Emanet: Kalbin ömürlük bende emanet*

Emanet: Kalbin ömürlük bende emanet*
Bugüne gelmeleri hiç ama hiç kolay olmadı!
Tanıştırayım: #SehYam
Herkese selam. Bu sefer günlük dizi yorumuyla karşınızdayım. Evet, evet günlük dizi. Hafta içi  her gün aynı saatte yayınlanan iş. Tahmin yürütmeye fırsat vermeden yeni bölümünü hemen ertesi gün hoooppp diye izleyeceğin iş. Pandemi etkisi, mutlaka bak mesajları derken bi' baktım 95. bölüm devrilmiş. 100. bölüme genel bakış açısı yaparım diye düşünürken keyifli bölümlerle geçen hafta sonrası erkene aldım bu kararımı.

Efenim dizinin konusu kısaca şöyle: Kırımlı Ailesi'ne gelin olarak giden (kaçan) ablasının ölümüyle 5 yaşındaki yeğeni Yusuf (Berat Yusuf Özkan) artık Seher'e (Sıla Türkoğlu) emanettir. Yalnız şöyle bir durum vardır ki kardeşinin vefatından sonra Yusuf'a sahip çıkan bir amcası vardır, Yaman Kırımlı (Halil İbrahim Ceyhan). Yeğenini asla kimseye vermek istemez. Seher ne kadar masum ve alçak gönüllüyse Yaman bir o kadar sert ve acımasızdır. Birbirlerine karşı amansız bir mücadeleye girişirler.

Ta kiiiiiiii...

Birbirlerini anlamaya başladıkları zamana kadar. Tek tek tüm bölümleri elbette anlatmayacağım. Kilit noktalar, neler olabilirler, kim nasıl ne durumda görünüyor kısmına bakacağım. İlk bölümleri izlerken Yaman'ın bugüne kadar göründüğü karakterle tanıştık. İç dünyası, acımasızlığının nedenleri, değişmez denilen adam. Sonra baktık ki kimse ruhuna girmemiş Yaman'ın. Sevgisiz, ilgisiz, boş bırakılmış bir çocuğun büyüdükçe çıkmaz sokaklarda dolaştığını izledik. Ailenin küçüğü olup da kocaman yüreğiyle çarpışmaya çalıştığı, hayatta ve ayakta kalabilmek ve ailesine bakabilmek adına neleri feda ettiğini gördük.

Neden acımasız?
Neden sert bakışlı?
Neden kadınlara karşı soğuk?
Neden? Neden? Neden?

Binlerce neden var da bir kişi bu soruyu soralım dememiş. Bir kişi karşısına alıp da dök içini, say söv ama anlat ki yüreğinin derinliklerindekiler iyileş dememiş. Bir Arif Baba dediği, büyük olarak sevip saydığı adam var ama o da işin dertleşme kısmına yer kaplıyor. Oysa kalbe girişi az daha başka. Açamamış yüreğini kimseye, sevememiş tedirginliğinden ötürü. Annesinin bırakmasıyla nefret etmiş kadınlardan. Çünkü küçük bir çocuksanız o zamanlar yaşadıklarınız kalır aklınızda. Yapılanlar, yapılamayanlar. Yaralarınız sarılmadan büyüyemezsiniz aslında sadece kabuk tutar o yara ya da büyükçe yaşınız artar yaralarınız. İşte tam da o zaman geldi Seher. Yaraların büyüdükçe büyüdüğü saatlerde. Ve güneş gibi doğdu eve, bahçeye, Yusuf'a, Yaman'a... Hani kafanızın içinde sorunlar varken istediğiniz yere gidebilirsiniz ama aslında siz sadece mekan/ konum değiştirmiş olursunuz. Oysa kafanızın içindekileri sıfırlayıp da durduğunuzda belki aynı yerde kalacaksınız ömür boyunca. İşte Seher geldi; Yaman'la mücadele etti, içini açtı, gerçekleri gördü ve onun bulunduğu yerde çiçek açmasını izliyor.

Tam 90'dan vurmak üzere olan Yaman nasıl da değişti, ne güzel de oldu. Kıskanması, sahiplenmesi, sözlerini yemesi bile ayrı anlam kazandı. Mesela;


Kanıt ^^

Yusuf'a: Bir Kırımlı erkeği asla yardım etmez, ayağına gelir her şey. Dedikten kısa bir zaman sonra soda götürmesi. ^^ (İzleyenler fav'ladı bile)

İşte değişim, dönüşüm ya da verilmek. her ne kelime derseniz deyin.  Sevince kalp, görmüyor göz. Göz görsün elbette de yine de bunlar böyle baya şirin oldular komiserim. Komiserim deyince de aklıma Ali (Melih Özkaya) geldi. Orası da hikayenin diğer yarısı. Birbirlerine görünmeyen iplerle bağlı. Onun başında da Kiraz belası var ki oyyyyy düşman başına. Yani sanırım günlük dizi diye bölümler dolsun deniliyor amma az eğrelti duruyor oralar. Oysa Ali cephesinden bambaşka sürüsüne hikaye çıkarılır.


Islık, alkış serpiyoruz buralara

Evin bir diğer abisi Ziya (Tolga Pancaroğlu) ise Baba Candır izleyenlerin aşina olduğu gıcık Egemen. ^^ Buradaysa tam zıt bir karakteri yine başarıyla canlandırıyor, iyileşeceksin Ziya Kırımlı. Eşini canlandıran Gülay Özdem'e ise bayıldım doğrusu. Yolu daha daha açık olsun. Entrika dolu, kötü yengeyi başarıyla canlandırıyor. Tü tü tü maşallah.

Kadro genel itibariyle gayet başarılı. Bu bir günlük diziye "merhabalar olsun" özel yazısı olsun. Belki bir gün devamı da gelir.

Kısa kısa notlar:

* Başrollerin uyumu çok iyi. Biçok prime time dizisine oranla grafikleri hızla yükselme modunda.
* Neden neden neden Seher karakterine öylesine kötü kostümler veriliyor? Bu konuya biraz özen. Yaman karakteri takım elbise haricinde spor da giyse şık ama Seher cıks.
* Bence telefona artık "Seher" diye kaydedebilir. ^^
* O kadar kurşunlar, ilaç içirmeler falan derken bence teşekkür niyetiyle sarılmalar bile olabilir. (Olsun yani hocam, rtük ona bir şey demez. ^^)

Sevgiler.

* Herkes birbirine emanet bu dizide. Bu bağlamda en güzel başlık kalbin emaneti olabilirdi. Yamancığım kalbiniz ömürlük emanet birbirinizde. O yüzden Yonca Lodi / Emanet
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER