Kırmızı bir arabanın başında gördüm ilk kez Deli Yürek'te.
Dizilerde en sevmediğim olay olan ve (sözde) ilgimi çekmeyen mafyatik işleri
bir kenara koyup "Ne oluyoruz Allah'ım?" diye az duraksadım. sonra
"Tamam budur işte!" dedim. Çok da büyük sayılmam o zamanlar. Tam deli
zamanım ve tek tip adam beğeniyorum: illa ki kara kaş, kara göz, uzun boy.
Bunlar olmazsa sevmiyor gönül! Böyle başladı ilk hayranlığım. O gün bugündür
nerede izlesem Kenan İmirzalıoğlu'nu, sinema ya da televizyon fark etmez birkaç
saniye hayat durmuştur benim için. Sonra kendime gelip ne izliyorsam izlemeye
devam ederim. Ne vakit seyretsem bir yere takılırım. Yüzünde ansızın beliren
bir hüzün, acı, gülüş ya da öfke! Sanki beraberce halden hale geçiyorum
televizyon karşısında mimiklerle. Bazen "ergence" gelir biraz
istemsizce bir gülüşü görünce gülümsemek ama elde olmadan oluyor, affet!