey için teşekkürler…
 
Fekeli'nin kağıda yazılmasında ve ekranda can bulmasında emeği olan herkese de bu vesileyle teşekkür ederim; böyle incelikli, böyle derin, böyle insancıl, böyle müstesna bir karakteri bizimle buluşturdukları için.



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER