Kalp Atışı Dakikada 120: Farkındalık dolu bir hayatta kalma mücadelesi

Kalp Atışı Dakikada 120: Farkındalık dolu bir hayatta kalma mücadelesi
Les Revenants, Planetarium, Eastern Boys gibi ana akım sinemanın dışında yer alan filmlerle adından söz ettirmiş Robin Campillo’nun yazıp yönettiği Kalp Atışı Dakikada 120 / 120 battements par minute, 90lar Fransa’sında hayatta kalma mücadelesi veren bir grubun hikayesini anlatıyor.  Bir taraftan zamana karşı yarışan diğer taraftan da iktidarın inşa ettiği çitleri aşmaya çalışan aktivist grubun verdiği ölümcül savaşı beyaz perdeye taşıyan film küçük bir toplumsal grubun görülmeyen çok daha küçük bir konu alıyor.

80'li yıllarda patlak veren ve 90'lı yıllarda bir anda görünmez kılınan AIDS’e karşı farkındalık yaratmaya çalışan Parisli ACT UP grubunun toplantısıyla başlayan film bizi kısa süre içinde iktidarın ve toplumun görmezden geldiği AIDS’li LGBT bireylerin mücadelesine dahil ediyor. Ancak ACT UP yalnızca LGBT bireylerden kurulu olmasına karşın yalnızca LGBT ile sınırlı kalan bir oluşum değil. Diğer LGBT grupların bile görmezden geldiği küçük bir kesimi temsil eden bu grup her ne kadar AIDS’li bireylere destek sunmasa da aralarında bir aile ortamı yaratmasından gelen yakınlık söz konusu. Yani aktivist bir grup olmanın da ötesinde, bir aile ACT UP. Ve toplumun görmezden geldiği, iktidar politikalarının dışarıda bıraktığı bu grubun tek amacı farkındalık yaratmak, insanlara kendi gibi olanların sesini duyurabilmek. Bu grubun en aktif üyelerinden Sean Dalmazo ise zamanı her geçen gün daha da azalan, buna karşın savaşçı ruhundan hiçbir şey kaybetmeyen AIDS’li bir LGBT aktivist.



Bir taraftan ACT UP’ın hedeflerini ve bu hedeflere ulaşmak için verdikleri mücadeleyi izlerken diğer bir taraftan ise Sean Dalmazo’nun varoluşsal çığlığına, isyanına tanıklık ediyoruz. Sean karşısında durmuş ona boş gözlerle bakan iktidara, iktidarın temsilcisi yetkililere gözlerinin içine bakarak “Ben buradayım” çığlığı atıyor. Çünkü diğer AIDS’li bireyler gibi Sean’ın da kaybedecek zamanı yok artık, onu yok sayan gözlere çığlıklarla cevap vermekten, varlığını ve yokluğunu sınırlarına her geçen gün daha da yaklaşan benliği gözlerine sokarak duyurmaktan başka şansı yok. Onunki toplumsal olduğu kadar bireysel de bir mücadele. Kendisi gibi sesini duyurmak için orada bulunanlardan biri yalnızca. Hem kendi yaşadıklarını başkalarının yaşamasını istemeyen bir aktivist, hem kendine sunulacağı vaat edilen haklarının peşindeki bir vatandaş, içgüdüsel olarak hayatta kalmaya çalışan bir hayvan.  

Asıl meselesi kendi farkındalığını yaratmak olan diğer LGBT filmlerinin aksine Kalp Atışı Dakikada 120  kahramanlaştırılmış bir başarıyı anlatmıyor. Akssine devam etmekte olan bir duruma dikkatimi çekmeye çalışıyor ve bunu da mümkün olan en çarpıcı, insanın aklına kazınan en derin hikayeyle aktarıyor, hafızalarda kaybolmayacak bir yer edinene kadar zorluyor. Dönüp etrafına baktığında daha iyi anlıyor insan ACT UP’ın verdiği mücadelenin önemini. AIDS’teki mesele kimliğine bakmaksızın herkesin toplumun en alt tabakasına itilmesi, yok sayılması, görmezden gelinmesiyle ilgili. Onlara öldü gözüyle bakılması, hayatın bu tarafının unutulması noktası. Kalp Atışı Dakikada 120 filmi de bu konuda bir farkındalık yaratıyor olmasıyla, sinema tarihinde kendini ayrı bir yere yazdırıyor.



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER