İstanbullu Gelin: Teyzelerin teyzesi

İstanbullu Gelin: Teyzelerin teyzesi
The best of teyze <3
Teyze gerçekten anne yarısı mıydı? Kime göre neye göre öyle çok değişkenlik gösterebilir ki bu durum uzun uzun tartışma konusu, hatta tez konusu da olur. Elbette biz şimdi akademik ya da bilimsel durumlara değinmeyeceğiz. Çünkü konumuz teyzelerin teyzesi.^^

Biri diğerine sadece teyze diye seslendiğinde sizin aklınıza da Senem gelmiyor mu? Evet, evet sadece İstanbullu Gelin'in değil herkesin biriciği Senem'den bahsediyorum. Şu anda geldiği yer ne kadar mutluluk doluysa bir o kadar da hüzünlü değil mi? Acıyı sadece Süreyya çekmiyor, kesin bilgi.^^

Çok hızlı başladım, hemen az başa dönelim. (Azıcık dediğim taaaa ilk sezon) Süreyya'nın kendi halinde, paspal, sakin teyzesiydi Senem. Hayatta tek tutunduğu dal, tek güvendiği alandı. Süreyya'nın hikayesi açıldıkça Senem'in pek de iyi olmayan teyzelik geçmişini, kardeşlik ilişkisini gördük. Hatta sadece teyzelik değil genel anlamda da çok da düzgün gitmeyen işlere karışmış olduğunu ve maalesef geçmişin onu bırakmadığına şahit olduk.

Bıraktık mı? Küstük mü?

Hayır, sadece kızdık. Ya da tek ben de kızmış olabilirim. Yaptıklarına değil de sakladıklarına. Yapamadıklarına değil de kaçtıklarına. Belki de en zoru kişinin kendisiyle yüzleşememesidir ve Senem'in de en büyük hatası buydu. Bir dakika. Hangimiz masumuz ki???

Senem geçmişinizi temizleyip yeni bir sayfa açmak istedi ya hani. Bambaşka şehirde bambaşka hayata açıldı. Sonra gönlü açıldı, gözlerinin içi parladı. İçindeki saflığı, gevezeliği, patavatsızlığı çıktı meydana. Samimiyeti geldi, açıldıkça açtı kendini bana, sana, bize, hepimize... Ne güzel oldu, adeta yağmurdan sonraki gökkuşağı gibi...

Kendini gerçekten sevmesiyle başladı her şey. Ve sonra sevdi Akif'i. Tereddütlerini bıraktı o anda kalmak istedi. İyi ki istedi ki o şahane kahkahaları attırdı karanlık sokakların ortasında. Gözlerden akan hüzün yaşlarını neşeye çevirdi. Tamam canım Akif'in de hakkını yiyemem, yemem. Öylesine tencere kapak eş oldular. Bir de oğulları oldu ki tamamlandı puzzle.

Yalnız konumuz teyze, kusura bakma Akifciğim. Her yapmaya çalıştığı işi eline yüzüne bulaştırmadı aslında Senem. Sadece şanssızlıklar oralarda da peşini bırakmadı. Ama saklanacak yeri olmadığından ve çevresine tüm kadınları topladığından sonunu tatlı anı olarak saklayacağız kalbimizde. (Senem şekerim insanın her organizasyonu mu ofsayt olur??)

Veeeee şu anda olduğu durum. Dışarıdan onu tanımayan birisi için çok basit, sıradan, sakin, mutlu bir hayatı olduğunu sanır. Şükür, oğluyla eşiyle yeğeniyle hatta Esma ile arası gayet iyi de... Bir adamdan ötürü sevdiği iki kadınla arası limoni. Yukarı tükürse bıyık aşağıya tükürse sakal. Keşke tanımasaydı birini dediğimiz anlar. Keşke öz yeğeni gibi sevdiği Dilara Adem'e tutulmasaydı mı diye dua etse yoksa yıllar önce yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen Güneş ile Adem tanışmasaydı diye mi dua etse! Ahhh hayat böyle de zalimsin. (Sanırım İstanbullu Gelin'in böylesine sevilmesinin nedeni tam bu hayatın içinden geçtiği için)

İçindeki enerjiyi öldürmediğin için, gençlere taş çıkarttığın için, moral motivasyon danışmanlığında ilk sıralarda olduğun için, herkes mutlu olsun diye uğraştığın için, bir kadının her halini içinde aynı anda bulundurduğun için, sır saklayamamanı bilip bunu duygu sömürüsü haline getirmediğin için teyzelerin teyzesisin Senem.^^ Ve bizlere adeta Senem olduğunu haykıran, Senem karakterini başarıyla canlandıran Neslihan Yeldan'a teşekkürler. 

Ve son olarak;

Elde çekirdekle Senem yanınızda gıybet yapasınız gelmiyor mu? ^.^

Sevgiler...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER