Doğduğumuz coğrafya, büyüdüğümüz aile, gittiğimiz okullar hayatımızın sınırlarını çizse de hayallerin sınırı yok. Kimimiz şarkı söylemeyi hayal ediyoruz, kimimiz doktor olmayı. Kimimizin hayali şiirler yazmak, kimimizinkiyse bir voleybol maçında sahada olmak. Hayallerin ucu bucağı olmasa da, gerçek dünyaya gözlerini açınca bir duraksıyor insan. Hayallerini sınırlamak zorunda kalıyor. Evet, hayallerin sınırı yok ama gerçekleşecek mi yoksa birer hayal kırıklığı olarak mı belirecek buna hayat karar veriyor.
Dirmit, hayallerinin peşinden giden bir kız çocuğu. Dans ediyor ‘boşla’ diyorlar, voleybol oynuyor ‘boşla’ diyorlar, arkadaş ediniyor ‘boşla’ diyorlar, şiir yazıyor ‘boşla’ diyorlar. İçinde koca bir haykırış biriktiriyorlar günden güne. Tulumbaya, çiçeğe içini dökerken dayanamayıp haykırıyor bir gün. Ve soruyor: “Başka bir eve doğsaydım nasıl olurdu?”
Köyden kente göç eden bir ailenin kızı Dirmit. Ağabeyleri, yengesi, kardeşi, anne, babası derken herkes bir alem bu evde. Kimi kendini dine adamış, kimi kendi zihninden geçen işi tutma peşinde. Dirmit ise hep bir çemberin içinde. Ne zaman ki çemberi biraz genişletmek istiyor, aileden biri gelip daha keskin sınırlar çiziyor çevresinde.
Dirmit başka bir evde doğsaydı, istediği gibi giyinebilecekti belki. Belki bir sporcu olacaktı. Belki de dizeleri insanın içini sızlatan bir şair. Ama şimdi Dirmit, saksısıyla dertleşebiliyor sadece.
Dirmit’in tüm bunlara rağmen sahneden taşıp da içime işleyen pozitifliği de içimi sızlattı. Uzaktan baktığımızda Dirmit, sadece bir tiyatro oyunu kahramanı. Fakat gördüğümüz-görmediğimiz o kadar çok Dirmit var ki. İçim sızlamasın da ne olsun.
Latife Tekin’in romanından Nezaket Erden ve Hakan Emre Ünal tarafından uyarlanan oyun, Hakan Emre Ünal tarafından yönetiliyor. Nezaket Erden ise Dirmit ile enfes bir performans ortaya koyuyor! Ve bunu o kadar sade bir şekilde yapıyor ki, Dirmit saatler boyunca anlatsa sıkılmadan anlattıklarını dinlerdim.
Tek kişilik performanslarda en önemsediğim şeylerden biri dolu dolu bir metin izlemek. Roman, tiyatro sahnesine özenle uyarlanmış. “Keşke şöyle bir şey olsaydı.”, “Bak şu kısım havada kaldı.”, “Şu da ne gereksiz bilgi.” diyebileceğim tek bir şey bile yok. Böylesine güzel bir metin, kusursuz bir performansla da birleşince şahane bir deneyim yaşıyorum.
Tiyatro bir deneyim sofrası. Her oyun farklı farklı deneyimler sunuyor insana. Ben yeni bir oyuncuyla tanışıyorum. Nezaket Erden ismini görünce koşarak bilet alacağım oyunların hayaliyle devam ediyorum hayatıma. Seyirci koltuğunda olmayı seviyorum.
Sevgili Arsız Ölüm - Dirmit, bu sezon izlediğim en iyi oyunlardan biri. Nezaket Erden ve Hakan Emre Ünal’ın emeklerine sağlık…
Dirmit'in hayallerine eşlik etmek isterseniz, oyun takvimini mutlaka incelemelisiniz.
Oyun Künye Bilgileri
Eser: Latife Tekin-Sevgili Arsız Ölüm
Uyarlayanlar: Nezaket Erden-Hakan Emre Ünal
Yöneten: Hakan Emre Ünal
Oynayan: Nezaket Erden
Afiş ve Broşür Tasarım: Kutay Yaşar Teköz
Afiş Çizimi: Perim Işisağ
Sahne: Tiyatro Hemhâl