Dramadaki kötülüğün Kendal ile imtihanı!
14 Mart 2015
''Nerede bir günah varsa sorumlusu Kendal'dır.
Yükleyin Kendal'a, siz temize çıkın. Yıkayın elinizi yüzünüzü, sıyrılın her
günahtan. Kendal! İnsan müsveddesi... Kalbi taştır onun, taş! Gözleri iyiliğe
kör, kulakları sağır. Belki öyle değildir ha! Ne belli... Belki sizlerin
söylemeye korktuğunuz şeyleri söyleyen biriyimdir. Belki aklınızdan geçen
binlerce günahı yapmaya cesaret eden biriyimdir. Ne belli! Günahın cezasından
korktuğunuz için yapmamış, yapamamış olmanız sizi iyi etmeye yeter mi? Bakın yapmak
beni kötü etmeye yetiyor. Haydi bakalım varsa cesaretiniz, söyleyin günahı
başlatanın kim olduğunu!''
Bir yapımın en zorlu aşamalarından biri ilginç ve zorlu karakterler ortaya
çıkarmaktır. İşte Kendal, Türk Dizi Tarihi'nin uzun zamandır ihtiyaç duyduğu o
beklentiyi karşılıyor. Hem de ne karşılamak! Entrikalar, yalanlar ve gittikçe
daralan bir çember. Kendal'ın konaktaki kadınlara karşı mücadelesini salt anlık
öfke krizleri olarak algılamak zor. Ondaki hınç derin bir sabırla yoğruluyor ve
günü gelince dişlerini avına saplamaktan imtina etmiyor. Kötü karakterler
(içleri boş değilse) bir yapımın lokomotifi oluyor. Zira bunun dünyada ve
ülkemizde yıllardır pek çok örneği görüldü.
Kendal'ın o bildik dramadaki kötülere benzeyen
yanlarıyla birlikte onlardan sıyrılan apayrı bir dokusu var. Neler mi?