“Dizi zevki orgazmı”
Her bölüm bittiğinde “Evet!” diyerek hissettiğim o
haz, intikam çığlıklarım… Uzun süredir izlerken bu kadar zevk aldığım, bir
bölüm bir bölüm daha diye yalvardığım bir dizi olmamıştı. YouTube
özetlerini, kamera arkasını, bölümleri defalarca izleyecek kadar. Hangi diziden
bahsettiğimi anladınız değil mi? PENTHOUSE!
*
Kan! Kan kokusunu bilirsiniz değil mi? Ölümü çağrıştırır. Kokusu da rengi
de soğuk, silik ve bir o kadar da sert! Ve o kan kokusu bir kere sindiyse
üzerinize kırk hamamda kırk su dökünseniz de çıkmaz o koku da leke de. Çünkü
siz su dökünerek temizleneceğinizi zannedersiniz. Halbuki kan ruhunuza
işlemiştir. İçinizdeki hırsla, güç hırsıyla, tutkuyla.
Peki, ya intikam? Soğuk yenen bir yemek mi? Hiç zannetmiyorum. İyi pişmemiş
tavuk nasıl yenmezse intikam da iyi pişmezse, sıcak servis edilmezse bir şeye
benzemez. Zehirlenirsiniz.
Affetmek ve unutmak iyi insanların intikamıdır, derler. İçimizde şüphe bizi kemirirken... Biz, Hera Palace’da iyi
insan aramıyoruz.
Yazarken dahi tüylerim ürperdi.
*
Yönetmen: Joo Dong-Min
Senaryo: Kim Sun-Ok
Oyuncular: Lee Ji-Ah, Uhm Ki-Joon, Park Eun-Seok, Kim Young-Dae, Han
Ji-Hyun, Kim So-Yeon, Yoon Jong-Hoon, Choi Ye-Bin, Eugene, Kim Hyun-Soo, Shin
Eun-Kyung , Jin Ji-Hee, Bong Tae-Gyu, Yoon Joo-Hee, Lee Tae-Vin, Jo Soo-Min, Lee
Cheol-Min, Kim Ro-Sa, Na So-Ye, Ha Do-Kwon
Kanal: SBS
*
Aslında izlediğimiz hikâye, Min Seol A’nın hikayesi. Biyolojik annesinden
ayrılması, Amerika’ya gidişi, orada kurduğu bağ, Kore’ye geri dönüşü, yeteneği,
gördükleri, yaptıkları, yaşadığı zorbalıklar, sevdikleri, sevmedikleri ve getirdiği ve götürdüğü sırları. Aslında kısır ve bilindik bir hikâye gibi gözüküyor. Soru basit: Katil
kim? Karakter karakter devam etmek istiyorum. Çünkü katile giden yol dikenli,
kanlı, ihanet dolu.
Shim Su Ryeon (Lee Ji-Ah) ve Joo Dan Tae (Uhm Ki Joon)’den başlamak
istiyorum, Hera Place’in yüzüncü katından yani Penthouse’dan. Ne yaptıklarını
bilmesem ve bana paçalarından kalite akan bir çift göster deseler kesinlikle
onları gösterirdim. Zarafet, karizma, varlık. Penthouse’dan bakınca Seul ne
kadar güzel gözüküyor öyle değil mi? Karşınızda Lotte Tower, yanınızda Namsan
Kulesi. Yaklaştıkça kan kokusu geliyor. Acaba kimden? Joo Dan Tae’den mi acaba?
Uzun süredir Kore dizilerinde gördüğüm en “değişik” karakter. Onun gibi bir
karakter yaratmak, ona hareket alanı sağlamak, bir yandan da bir sonraki
adımını tahmin edememek gerçekten muhteşem bir işçiliğin ürünü olsa gerek. Shim
Su Ryeon, Joo Dan Tae’ye göre daha öngörülebilir, bir o kadar sürprizlerle dolu
yaratılmış. Hastası olduk.
Türkiye ekranlarını yakından takip edenler için Cheon Seo Jin (Kim So-Yeon)
eski bir tanıdık gibi. (Bihter Ziyagil desem?) Aptallık etme Seo Jin, sen Cheon Seo Jin’sin!
