Bu sefer de Birleşik Krallık'ta yaşanan iki politik skandalı konu alan dizileri biraz tanıtayım istedim.
1) A Very English Scandal (Thorpe Skandalı)
BBC One kanalında ekrana gelen ve sezonu 3 bölümden oluşan bir mini dizi. Başrolleri usta aktör Hugh Grant ve Ben Whishaw paylaşıyor. Whishaw, rolüyle yardımcı aktör kategorisinde Emmy, Altın Küre ve BAFTA kazandı. A Very English Scandal‘ı Doctor Who ve Queer as Folk gibi yapımlarla bilinen Russell T. Davies hazırladı. John Preston’ın 2016’da piyasaya çıkan aynı isimli kitabından esinlenildi.
Konusu:
Dizinin hikayesi 1960’lı yıllardan başlayarak 1980’in başına kadar zaman atlaması eşliğinde ilerliyor. Birleşik Krallık'ta eşcinsel ilişkinin kanun önünde yasak olduğu bir dönemdeyiz. Jeremy Thorpe, Liberal Parti'ye mensup bekar ve gün geçtikçe popüler hale gelen bir siyasetçi.
Bir at çiftliğini ziyareti sırasında orada seyis olarak çalışan Norman Josiffe’yle (Norman Scott’la) tanışıyor. Bir süre sonra Norman'ın bir problemi nedeniyle yolları yeniden kesiştikten sonra tanışıklıkları daha da 'ileriye' gidiyor. Ancak birkaç yıl devam eden ilişkileri bittiği noktada kalmıyor.
Jeremy'nin evlenip başarılı bir kariyerinin olduğu düzenli ve örnek görünen bir hayat kurmasına karşılık Norman için işler hiç de istediği gibi gitmiyor. Yaşadığı talihsizliklerden Jeremy'yle olan gizli ilişkisini sorumlu tutması, bu konuda çenesini pek tutmaması ise gün geçtikçe 'ikisi' için de bir problem haline geliyor.
Not: Jeremy Thorpe, 2014 yılının sonlarına doğru vefat etti. Norman Scott'ın dizide kısa bir konuk oyunculuğu bulunuyor.
Thorpe Skandalı'ndan diziden önce haber değildim, bu sayede farkına vardım. Dizi esasında başrolleri sayesinde ilgimi çekti ama başta BBC olmak üzere İngilizlerden gelen gerçek hayattan uyarlama dramaları genel olarak seviyorum da zaten. Bu da bana göre düzgün bir diziydi.
A Very English Scandal, drama dizisi olsa bile içinde komedisi de mevcut ve hatta komedi kısmı beklediğimden fazlaydı ve ayarındaydı. Jeremy’nin tipik bir siyasetçi olması veya Norman’ın ağzının gevşekliği bazen sinir bozucu gelse de devam ettikçe alışması zor olmadı. Üç bölümlük dizi de olduğu için zaten hikayesinde oyalanmayı tercih eden bir yapım değil.
Başka kaynaklardan takip edebildiğim kadarıyla aşağı yukarı sadık bir uyarlana. Yaşanmış tarihin bizi getirdiği noktaya kadar gidiyoruz ve başarılı bir finali var. Yalnız özellikle orta kısımlarda dönemin ve kuralların desteklediği zihniyet kulağa hoş gelmeyebilir. Oyunculukları ise hikayesini destekleyen türden. Ben Whishaw'un bu diziyle bir sürü ödüle boğulması o kadar da alakasız gelmiyor bana.