Arkadaşlar, iki eski arkadaşın karşılıklı eğlenmesine 100 bin insanın ortak oluşuna sinir olamazsınız.
Bartu Küçükçağlayan'ı dünyaya ilginç bir bakış açısı olduğunu düşündüğüm için, Melikşah Altuntaş'ı da bantmag YouTube kanalındaki Maskeli karakteriyle yaptığı sinema eleştiri programını sevdiğim için uzun zamandır takip ediyordum. Melikşah'ın instagram hesabında mavi tiki yok ama, yine de takip ediyordum...
Nisan başından beri (belki de daha önceden ama ben fark edemedim..) her gün aynı saatte canlı yayın açıyorlardı. Zaten hikayelerinde de normal hayatlarından kesitlerle birbirlerini daima paylaşan iki arkadaş bu insanlar. Dahil oldum bu dünyaya. O ulaşılmaz görünen en üst seviye ünlülerle her akşam ev oturmasına gidiyormuşum gibi hissettiriyor. Edis her gelen tanıdığına "Hoş geldin Aylin." gibi yorumlar atıyor. Gülse Birsel günlük hayatında gülerken random atıyormuş mesela. Mert Fırat ise ağlayarak gülen emoji. Kadıköy Belediyesi gökkuşağı gönderiyor. (Arkadaşlar eşcinseller vardır bu arada.) Hiç beklemediğiniz anda ekranınızda Eser Yenenler'i mikrofonla evde şiir okurken görüntüleyebiliyorsunuz. (ve bonus olarak bu dil ağzınıza yapışıyor)
Twitter'da "Sarp Apak bunu atlatamayacak" cümlesi trending topic olabiliyor, dünyanın dört bir yanında herkes pencerelere çıkıp Aşk101 Sinan'ı arıyor ve bunu kimse kimseye zorla yaptırmıyor. Ürün yerleştiriyorlar Gratis, Migros Sanal Market gibi markaların tanıtımını merakla izliyorsunuz. Aniden Moda sokaklarına iniliyor ve Beyaz Show'daki canlı reyting ışık açıp kapama hareketi gibi, reytinglerini ölçüyorlar.
Bir gün önce Serdar Ortaç'ı kendi hesabında son derece depresif izliyoruz, bir gün sonra bu programa katılıyor ve aslında popüler kültüre uzaktan bakıyor numarası yapan herkes bu dünyaya aitmiş bunun farkına varıyoruz.
"Daha önce neden aklıma gelmedi de ben yapmadım bunu." diyemeyen herkesin bu programı kötülediğini düşünüyorum. Bu iki insan bize bomboş muhabbet vadediyor. Belki de onu bile yapmıyorlar, sadece eğleniyorlar. Bartu Küçükçağlayan'ın ağzından gaz çıkarmasını ve "karıcım"dan daima özür dilemesini izliyoruz. Bu ve benzer eylemleri siz kendi aranızda da yapabilirsiniz. 100 bin insana izletemiyorsanız, onların başarısını kötüleyeceğiniz anlamına gelemez. Zaten, Mücbir Sebepler'in hızlı yükselişini gören ve bundan nemalanmak isteyen pek çok insanın bu dünyaya ait olma hevesinin farkındasınızdır. İzlenme artsın diye, 5 saniye için bile olsa canlı yayına alınıp, anında atılmaya istekli ünlülerin bile heyecanlandığı programdır.
Başlıkta da belirttiğim gibi karantina bittiğinde ne olacak ve her gün 00.30'da ne yapacağımı düşünüyorum. Muhtemelen onlar da bilmiyor. Amaaaan be, biterse de bitsin YouTube'tan eski bölümleri açar açar izleriz diyoruz. (Melikşah gibi söyledim burayı)
J