Hera Palace’in seksen beşinci katı da fena sayılmaz üstelik. Cheon Seo Jin karakteri
neye göre yaratıldı elbette bilemiyorum, ancak pasif agresif halleri, hırsı ve
kuyruğu dik tutma çabası… Yani… Belki. Cheon Seo Jin’i hikâyede tutan kişi
kesinlikle Ha Yoon-Cheol’un olduğunu düşünüyorum. Ne olursa olsun, onları aynı
evden çıkartmamak, Penthouse’un hikâye örgüsünü rahatlattığı bir gerçek.
Oh Yoon Hee (Eugene) ise sırlarla dolu. Hikayesi de Cheon Seo Jin ile olan geçmişi de, içindeki öfkesi de. İkisinin hikayesi sonlanmalı. Ama sona giderken Oh Yoon Hee'nin Cheon Seo Jin'e benzemesini ne yapacağız.
Düşmanına benzemek, tam olarak bu işte!
Logan Lee (Park Eun Seok) ise “double” sürprizli bir karakter. Amacı Min
Sol A’nın katilini bulmak, ondan kız kardeşinin intikamını almak. Ama böyle
organize ve zengin bir intikam planını dizinin başında hayal dahi etmemiştim.
Genç oyuncu kadrosu için yaratılan dünya da bir o kadar karışık ama bir o
kadar anlaşılabilir. Özellikle Cheon Seo Jin, Ha Yoon-Cheol ve kızları Ha Eun Byeul
özellikle masaya yatırılmalı. Ha Eun Byeul’e bakıp "Ben bu kadını tanıyorum. Aynı hırs, aynı öfke,
aynı ihtiras. Ne kadar babamın kızıyım desen de sen benim kızımsın." demek
istiyorum. Cheon Seo Jin ve Ha Eun Byeul arasındaki ilişkiyi başka türlü ifade
edemiyorum
Yukarıda bahsettiğim altıdan karakteri sadece bir olay örgüsü içinde toplamak,
ayrıntıları kaçırmadan aktarmak, sürprizlerle heyecanı her zaman en üstte
tutmak. Burası Penthouse! (Kaldı ki bu altı karakter sadece bu yazı için seçtim.
Hepsi için ayrı bir paragraf açsam Ranini.Tv’nin yazılmış en uzun dizi yorumu
olabilir.) Aslında hikâye akışı oldukça karışık ve yorucu. Her bölüm yine kim
ne yapacak diye, bekliyorsunuz.
Beklentiyi hep yüksekte tutmak, sadece iyi hikâye anlatıcılarının başarabileceği
bir durum. Ama insan inceden de korkmuyor değil. Çünkü fikrimce Kore
dizilerinin en büyük “bug”ı zayıf final potansiyeli. En güçlü hikayeler, hikâyenin
yanında nispeten daha tahmin edilebilir ve/veya sönük finallerle noktalanıyor. Çünkü
istiyorum ki dizi bittiğinde televizyonu camdan atayım, öyle çoştursun içimi. (Bu
yazıyı da dizi finali beklemeden yazmamın sebebini de söylemiş olayım.)
Peki, Penthouse bizim sevdiğimiz türden, fandomları peşinden sürükleyecek fenomen
dizi çiftleri oluştururlar mı? Bana kalırsa böyle bir iddiaları yok bile. Ama kendimi
Joo Dan Tae ve Oh Yoon Hee’yi "shiplemeden" duramıyorum. Yakarsa Hera Palace’ı bu
çift yakar. Gel gelelim hikâyenin böyle bir ayrıntıya ihtiyacı var mı? Yok!
Çünkü içerik zaten yeterince doyurucu.
Kaldı ki
BURADAKİ programda oyuncu Yoon Jong Hoon, yönetmenin düşününce insanın aklına gelmeyecek detaylarla işi ne nasıl mükemmel hale getirdiğinden bahsediyor. Çünkü biliyorsunuz, başarı tesadüf değildir.
*
Özetle; Penthouse, son zamanlarda Kore ve dünya ekranlarında yayınlanan en
iyi dizilerden biri olarak 2020’yi tamamlıyor. Ekrandaki izlenme oranları bunun
kanıtı zaten. Entrika, ihtiras, yasak aşk, cinayet, sırlarla dolu dizileri
sevenler için özenle, ilmek ilmek dokunmuş muhteşem bir iş. Şimdi usulca, aşağıya
dizinin tanıtım videosunu bırakıyor; izleyecek olanlara keyifli seyirler,
izleyenlere de yorumlarda buluşalım diyorum.
LIFE – HEDY (해디) | Penthouse (펜트하우스)