The Lego Movie’ye En İyi Animasyon ödülünü
vermemeyi kendinde hak görmüş bir ödül törenini ciddiye alıp yorum yazısı
yazdığıma inanamıyorum! Neyse, gelenek bozulmasın…
HFPA’nın
yeni ve konuşulacak şeyleri ödüllendirip rüzgarlarından nemalanması huyu artık
herkesin malumu. Bu durum hiçbir zaman bu seneki gibi açık olmamıştı belki de…
En İyi Drama
ödülü tahmin ettiğim gibi The Affair’e
geldi. Haketmediğini daha adaylıkları yorumlarken dile getirmiştim, hala fikrim
değilmedi. Bu kadar incelikten yoksun bir hikaye, farklı bakış açısı
numarasıyla bile yeterince farklılık ortaya çıkaramazken daha ilk senesinde “en
iyi” seçiliyor ya, bir şey demiyorum.
Komedi
dalına geldiğimizde ise şaşırtıcı, ama bir o kadar da sevindirici bir tercih
yapmış üyeler. Transparent belki de
ülkemizde hiçbir zaman ekran yüzü görmeyecek bir dizi. The Affair’de eksik olan ne kadar incelik ve detaylı karakter
çözümlemesi varsa hepsi bu dizide mevcut. En iyi bağımsız filmlere taş
çıkartacak kadar da cesur üstelik. Ben kendine ekranda yer bulduğuna sevinirken
(gerçi Amazon’u ne kadar ekrandan sayabiliriz, tartışılır) gidip En İyi Komedi
ödülü alması muhteşem bir şey.
En İyi
Mini-Dizi/TV Filmi kategorisinde tahminimin tutmadığına üzülmüyorum; ama
hakikaten abartıldığı kadar, hatta hiç de, iyi olmayan True Detective’in eli boş
dönmesine çok seviniyorum. Fargo’ya
çok da bayılmamış biri olarak ve listede ondan daha iyi iki ayrı iş olduğunu
düşünsem de seçimden çok da şikayetçi değilim. Hele ki gitgide güzelleşen
ikinci sezon kadrosunun haberleri geldikçe... Şahsen ben ödülü sevmekten bir
türlü vazgeçemediğim Martin Freeman’a verirdim ama Billy Bob Thornton’a da itiraz
etmeyeceğim doğrusu. Burada asıl eğlenceli olan allrightallrightallright
McConaughey’in eli boş dönmesi. Balonların sönüşünü izlemenin keyfi hiçbir
dizide yok yeminle.
Bu sene
Clive Owen’ın sıyrılıp ödülü kapacağını düşünsem de HFPA bu sefer garantici bir
tercih yaparak ödülü Kevin Spacey’e vermiş. Ben çok sevmesem de ortada takdir
edilesi bir “performans” olduğu çok açık.
Skandal
ödüllerden biri de En İyi Drama Aktristi kategorisinde verildi. Listeye
bakıyorum, en hak etmeyen kim varsa sahneye o çıkıyor, delireceğim! Ruth Wilson’ı
oldum olası severim, çok yetenekli ve farklı yüzünü çok iyi kullanıyor. Ancak The Affair zaten böylesi takdirleri
haketmezken ve dizide öyle ahım şahım bir oyunculuk gerektiren bir karakter yokken
ödülün Wilson’a gitmesi beni derinden yaraladı. Julianna Margulies’in listede
olmasını bir yana koydum, yeni şeyleri alkışlayacaktıysak orada kapı gibi Viola
Davis vardı efendiler!
HFPA Drama
dallarında ne kadar yanlış kararlar verdiyse komedide de o kadar iyi sonuçlara
ulaşmış. Jeffrey Tambor gerçekten parmak ısırtan bir performans sergiliyor Transparent’ta. Bu yılın en iyi yeni
dizisi addettiğim Jane the Virgin’in
olağanüstü yıldızı Gina Rodriguez belli ki dizide olduğu kadar gerçek hayatta
da şahane biri, konuşması gözlerimi yaşarttı. Umarım bu ödül hem dizinin
izlenme oranlarını arttırır, hem de Emmy jürisinin dikkatini çeker.
Bir Ryan
Murphy projesinin böyle ödül törenlerinde kendine yer bulmasına üzülsem ve The Normal Heart’ın duygu sömürüsünün
dibine vurmasından mütevellit fazla abartıldığını düşünsem de Matt Bomer belli
ki role büyük emek vermişti, karşılığını böyle alması iyi bir şey, itiraz
etmemek gerek. Maggie Gyllenhaal ise zaten başarılı bir oyuncudur, The Honorable Woman’da da durum farklı
değildi. Seviniyorum, belki dizinin daha da dikkat çekmesine vesile olur bu
zafer, daha fazla kişi izler.
Allison
Janney’nin aday olup da ödülü alamadığı bir kategoride yorum yapmaya tenezzül
etmem. Kadın bu devrin en iyi oyuncularından biri, ne olursa olsun kabul
etmiyorum aksini!
Törenin
sinir bozucu anlarını bir kenara bırakırsak Tina Fey ve Amy Poehler her zaman
olduğu gibi mükemmeldi. Ödül töreni boyunca pek ortalarda değillerdi ama açılış
monologlarında gülmekten öldüğüm için yeter de artar. Umarım birkaç sene sonra
HFPA kürkçü dükkanına geri döner. Gelecek sene de en az onlar kadar dinamik bir
ikili isteriz. Hayır, James Franco ve Anne Hathaway değil tabii... Kristen Wiig
ve Bill Hader’a ne dersiniz?