Kraliçeyi kraliçe yapan sarayı değildir

Kraliçeyi kraliçe yapan sarayı değildir
Ufak Tefek Cinayetler’e ilk bölümünden beri bayılıyorum ve Mert Fırat bebişimi ayrı tutarak söylemek isterim ki favorim elbette Merve Aksak. Aslıhan Gürbüz’ün oyunculuğunu zevkten dört köşe olarak izliyorum resmen. Bir önceki dizisinde hangi rolde oynadığını hatırlamaya çalışırken buluyorum bazen kendimi, Bodrum Masalı da çok sevdiğim bir diziydi üstelik ama Aslıhan Gürbüz, Merve Aksak olmadı da doğdu sanki, öyle bir şahanelik. Yılbaşı sonrası Serhan’ın hapse girmesiyle başlayan ve Merve’nin Sarmaşık’taki kalesi bildiği evini satmasıyla sonuçlanan 11.bölümü de aldı götürdü bence.


Gençken Merve bile masumdur

UTC izleyen herkesin en merak ettiği soru olan ‘Serhan’la Merve nasıl tanıştı?’nın cevabını aldık nihayet. Birbirine bu kadar benzemeyen iki insanın evliliği inandırıcı gelmiyordu bir türlü, zorla evlendiklerini ya da Merve’nin Serhan’ı kandırdığını düşünüyorduk ancak gördük ki tam da öyle olmamış. Evliliğe gidişi tam da izlemedik henüz elbette ama tanışma aşamalarına bakılırsa ortada bir gönüllülük esası var. Merve’nin Serhan’la olmayı kafasına koyup, onun sevdiği şeyleri seviyormuş gibi yapması ve olur olmaz karşısına çıkmasını tam bir zorlama saymıyorum zira hangimiz sevmediğimiz şeylere bayılıyormuş gibi yapmadık şu hayatta? Ankaragücü taraftarı olmuşluğum ve Ahmet Kural’ı sevme taklidi yapmışlığım var misal; yine olsun, yine yaparım. Merve’nin lisede Oya’nın hayatını karartan oyunu gözünü kırpmadan planladığını biliyoruz ve onun masumiyetine inanmamaya programlıyız ama yine de Serhan’la ilişkilerine başlama şekli bende bir öfke uyandırmadı. Aslıhan Gürbüz’ün gençliğini oynayan Tülin Yazkan ise gördüğüm -açık ara- en başarılı gençlik cast’ı, seçenin de kendisinin de ellerine sağlık.


Zihinlere kazınan o temenni: Hayrını gör tatlım!

Gelelim Merve’nin en taş kalpli insanın bile gözlerine bir damla yaş konduran evini satma hikayesine. Güzel dizilerin en tatlı özelliği, ortam ne kadar alakasız görünse de oradaki bir şeyin izleyen herkese dokunabilmesi. Bu sefer de öyle oldu, pijamalarımızla çekirdek çitleyip çay içerek oturduğumuz evlerimizden uzanıp, Sarmaşık’ta saray yavrusu bir evde yaşayıp milyarlarla oynayan kadınla empati yaptık. Merve düşmanlarını yok etmekten hiç çekinmeyen, süper acımasız, hileden hurdadan kafasını kaldırmayan, kötü kalpli diyebileceğimiz bir kadın ve öyle bir an geldi ki onun için üzüldük, ona kıyamadık. Düşman bildiği Oya onu öfkeli kadınların elinden kurtarırken (Oya da bunu vicdanını rahatlamak için yapmış olabilir tabii bilemiyorum) en yakını saydığı Pelin kuyusunu kazmak için bir saniye bile beklemedi. Merve’nin o güçlü görünmeye çalışan halleri, kızının yanında hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya çalışırken ne kadar zorlandığı, Sarmaşık’ta randevu almaya gittiği güzellik merkezinde duyduğu ‘Sizinle çalışamayız’ cümleleri karşısındaki hali ve elbette en sonunda ağlayarak satma kararı aldığı evini Pelin’in aldığını öğrendiğindeki duyguları o kadar şahane geçti ki izleyiciye, yazanın, oynayanın ve yönetenin ellerine sağlık.

Hepimiz biliyoruz ki Merve intikamını en ağır şekliyle alacak. Pelin şuursuzunun Merve’nin evini alınca kraliçeliğin de otomatik olarak kendisine yükleneceğini sanmasının ne kadar büyük bir yanılgı olduğunu hep beraber izleyeceğiz. Her şeyi geçtim de, bir Serhan’a bak bir Taylan’a. Hangi kraliçe Taylan’la evli olabilir? Hiç! Merve’ye güvenenler burada takipleşelim diyor ve iyi seyirler diliyorum.


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER