"Herkes bir gün 15 dakikalığına ünlü olacak." Demiş
Andy Warhol.
"Hayatın bize bahşettiği en büyük hazine, lekesiz bir
ündür." Demiş William Shakespeare.
Oyunun özetini okuduğumda ve oyundan çıktığımda kafamda hiç
durmadan bu sözler yankılandı. Çünkü izlediklerim yaşanan gerçek olaylardı. Dün
gördüğüm, bugün gördüğüm ve muhtemelen yarın da üzerine eklenerek göreceğim şeylerdi.
Ne Gogol'ün "Burun" öyküsünü ne de bu öyküden esinlenerek Dostoyevski'nin
yazdığı "Timsah" öyküsünü okudum. Hatta oyun öncesinde ufak bir
Google aramasıyla Haldun Taner'in 1961 yılında oyunu radyo tiyatrosu olarak
sahnelediğini de öğrendim. Düşünün oyunun ne kadar güncel olduğunu. Her sene
bambaşka bir konu üzerinden bile güncelleyebiliyorsunuz.
Yazar Tom Basden işte tam da bu noktayı ele almış. Oyundaki
sistem eleştirisini günümüzün en popüler en merak edilen en yerinde olmak
istenilen oyunculuk mesleğiyle anlatmış. İstediği yerde istediği gibi
olabilmeyi, karşı tarafın yerine göre istediği kalıba girebilmeyi başarılı anlatım
tarzıyla yansıtmış metne. Hatta epey eğlenceli olduğunu da söyleyebilirim. Eeeeee
sert eleştiriler kırar, döker, sevilmez. Ne kadar sevimli ne kadar komikse bir
o kadar şirin görürler karşı tarafı...
Oradan buradan esintilerden güncel durumdan bahsederken
oyunun konusu kaynamasın arada. Efenim Ivan tek kişilik gösterisini yaparak zar
zor kendi kendine yetmeye çalışan bir oyuncudur. Eski kız arkadaşı ise zorlu
yollara dayanamayıp oyunculuğu bırakıp kırlent dikme işine girmiştir. Eski kız
arkadaşı dahil olmak üzere diğer tüm yakın arkadaşları Ivan'ın oyunculuğu
bırakıp kendisi için başka bir yol çizmesini istemektedirler. Ivan ve arkadaşı
Zack tüm bu konuşmalarını bir hayvanat bahçesi gezisi sırasında yapıyorlar. Ve
bir süre sonra Ivan, hayvanat bahçesi içerisinde bulunan timsah tarafından
yutuluyor. Artık eski Ivan'dan eser kalmıyor. O artık eskisinden bile şöhretli
Timso oluyor. Düşünsenize medya, polis, sponsorluk anlaşmaları bile Timso'nun ağzından çıkan kelimelere bakıyor. Şaşkın şaşkın olayların ortasında kalan Zack. Sonra gelsin olaylar gitsin olaylar. Başlasın haberler devam
etsin mi ilişkiler? Orada oyuncu/sanatçı olarak mı yer alıyor yoksa olmadığı biri gibi mi? Oyuncu ne kadar oyuncu
ne kadar popüler olmak istiyor? Popüler olmak mı asıl amaç? Eserlerin,
fikirlerin önemi var mı varsa ne kadar kıymetli? Dışarıdakiler ne istiyor ne
diyor ne demek istiyor? Oyuncu nasıl hareket etmeli? Oyuncu ne kadarıyla oyuncu
olmalı ne kadarıyla kendi? Dengeyi tutturmalı mı yoksa terazide altta kalanın
canı mı çıksın?
Daha öyle çok soru soruyor ki 80 dk içinde ve aslında reji
hepsinin de cevabını veriyor. Üstelik kanlı canlı üstelik yine güncel yine
taze^^ İlksen Başarır'ın (Bence çok eğlenerek çevirmiştir metni. Çünkü çok
tatlı içerisi.) çevirmenliğini yaptığı oyunun rejisi Mert Fırat ve Volkan
Yosunlu'ya ait. Çok tatlı dokunuşlarla simlemişler ortalığı ve masamız bol
çeşitli olmuş. Özgün Aydın birden fazla karakteri canlandırarak en zorlu
kısımda bulunmuş bana göre. Üstelik sadece şapkayla. Rejinin tek bir kişiye bu rolü vererek, oyuncunun her
karakterindeki ince replikleriyle yine yerinde göndermeler yaptığını
görüyorsunuz. Çünkü onlar da başka şekil Timso durumundalar.
Oyun ne kadar eğlenceli, enerjikse bir o kadar acıklı,
ağlanılası, hüzünlü. Metin çok sağlam ve inanın cast çok iyi. Kısaca Timso tam
efso ve cast "cuk" anlayacağınız. Timsah'ı izlerken aklınızdan, gözünüzün önünden neler geçecek merak ediyorum? (Elinde çekirdeğiyle camda bekleyen komşu teyzeler gibi oldum.^^)
Bu arada yeni yerinde yeni sezonuyla yeni oyunlarıyla(elbette
geçtiğimiz sezon keyifle izlenen oyunlarıyla) bol seyircisi olsun Das Das
Sahne'nin. Ve tanık olun Timsah'ın Timso oluşuna... Ayyyy az daha unutuyordum. O sevimli şapkaları tasarlayan Buket Engin'in ellerine sağlık.
Sevgiler.
OYUN KÜNYE BİLGİLERİ
Yazan: Tom Basden
Yöneten: Mert Fırat, Volkan Yosunlu
Çeviren: İlksen Başarır
Işık Tasarım: Alev Topal
Dekor Tasarım: Cansu Gürgen, Avşar Gürpınar, Mete Godollar, Metincan Güzel
Kostüm Tasarım: Zeynep Bozkaya Pırlanta
Şapka Tasarım: Buket Engin
Ses Tasarım ve Müzik: Ahmet Kenan Bilgiç
Oynayanlar: Erkan Avcı, Ferit Aktuğ, Özgün Aydın, Hazal Türesan