The Big Bang Theory: Bir dosta veda

The Big Bang Theory: Bir dosta veda
Tüm dünyanın Game of Thrones finalini konuşup kaderine isyan ettiği ve bunun Lost’tan sonra yaşadığı en büyük hüsran olduğundan bahsettiği günlerde veda ettiğimiz bir dizi daha oldu aslında; The Big Bang Theory. GoT’nin aksine The Big Bang Theory tam da kendisinden umduğumuz gibi tatlı bir finalle bitirdi ekran yolculuğunu.

Hayatımıza 2007 yılında giren dizinin özellikle son sezonlarında oyuncular epey yorulmuştu ve dizi kendini biraz tekrar etmeye başlamıştı ama yine de bir TBBT bölümünün ne zaman olsa izlenebilir ve gülünebilir olma özelliği pek de kaybolmamıştı. Bunda en büyük sebep, en azından kendi adıma konuşurken, ekiple birlikte büyüme halinin izlediğim diziler arasında belki de en çok TBBT için geçerli olmasıydı. Onlarla yakın yaşlarda başladığımız 12 sezonda ben ve birçok arkadaşım tıpkı onlar gibi iş güç sahibi olmuş, hayattaki o sarsak ve ne istediğini asla bilmeyen halini bir nebze de olsa atmış ve evlenip çoluk çocuğa karışmıştık. Bütün bunlar olurken, canımız neye sıkılırsa sıkılsın, gündüz bizi kim üzerse üzsün akşam eve geldiğimizde yanımızda bir TBBT bölümü bulmak moralimizi düzeltti her zaman. Onların halının üstünde yedikleri Çin yemeklerine makarnayla, Thai yemeklerine sipariş verdiğimiz lahmacunlarla eşlik ettik ama aramızdaki yakınlığı hiç kaybetmedik. Dizinin verdiği yakınlık hissinin bir diğer sebebi de ekibin bunca zaman hiç değişmemesi oldu. Sadece ana karakterler değil, yan karakterlerde de gördük aynı tutarlılığı ve bu da oradaki ortama inanmamızı çok kolaylaştırdı.

Tabii bir de ana ekibi çok sevdiğimiz gerçeği var. Normal şartlarda Sheldon gibi bir ev arkadaşı asla istemeyecek, Howard’ı sapık, Raj’ı geveze, Bernadette’i çok sinirli, Penny’i boş biri ve Amy’yi de duygusuz bulabilecekken bir baktık ki sürekli onlarla takılmak ister hale gelmişiz. En son Friends’te hissetmiştim bu duyguyu bu kadar yoğun. İtiraf etmem gerekirse bir ara How I Met Your Mother da bu kategoriye girmek üzereydi benim için ama sonra vasat bir son sezon ve çok kötü bir finalle bitti maalesef. TBBT’de şahane oyunculuklar (Sheldon Cooper – Jim Parsons hariç demeliyim belki), süper inandırıcı performanslar görmedik hiç, bazen oyuncuların gülmemek için kendilerini zor tutmalarına şahit olmamız gibi durumlar oldu hatta bol bol ama yine de diziye bayılmaktan vazgeçmedik. En zor tutturulan şeylerden biri o sıcaklık zaten ve TBBT’de buna doyduk.

Tıpkı Friends gibi TBBT de benim için tekrarlarını defalarca izleyeceğim, bazı sahnelerine aklıma geldikçe YouTube’dan bakacağım, bazen bir kitap okurken bazen bambaşka bir şey izlerken ‘Aaa tam Leonard’a göre’ ya da ‘İyi ki Sheldon bunu görmemiş’ gibi tepkiler vereceğim ve yine tıpkı Friends gibi sessiz sessiz reunion bekleyeceğim bir dizi oldu. İyi ki tanımışız onları, iyi ki hayatlarımızın bir parçası olmuşlar. İyi seyirler dilerim.


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER